Caddebostan Kültür Merkezi’ndeki (CKM) panele Fenerbahçe Gönüllüleri Derneği Başkanı Emrah Tünay, yönetim kurulu üyeleri, Fenerbahçe Kulübü eski Başkanı Aziz Yıldırım, eski yöneticiler Şekip Mosturoğlu, İlhan Ekşioğlu, Cemil Turan, Tamer Yelkovan, Yasemin Merçil, Mithat Yenigün, Mahmut Uslu, Ali Yıldırım, Cenk Başak, Fenerbahçe eski teknik direktörü Aykut Kocaman ve çok sayıda davetli katıldı. Aziz Yıldırım panele kızı Yaz ile birlikte katıldı. Organizasyon Aziz Yıldırım’ın 3 Temmuz sürecinde ceza evine girişi ve sonrasında yaşanan sürecin gösterimi ile başladı.
EMRAH TÜNAY: TÜRK SPOR VE SİYASİ TARİHE DÜŞEN KARA BİR LEKEDİR
Fenerbahçe Gönüllüleri Derneği Başkanı Emrah Tünay, 12 yıl önce başlayan kumpasın Türk spor ve siyasi tarihine düşen kara leke olduğu ifade etti. Bu kara lekenin izlerinin hala silinmediğini dile getiren Tünay, “2011 öncesi Fenerbahçe’miz Sayın Aziz Yıldırım’ın önderliğinde inanılmaz bir tesisleşme hamlesi yapmış, o süreçte profesyonel futbol takımımız 5 kez şampiyon olmuş, amatör branşlarda yüzlerce şampiyonluk kazanılmış, bilançolarımız artıya geçmiş ve borsa değerimiz 1,8 milyar Dolar olmuştu. Bütün bu başarılar, Fenerbahçe’mizin ülke standartları üzerinde yakaladığı bu performans, camiamıza karşı dahili ve harici düşmanlar yarattı, Fenerbahçe’miz bir hedef haline geldi. Fenerbahçe Spor Kulübü’nü ele geçirmek isteyen bu terör örgütü, karşısında Türkiye’nin en büyük sivil toplum kuruluşunu, yıkılmayan son kaleyi bulacağını hiç hesaba katmamıştı. Fenerbahçeliler tek bir yürek, tek bir bilek halinde, FETÖ karşısında bırakın yıkılmayı, tek bir tuğlanın bile sökülemediği bir duvar örmüştü. Kimsenin önünde durmaya cesaret edemediği, devletin en mahrem kılcal damarlarına kadar girmeyi başaran FETÖ, karşısında ‘Ne şikesi, memleket elden gidiyor’ diyerek 15 Temmuz’u daha o günlerden işaret eden Başkanımız Aziz Yıldırım’ı buldu. Kaçacak denirken meydan okuyarak ülkesine dönen, yaklaşık bir yıl süren gözaltı, hapishane ve sonrasındaki mahkeme süreçlerinde her zaman meydan okuyan tavrıyla, cesareti ile, hesap sorulan değil hesap soran tarzıyla, ‘darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe’ diyebilecek kadar cesur olan, yaşamında birinci önceliğini hep Fenerbahçe’sine verip, hayatını Fenerbahçe’ye adayan Başkanımız Aziz Yıldırım. 3 Temmuz’un üzerinden 12 yıl geçti. Ama bizler sizin o dönem verdiğiniz cesur mücadeleyi hiç unutmadık. Dört duvar arasında iken bile, bize cesaret verdiniz. Birlik ve beraberliğimiz o dönem hiç bozulmadı. Silivri’de, Metris’te, Çağlayan’da, Caddede, Anitkabir’de, Topuk Yaylası’nda, başka bir deyişle olmamız gereken her yerde bu hain ihanet çetesi ile mücadele ettik. Tek bir yürek halinde FETÖ kumpasına karşı destansı bir direniş göstererek, hep birlikte bu terör örgütüne meydan okuduk” ifadelerini kullandı.
YASEMİN MERÇİL: BU YÜK DE DEĞİL, KARANLIK BİR DÜŞÜNCEYDİ
Fenerbahçe Kulübü Eski Yönetim Kurulu Üyesi Yasemin Merçil, konuşması sırasında gözyaşlarına engel olamadı. Merçil, “Bütün işlerle birlikte sorumluluk almak zorunda kaldım. Şekip Mosturoğlu da olmayınca bütün yük bana kaldı ama bu yük de değil, karanlık bir düşünceydi. Başkanımız bize her zaman güç verdi; ‘bu günlerin geçeceğini, korkmamamız gerektiğini’ söyledi. Fenerbahçe son kaleydi ve yıkılmıyordu. Taraftarımız da durmaksızın çalıştılar. Türkiye’nin o zaman yaşadığı bir süreç vardı, polis, yargı ve medya belli dizayn edilmiş süreç içerisinde devam ediyordu” diye konuştu.
İLHAN EKŞİOĞLU: BU DİRENİŞ SADECE HAKLILIĞIMIZI ORTAYA ÇIKARMADI TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN ÖNÜNÜ AÇTI
Fenerbahçe Kulübü Eski Yönetim Kurulu Üyesi İlhan Ekşioğlu, “Bu önemli gününün 12’nci senesinde tek söyleyebileceğim şey Sayın Başkanımızın önderliğinde 3 Temmuz’dan sonra başlatılan direnişte sizlere şükran borcumuz var. Bu direniş sadece haklılığımızı ortaya çıkarmadı ilerleyen günlerde Türkiye Cumhuriyeti’nin önünü açtı” dedi.
AYKUT KOCAMAN: BAYRAĞI DİMDİK HAVADA TUTTUK
Fenerbahçe Eski Teknik Direktörü Aykut Kocaman, “Sen Bizim Kocaman Gururumuzsun” tezahüratları ve alkışlarla sahneye çıktı. Kocaman, Fenerbahçe’nin dünyanın en büyük spor kulübü olduğunu ifade ederek, “Ülkede pek çok şeyi değiştiren hale geldi. Çok güçlü bir örgütün ilk itiraz duvarıdır. Çok kapsamlı bir yer. Büyük bir şok tabii ki. Hemen kulübe gittim ne olduğunu anlamaya alıştık. Takımı topladık ve Topuk Yaylası’na gittik, basın toplantısıyla beraber durumun öyle olmadığını anlatmamız gerekiyordu. Hayatımızın en güzel günlerinden biridir Fenerbahçelilerin Topuk Yaylası’na gelişi, Cadde’ye inişi ve isyanı başlatmaları. Antrenmanlar başladıktan sonra hazırlık maçları da dahil bütün maçları kazanmak olarak oynadık. Ligin 14’ncü haftasına kadar mayınlı tarlada Galatasaray maçına kadar ve sonrasında sezonun sonuna kadar bayrağı dimdik havada tuttuk” diye konuştu.
“GÖRDÜĞÜM EN OLAĞANÜSTÜ ANLARDI”
12 Mayıs 2012 tarihinde Galatasaray maçı sonrasında yaşanan olaylar hakkında da konuşan Aykut Kocaman, “Öyle bir durum ki bir taraftan olağanüstü bir sezon yaşadık. Her hafta puan kesikleri. Kadro zaten zayıflamıştı. Biz süreçte mayın tarlasında savaşmaya çalıştık. Özellikle ana amacımız bu maça gelirken Galatasaray ile en fazla 6 puan olsundu. Bunu yakalarsak Play-Off’ta bizim elimizde olacağını ve şampiyon olacağımızı düşünüyorduk. O günkü maçın 5-10 dakikasındaki olaylar bütün sezonu anlatıyordu. Bütün yönetim kurulunun, taraftarların şampiyonluğun kaybedilmesinden sonrasındaki buruklukla, lanet sezonun bitmesiyle belki de başının önüne eğilmediği anlar benim gördüğüm en olağanüstü anlardı” şeklinde konuştu.
AZİZ YILDIRIM: ATATÜRK’ÜN KURDUĞU BU CUMHURİYETİ ORTADAN KALDIRMAKTI AMAÇ
Fenerbahçe Kulübü Eski Başkanı Aziz Yıldırım, kürsüye kızı Yaz ile çıktı. 3 Temmuz’un herkesin hayatında yaşadığı sürece yer edeceğini belirten Aziz Yıldırım, “Fenerbahçe’nin üzerine oynanan oyun şike davası değil. Fenerbahçe’nin üzerine oynanan oyun Türkiye Cumhuriyeti’nin üzerine oynana oyunun parçasıdır. Balyoz, Ergenekon davalarının içinde yok edilmeye çalışan askerlik kurumu, vesayet anlatımı ile birlikte kamuoyunda hepimiz inandırıldık. Asker hep ihtilal yapardı ama sonunda bir yere geldik. Asker ihtilal yapmıyor sivil insanlar yapıyor. MİT Müsteşarı, Amerikan büyükelçisi, bizim büyük işadamımız devletin izni altında komünizmle mücadele altında dernek kurdurlar. O dernek evrim gerçekleştirdi ve FETÖ oldu. Nereye geldik askerleri yok ettik, yargıyı ele geçirdik. Şike davası olarak bu davayı görürseniz yanılırsınız. Bu dava Türkiye Cumhuriyeti’ni yok etme ve yerine yeni bir Cumhuriyet kurma. Adı ne olacak İslam veya bir başka. Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyeti ortadan kaldırmaktı amaç. Devletin kurumlarını da ele geçirdiler. Ne oldu kripto olarak hala bazıları uykuda. Tehlike hala devam ediyor, bütün partilerin içinde FETÖ hala devam ediyor. Fenerbahçe ne yaptı, direnişin ateşini yakan Fenerbahçe’nin ta kendisidir, ben değilim. O ateşi sizlerle beraber yaktık. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşamasını sağladık. Fenerbahçe kendisine yapılan haksızlıktan dolayı sokağa çıktı. Ankara’ya Atatürk’e gittik, şikayet ettik. Sadece biz de gitmedik, Galatasaraylı Beşiktaşlı, Bursasporlu Eskişehirsporlusu da geldi. O zaman iktidardaki parti ile bunlar iç içeydi ne oldu FETÖ orada kendi istediklerini 160 insana kazık attı. Orada olayları organize eden kişileri bir şekilde tehdit ettiler. Geldik 3 Temmuz. Askeri halletti… Öyle şekilde halletiler ki aileler inandı. Eşler inandı boşandılar. Sonra ne oldu? Emniyet, savcı hakim kendi ellerindeyken askeriyeyi de ezdiler” dedi.
“FENERBAHÇE’YE ÇATTIKLARI İÇİN PİŞMAN OLDULAR”
Fenerbahçe’nin her yerde mücadele ettiğini dile getiren Aziz Yıldırım, “Pişman oldular Fenerbahçe’ye çattıkları için. 12 Şubat’ta Silivri’de ‘ne şikesi, memleket elden gidiyor’ derken inanarak söyledim. İktidarın altı tamamen boşalmıştı, FETÖ’ydü. ‘Başkanlığı bırak eve git’ diyenler oldu. Millet izin alıp görüşmeye gelemiyordu, onlar odaya geliyordu. Biz bıraksaydık sizin gücünüzü arkamıza alamazdık. 7 Şubat oldu MİT Müsteşarını alacaklardı sonra sıra Başbakan’a geliyordu ve Türkiye Cumhuriyeti’nde yeni bir dönem başlangıcı olacaktı. 17-25 Aralık sonrasında dershaneler olayı ve iktidar da Fenerbahçe gibi FETÖ ile mücadeleye başladı. Bunların son çıkış noktası 15 Temmuz’du. Fakat o zaman da başarısız olunca Cumhurbaşkanı tarafından yapılan çağrı ile millet sokağa döküldü. Ankara’ya davet ettiler Kulüpler Birliği’ne orada ‘Herkesin Fenerbahçe Spor Kulübüne ve onun insanlarına teşekkür borcu var’ dedim. FETÖ’nün amacı Fenerbahçe’yi değil Türkiye Cumhuriyetini ele geçirmekti. Allah yukarıda ve büyük, 15 Temmuz’da elleri ayaklarına dolaştı da hepimiz yaşıyoruz. Bugün bütün tarikatların içindeler, onların içine attılar kendilerini. Her yerde varlar ve güçlüler bilin. Onlarla mücadeleyi kesmemek gerekiyor 5 sene önce söyledim bugün hepsini yaşadık gördük. Fenerbahçe parçalanmasın bölünmesin. Benim şahsımın Fenerbahçe başkanlığı gibi bir düşüncesi yok. Ama ‘görev düşerse kulübün kapısında bekçi olurum’ diyen adam her zaman hazırdır” dedi.
“MANEVİ HAKLARIMIZI KİMSE ÖDEYEMEZ AMA MADDİ HAKLARIMIZI ÖDERLER”
Aziz Yıldırım 1 sene hapis yattığını hatırlatarak, “1 sene yattık tamam ama insanlar üzüldü. Mehmet Berk’e ‘100 senelik bir çınara seni üye yaptım. Sizin derdiniz benleyse bunu benle hallederdiniz. Niye böyle yaptınız. Ben Fenerbahçeliyim’ dedim. Fenerbahçe olarak parçalanmayın bölünmeyin. Kulübümüzün çatısı altında her türlü insan var. Düşünceler aynı olmayabilir ama üst kimlikte Fenerbahçe var. Kötü günler geliyor bakın. Onlar iktidarla kava etmiyor, kavga edilmez. Biz ettik ama FETÖ ile ettik. Belli bir noktasından sonra FETÖ’den ayrıldılar zaten. Manevi haklarımızı kimse ödeyemez ama maddi haklarımızı öderler. Ben gelir devletle konuşurum. Fenerbahçe mağdur edildi. Mahkemede tekrar mağdur olacak. Mahkemeye gitmeyiz, devletle anlaşacağız oturup konuşacağız başka türlü olmaz” şeklinde konuştu.
YAZ YILDIRIM: DÜŞERSENİZ AYAĞA KALKIN
Aziz Yıldırım’ın ardından konuşan 9 yaşındaki kızı Yaz ise “Ben Londra’da futbola gidiyorum. Futbolu çok seviyorum. Bir maçta sakatlandım. Tekrardan oynayacağım dedim ve 1 dakika sonra gol attım. Düşerseniz ayağa kalkın. Ben Fenerbahçeliyim, en büyük Fenerbahçe” ifadelerini kullandı.