HABER MERKEZİ – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vilnius’ta düzenlenen NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi sonrası düzenlediği basın toplantısında değerlendirmelerde bulundu. Basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Erdoğan, özetle şu ifadeleri kullandı:
RUSYA-UKRAYNA SAVAŞI: Çatışmalar uzadıkça yıkım, kan ve gözyaşı da artarak devam ediyor. Savaşın faturasını sadece taraflar değil Avrupa’dan Afrika’ya, Asya’dan Balkanlar’a farklı coğrafyalardaki pek çok ülke ödüyor. Türkiye olarak müttefiklerimizle dayanışma içinde hareket ederken aynı zamanda savaşın sona ermesi için yoğun çaba harcıyoruz. İlk günden itibaren Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni titizlikle uyguladık. Savaş gemilerinin Türk boğazlarından geçmesine müsaade etmedik. Böylece çatışmaların diğer bölgelere sıçramasının önüne geçtik. İstanbul süreciyle başlayan temas trafiği; Ukrayna tahılının sevkine izin veren Karadeniz Girişimi ve esir takaslarıyla devam etti. Karadeniz Girişimi’nin tekrar uzatılması için görüşmelerimiz devam ediyor.
MAKUL BİR AÇIKLAMASI YOK: Türkiye’nin müttefiklerini savunma taahhüdüne bağlı olduğunu, İttifak Dayanışması çerçevesinde sorumluluklarını yerine getirdiğini vurguladım. Tabii dayanışma sadece bizim değil tüm müttefiklerin içselleştirmesi gereken bir ilkedir. Bazı müttefiklerimizin bilhassa PKK’nın Suriye’deki uzantısı PYD/YPG ile kurdukları çarpık ilişki, ittifakın birlik ve bütünlüğüne zarar veriyor. Bu yaklaşımın makul ve mantıklı hiçbir açıklaması yoktur. Müttefiklerimize, ‘Terör örgütleri arasında ayrım yapmayın, İslam düşmanlığı ile mücadele edin’ demeyi kendimize zül sayıyoruz. Yaklaşık 40 yıldır bölücü terör örgütüyle mücadele eden bir ülkeyiz. Terörle ‘amansız ve amasız mücadele’ bizim kırmızı çizgimizdir. Artık tüm müttefiklerimizden kararlı ve net bir tavır bekliyoruz. Bu konudaki mesajımızı açık bir şekilde ilettim. NATO tarihinde ilk defa Genel Sekreter tarafından Terörizmle Mücadele Özel Koordinatörü atanacağı duyuruldu. 10 yılı aşkın süredir güncellenmeyen rehber ilkelerin gözden geçirilmesi çalışmalarına başlanması kararı alındı.
AÇIK KAPI POLİTİKASI: Türkiye, NATO’nun açık kapı politikasını daima desteklemiş bir ülkedir. Hiçbir ülkenin ittifaka girmesine keyfi sebeplerle engel çıkarmadık. Finlandiya’nın üyeliği, NATO ilkelerine riayet eden, müttefiklik hukukunu içselleştiren ülkelere tavrımızı teyit etmiştir.
STOLTENBERG VE KRISTERSSON İLE GÖRÜŞME: Türkiye’nin beklentilerini, üçlü muhtırada kayıtlı hususları, bugüne kadar İsveç’in taahhütlerini yerine getirme noktasında güncel durumu değerlendirdik. Yaptığımız ortak açıklamayla İsveç’in üyelik süreciyle ilgili önümüzdeki dönemde atılacak adımları tespit ettik. Buna göre Üçlü Daimi Ortak Mekanizma’nın yanı sıra İsveç’le bakan düzeyinde kurulmasına karar verilen İkili Güvenlik Mekanizmasıyla terörle mücadelede iş birliğini artıracağız. İsveç, tüm terör örgütleriyle mücadele başta olmak üzere Üçlü Muhtıra’da kayıtlı hususların uygulanmasını içeren bir yol haritası sunacak. Ayrıca İsveç, ülkemizin Avrupa Birliği üyelik sürecine, ekonomimiz açısından kritik önemi haiz Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesine ve vize serbestisine birlik üyesi sıfatıyla aktif destek verecek. Türkiye’ye uygulanan özellikle savunma sanayi alanındaki kısıtlamaların kaldırılması noktasında, üzerine düşeni yapmayı sürdürecek. İsveç makamları pazartesi akşamı yaptığımız görüşme çerçevesinde yol haritasını bize sunacaklar. Biz de bunu TBMM’ye sunacağız. Tabii ki onay makamı birinci derecede Meclis’tir. Meclisten geçtikten sonra da benim onayıma gelir. Bir an önce bu sürecin bitmesini de istiyoruz.
KURAN’A YÖNELİK SALDIRI: İnsanların kutsallarına saldırmak fikir hürriyeti değil, barbarlıktır, ilkelliktir, bir nevi terör eylemidir. Sadece İsveç’in değil, İslam düşmanlığının yükseldiği diğer ülkelerin de bu konuda kararlı tedbirler alması gerekiyor. Bu beklentimizi dile getirdik.
AB’DEN OLUMLU YAKLAŞIM BEKLİYORUZ: (AB’ye üyelik konusunda yeni bir aşamaya geçildi mi?) Biz bunu bütün liderlerle görüştük. En son Von der Leyen ile de bu konuyu görüştük ve kendilerinden olumlu bir yaklaşımı bekliyoruz. Bu konuyla ilgili de şu anda Büyükelçim Çağatay Bey bu işin takipçisi, görev onda. Temenni ederim ki yarın Brüksel’de yapılacak görüşmelerde tekrar bu ele alınacak. (NATO’da İsveç’e onay verdiniz. Bu, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımı için de bir yolculuğun başlangıcı mıdır?) Ben ağzın bal yesin diyeyim. Temennim odur ki aynen senin umutlandığın gibi biz de umutlanalım.
F-16’DA HER ZAMANKİNDEN UMUTLUYUM: Sayın Biden elinden gelen her şeyi yapacağını bizlere söyledi, ‘Takipçisi olacağım ve umutluyum’ dedi. Ama aynen işte bizde de nasıl Parlamento’dan geçmesi gerekiyorsa orada da Kongre’den geçmesinin gerektiğini ve zaman zaman Demokratlar’dan bazen Cumhuriyetçiler’den engel çıktığını ifade ettiler. Fakat gerek Sayın Başkan gerek Dışişleri Bakanı bu konuynun takipçisi olacağını bizlere söylediler. Temennimiz odur ki bu süreç içerisinde olumlu bir neticeyi alırız. Her zamankinden ben de daha umutluyum.
AZOV TABURU KOMUTANLARININ TESLİMİ: Bu aslında Rusya ve Ukrayna arasındaki bir görüşme neticesinde bize yansımıştı. Bizler, cuma gününe kadar olan süreçte bunlara ev sahipliği yaptık ve talep gelince olumlu bir yaklaşım sergileyelim dedik ve 6 Azov komutanını kendilerine teslim etmiş olduk. Önce Rusya’dan bazı açıklamalar oldu. Ama daha sonra bazı durumları öğrenince durum olumlu istikamete dönüştü. Ağustos ayı içinde Sayın Putin’le bir yüz yüze görüşmemiz olacağı kanaatindeyim. Orada da bunları tekrar yeniden ele alacağız.