Türk halkı destan yazdı

Aydın Hasan / ANKARA – Ankara halkı, bir yaz akşamı sıra dışı ve hayranlık uyandıran bir ruh hali içinde sokaklara döküldü. Ses duvarını aşarak alçak uçuş yapan savaş uçaklarının korkunç uğultusu altında, üstüne yürüyen tanklara, atılan bombalara, helikopterden fırlatılan top mermilerine, üstüne sıkılan kurşunlara rağmen Genelkurmay karargahına, Ankara Emniyeti’ne, TRT’ye, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne ve daha birçok noktaya koştu. 15 Temmuz 2016 akşamı, silah gücüyle devletin çekirdeğini ele geçirmeye çalışan darbecilere karşı direndi. Türkiye’nin genelinde bir destana dönüşen bu direniş, Ankara’da daha anlamlıydı. Çünkü devletin çekirdeğini oluşturan önemli kurumlar Ankara’da idi. Bu direniş sayesinde akşam saatlerinde başlayan darbe girişimi, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte hain karanlığına gömüldü. 15 Temmuz 2016 gecesi, sadece Ankara’da değil İstanbul’da ve Türkiye’nin birçok yerinde bir halk destanı yazıldı.

Çukur siyaseti çökertildi

Aslında 15 Temmuz gecesi, özünde Türkiye’nin yönetim ruhuna yönelik uzun vadeli planın safhalarından biriydi. Basit ve özet ifade etmek gerekirse; emperyalizm; 1919 ruhunu, Atatürk’ün dehası, milletin imanı ve tam bağımsızlık vurgusu ile kurulan Türk devletinin kuruluş felsefesini hiçbir zaman hazmedemedi. Sürekli Türkiye’yi üniter yapısı zedelenmiş, bağımlı, uydu bir devlete dönüştürmek amacı çerçevesinde açık gizli girişimlerde bulundu. 15 Temmuz gecesini, daha iyi anlamlandırabilmek için bir iki yıl öncesine dönelim. Terör örgütü PKK’nın Suriye kolu PYD, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin güney sınır hattında  2014 yılında üç kanton kurduğunu ilan etti. Cezire ve Kobani kantonlarını birleştiren PYD’nin hedefi, Afrin kantonu ile bu bölge arasında coğrafi bütünlüğü sağlamaktı. 2015 yılının sonbaharı ve kışında ise terör örgütüyle destekçilerinin Türkiye’yi bölmeye yönelik planı  uygulamaya konuldu. Hakkari/Merkez-Yüksekova, Şırnak/Merkez-Beytüşşebap, Diyarbakır/Sur-Silvan, Mardin/Nusaybin, Ağrı/Doğubeyazıt, Muş/Bulanık-Varto, Van/Merkez-Tuşba-Başkale-Erciş, Bitlis/Hizan, Siirt/Eruh, Adana/Seyhan Batman/Bağlar, Tunceli/Merkez olmak üzere 19 farklı yerde sözde Öz Yönetimler ilan edildi. Cizre, Silopi, Sur, İdil, Nusaybin ilçelerinde hendek ve barikatlar oluşturuldu.

PKK, tahkim edilen hendek/barikatlar ile sözde kurtarılmış bölgeler oluşturarak şehirlerde kontrolü ele geçirmeyi hedefledi. Bu stratejinin bir sonraki aşamasında ise Suriye benzeri kanton bölgeler oluşturarak sözde Demokratik Özerklik ilan etme amaçlanıyordu. Ancak asker, jandarma ve polisin başarılı ve kararlı operasyonları ile terör örgütünün hendek – çukur siyaseti çökertildi.

Garnizon Devleti planı

2016 yılında bir “terör garnizonu devleti” oluşturmaya yönelik “terör koridoru” planı çerçevesinde 2016 yılında ABD’nin desteğiyle Menbiç, YPG güçlerinin ağırlığını oluşturduğu SDG tarafından ele geçirildi. Menbiç’ten Azez’e uzanan hattın işgaliyle Türkiye sınırı hattında bir koridor oluşturulacaktı. 2016 yılının Nisan ayında ABD’nin Haseke bölgesine sevk ettiği askeri yardımın bir bölümünün Afrin’e ulaştırıldığı tespit edildi. 2016 yılı 15 Temmuz’da terör örgütü FETÖ’nün darbe girişimi işte böyle bir dönemde yaşandı.

Ordu 40 günde toparlandı

Darbe girişiminin bir amacı da, Türkiye’nin iç çatışmalara sürüklenmesiydi. Ancak Türk Silahlı Kuvvetleri; Türk halk kültüründe önemli bir yeri olan ‘40 gün’ kavramını akla getiren bir tarzda, gücü konusunda dünyaya önemli bir mesaj verdi. Türkiye ulusal güvenliğine yönelik hesapları, 40 günde bozdu.

FETÖ darbe girişiminden 40 gün sonra 24 Ağustos’ta Fırat Kalkanı Harekâtı başlatıldı. Bu harekat ile terör örgütü DAEŞ’in Suriye içindeki ikinci güçlü noktası olan El Bab operasyonu başarı ile tamamlandı. Terör örgütü PKK ve Suriye’deki uzantılarına karşı verilen mücadele ile terör koridoru planı bozuldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir