Vatanı hainlere bırakmadık

 

İstanbul’da 15 Temmuz darbe girişiminde bir oğlu şehit bir oğlu gazi olan baba İhsan Ayanoğlu, aradan geçen altı yıla rağmen acısının ilk günkü gibi taze olduğunu belirterek, “Bir evlat şehit verdik bir evlat gazi verdik gururu da çok büyük acısı da çok büyük. 15 Temmuz’da Onur Ensar benim evladımdı 16 Temmuz’da milletimin evladı oldu, devletin evladı oldu” dedi.

O karanlık gecede yaşananları baba Ayanoğlu şöyle anlattı:

“Askerler, kuleden, Nakkaştepe’den bir de köprüden gişelerin altındaki vatandaşları 3’lü çapraz ateşe aldılar iki evladım orada vuruldu. Ben de oradaydım çocuklarımı aradım ama ulaşamadım. Vurulduklarını arkadaşlarından öğrendim, saat 02.45’de hastaneye geldiğimde 27 yaşındaki evladımı morgda, 25 yaşındaki evladımı da ne olacağını bilemeyeceğim halde de ameliyathanede buldum. Bir evlat şehit verdik bir evlat gazi verdik gururu da çok büyük acısı da çok büyük. 15 Temmuz’da Onur Ensar benim evladımdı 16 Temmuz’da milletimin evladı oldu, devletin evladı oldu. Allah devletimize milletimize zeval vermesin. Ölüm bizim için  kaçınılmaz bir son ama böyle bir şerefli ölüm hepimize nasip etsin.”

‘Yüzümdeki iz, şeref nişanemdir’

15 Temmuz darbe girişiminde Boğaz Köprüsü’nde darbecilere karşı verdiği mücadele sırasında yaralanan Gazi Hakan Yılmaztürk, o karanlık geceyi ve yaşadıklarını anlatarak, “Yüzümdeki iz, o geceden kalan şeref nişanemdir” dedi. Aynı zamanda şehit yakını da olan Yılmaztürk, kuzeni Muhammet Ambar’ın köprüde şehit düştüğünü, arkadaşlarıyla birlikte şehitlere şahitlik ettikleri için kendileriyle gurur duyduklarını belirtti. O geceyi anlatan gazi ve şehit yakını Yılmaztürk, “15 Temmuz, üzerinden 10 yıl da 100 yıl da geçse unutulmayacak. Biz tamamen geleceğimizi kurtarmak için oradaydık. Cennet gibi bir ülkede yaşıyoruz. Bu bayrağın altında yaşamaya her zaman devam edeceğiz. Benim yüzümdeki iz, o geceye dair şeref nişanemdir.İzi ameliyatla yok edeceklerini, estetik yapabileceklerini söylediler. Üzerine trilyonlar da verseniz ben bu izi asla kaldırmam dedim. Bu iz benim için teselli ikramiyesi.” diye konuştu.

Giden bir kolumdu ama kalan vatanımdı

Tuzla Orhanlı gişelerinde darbeci askerlerin açtığı ateş sonucunda sol kolunu kaybeden Gazi Üzeyir Civan, “15 Temmuz unutulmadı, unutulmaz, unutulması da mümkün değildir. Elhamdülillah yüreğimizdeki imanla beraber bizim olan bu vatanımızı hainlere teslim etmedik, etmeyeceğiz. Giden bir kolumdu ama kalan vatanımdı. Benim   için önemli olan da oydu” dedi.

Yaralandığında oradaki vatandaşların kendini hastaneye götürdüğünü ve hemen ameliyata alındığını anlatan Civan, “Hastaneye gittik, ameliyat oldum. 3 buçuk saatlik ameliyattan uyandım. Başucumda bekleyen yeğenime ‘Ne oldu, bitti mi?’ diye sordum. İlk sorduğum soru buydu. Şaşırdı yeğenim, ‘Ne bitti mi dayı?’ dedi. ‘Olaylar bitti mi, vatan selamette mi?’ dedim. O da, ‘Bitti dayı bitti’ deyince derin bir nefes çekerek ‘Elhamdülillah’ dedim.  Elhamdülillah ki ben kolumu kaybetmiştim ama cennet vatanımı kaybetmemiştim” diye konuştu.

İsmi unutulmayacak

Astsubay Ömer Halisdemir, Özel Kuvvetler Komutanlığını ele geçirmek isteyen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi’yi vurarak darbenin sembol isimlerinden biri oldu. 15 Temmuz darbe girişimi gecesinde Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele geçirmek isteyen askerlerin karşısına korkusuzca çıkan Halisdemir, Terzi’yi vurduktan sonra açılan ateşte şehit düştü.

En üst düzey asker

İstanbul’da darbe girişiminin engellemesinde kritik rol oynayan Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk, hain darbecilerin şehit ettiği en üst düzey asker oldu. Topkule 66. Zırhlı Tugayı’nda görev yapan Albay Ertürk, darbe gecesinde, arkadaşı Piyade Albay Davut Ala ve polislerle tugaya gitti.

İki tim, tankların, silahların ve askerlerin dışarı çıkmasını engelleyerek, tugay içindeki hareketlenmeyi durdurdu. Piyade Kurmay Albay Sait Ertürk darbeci hainlere, “Yaptığımız vatan hainliğidir. Teslim olun” deyince şehit edildi. Yanındaki Albay Davut Ala da, hain saldırıdan 7 kurşun yarasıyla kurtuldu.

Adı yaşayacak

Ankara Gölbaşı Özel Harekat Daire Başkanlığı’nda Özel Harekat Komiser Yardımcısı olarak görev yapan 24 yaşındaki Gülşah Güler de o gece vatan için canını veren isimler arasında. Saldırı sırasında ağır yaralanan Güler hastanede yaşamını yitirirken geride kendisiyle gurur duyan ailesini bıraktı. Şehidin ismi memleketi Hatay Kırıkhan’da bir ilkokula, Sakarya’da ise bir anaokuluna verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir