Konya tarih, kültür ve doğa turizminin en güzel örnekleriyle her mevsim görülmeye değer bir yer. 10 bin yıllık bir mirasa ev sahipliği yapıyor. Özellikle müzeleriyle, yöresel mutfak kültürü ve manevi huzur bulabileceğiniz bir şehir. Konya’da Bilim Merkezi’nden Tropikal Kelebek Bahçesi’ne, Panorama Müzesi’nden Ecdat Bahçesi’ne, Sille’den Kilistra’ya, Alaaddin Tepesi’nden İnce Minare’ye, Meram Bağları’ndan Yerköprü Şelalesi’ne, Nasreddin Hoca’dan Şems-i Tebrizi’ye kadar görülecek çok fazla doğal ve tarihi zenginlik var. Ayrıca Beyşehir, Akşehir, Seydişehir, Hadim, Ereğli, Karapınar, Ilgın, Cihanbeyli gibi ilçelerde de çok sayıda güzellik bulunuyor.
Görmeden gelmeyin
Konya için önemli bir turizm destinasyonu olan Tropikal Kelebek Bahçesi 7 bin 600 metrekare alanda yer alıyor. 3 bin 500 metrekarelik gezi alanından oluşuyor. Yaz-kış 28 derece sıcaklık ve yüzde 80 nem koşullarının sağlandığı bahçe 172 türde 20 binden fazla tropikal bitkiye ve 45 farklı türde binlerce kelebeğe doğal yaşam alanı sunuyor. Kelebeklerin larvadan kelebek haline gelişindeki tüm evrelerinin gözlemlenebildiği bahçe içerisinde Kelebek Müzesi, Böcek Müzesi ve Doğa Eğitim Sınıfı gibi ziyaret alanları da yer alıyor. Bahçe içerisinde öğrenciler için bilim insanı, mantar, kuş, böcek etkinlikleri yapılıyor. Hafta sonlarına özel olarak da hayata dokun, boyama ve el işi etkinlikleri gerçekleştiriliyor. Konya’ya gidip Tropikal Kelebek Bahçesi’ne uğramazsanız bir yanınız eksik kalacaktır.
Eşsiz mutfak kültürü
Konya mutfağının Çatalhöyük’le yoğrulan, Selçuklu sarayında pişen ve Mevlevi mutfağında olgunlaşan öyküsü; özellikle Selçuklu ve Osmanlı devrinde adeta altın çağını yaşamıştır. Konya aynı zamanda türbesi yapılan ilk aşçı olan, Mevlânâ Hazretleri’nin baş aşçısı Ateşbaz-ı Veli Hazretleri’nin de şehridir. Mevlâna Hazretleri’nin “Senin tuzundan alan şifa bulsun, seni ziyaret edenler huzur bulsun. Aşları artsın eksilmesin; taşsın dökülmesin” duasıyla övdüğü Ateşbaz-ı Veli Hazretleri; ateşe gönlünü nakşedip yemeklerini hikmetle pişirmiş, hepimizi derinden etkileyen sırlarıyla manevi iklimimizde çok özel bir yer edinmiştir. Konya mutfağı konusunda klasik olarak bilinen yemekler dışında damak tadınıza uygun çok sayıda yemek bulunmakta. Bamya çorbası, arabaşı çorbası, kesme çorba, badem çorbası; etli yaprak sarma, desti kebabı, etli ekmek (pideye benzer), Konya tandır, bıçak arası, ekmek salması, kavurma, kavurmalı Konya tiridi, Bademli pilav gibi yemekler ile kaymaklı höşmerim, un helvası, saç arası, kabak tatlısı, incir dolması gibi tatlıları denemelisiniz.
Görsel şölen sunuyor
Selçuklu’nun gözde ziyaret mekanlarından biri olan Selçuklu Çiçek Bahçesi 27 tür, 65 çeşit ve 400 bin çiçekle yeni sezonda ziyaretçilerini bekliyor.
Selçuklu Belediyesi Konya’nın en büyük parklarından biri olan Kelebekler Vadisi Parkı’nda oluşturduğu ziyaret mekanları ile Konya turizmine önemli katkılar sağlıyor. Türkiye’nin en renkli bahçelerinden biri olan ve yaz döneminde de yerli -yabancı binlerce ziyaretçiye görsel şölen sunan Selçuklu Çiçek Bahçesi kapılarını ziyaretçilerine açtı.
Yaz dönemine hazır hale getirilen bahçede özel mevsimin çiçeklerinin yanı sıra yürüyüş yolları, kamelyalar, seyir tepesi, çocuk oyun alanları ve hatıra köşesi bulunuyor. Bahçe bu yıl çiçeğin yanı sıra tavus kuşu, sülün, süs tavuğu ve güvercin gibi kuş türlerine de ev sahipliği yapıyor.
Selçuklu Çiçek Bahçesi Pazartesi günü hariç haftanın 6 günü sabah 9’dan akşam 20’ye kadar ziyaret edilebiliyor.
5 bin yıllık tarihe şahit
Selçuklu, kültürel hazinesini tanıtmaya devam ediyor. Selçuklu Belediyesi müzelerine yerli ve yabancı ziyaretçilerden yoğun ilgi var.
Selçuklu Belediyesi tarafından 5000 yıllık tarihi geçmişe sahip olan Sille’nin cazibesini arttırmak için yapılan restorasyon çalışmaları ile gün yüzüne çıkan müzeler yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor. Geçmiş zamanda pek çok medeniyete ev sahipliği yapan Sille, tarihi ve kültürel olarak birçok mimari yapıyı bir arada bulunduruyor. Bu mimari yapıların önemli bir kısmını oluşturan müzeler binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlıyor.
Sille müzesi
Anadolu’daki önemli tarihi yerleşimlerden biri olan Sille’nin köklü kültürel mirasını, ziyaretçilere özenle seçilen objeler üzerinden sunmaktadır. 5 bin yıllık tarihin izlerini görebileceğiniz Sille Müzesinde günlük yaşama dair objelerle adeta geçmişe gideceksiniz.
Dünyanın ilk kilisesi
Bizans dönemine değinen eserin, giriş kapısı üzerindeki kitabede yapının 327 yılında İmparator Konstantin’in annesi Helene tarafından inşa ettirildiği belirtilmektedir. Türkolog Ali Canip Olgunlu “Ayasofya / Karadaki En Büyük Yelkenli” isimli kitabında Aya Elenia’nın dünyanın ilk kilisesi olduğunu ifade etmektedir. İçyapı üzerinde Yunan harfleriyle yazılmış olan 1833 tarihli Türkçe bir tamir kitabesi bulunur. Bu kitabe, kilise tarihi hakkında bilgi verir. Geçmiş dönemde sadece kilise olarak değil I. Dünya savaşında askeriye ve sıhhiye deposu olarak da kullanılmıştır. Müze içerisinde Kubbe kasnağında Hz. Musa, Süleyman, Davud ve Danyal peygamber tasvirleri yerleştirilmiştir. Yakın zamanlara kadar harabe halde olan kilise, Selçuklu Belediyesi’nce müzeye dönüştürüldü. Şimdi ise yerli ve yabancı turistlerin yoğun uğrak noktalarından biri.
İlk ve tek
Zaman müzesi, Sille’de Baraj yolunun güney-batı kısmında kalan mezarlığın üzerinde yer almaktadır. Tek gözlü bir kilise olan yapı Tepe ya da Küçük Kilise olarak da adlandırılmaktadır. Sille Şapeli’nde kurulan Türkiye’nin zaman konseptli ilk ve tek müzesi olan Zaman Müzesi’nde, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait zaman ile ilgili birçok nadide eser sergileniyor. Müzenin ilgi çeken eserleri arasında; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler, Osmanlı paşaları tarafından düzenlenen ve genel kullanıma tanzim edilen ruznameler, cep ve masa takvimleri ve resmi dairelerde kullanılan el yazma baskı takvimler yer alıyor.
Doğayla iç içe
Türkiye’nin en büyük parklarından biri olan Sille Baraj Park, binlerce ziyaretçiye ev sahipliği yapıyor. Günlük yaşamın stresinden uzaklaşıp nefes almak isteyen binlerce kişi Sille’nin temiz havasında aileleriyle birlikte hoşca vakit geçirmek için baraj parkına tercih ediyor. Konyalıları su ile buluşturan ve şehrin yeni cazibe alanı olan baraj parkta, izci kampı merkezi, tekne gezinti alanı, iskele,uçurtma tepesi, çay bahçesi, restoran, ahşap gezinti yolları, çim amfi, çocuk oyun alanları, spor alanları gibi farklı etkinlik alanları yer alıyor.
Karatay Lavanta kokacak
Karatay Belediyesi tarafından Konya’ya kazandırılan Karatay Lavanta Bahçesi, kapılarını 1 Temmuz Cumartesi günü ziyaretçilerine açıyor. Geçtiğimiz yıl büyük ilgi gören Lavanta Bahçesi’nin bu yıl da ziyaretçi akınına uğraması bekleniyor. Karatay Belediyesi’nin vatandaşların hoş vakit geçirmesini sağlamak, alternatif tarım ürünlerini artırmak ve arazileri daha verimli değerlendirmek amacıyla 2019 yılında Karaaslan Üzümcü Mahallesi’nde oluşturduğu Karatay Lavanta Bahçesi yeni sezon için artık hazır. Karatay Belediyesi ekiplerinin gerekli bütün hazırlıklarını tamamladığı Karatay Lavanta Bahçesi, 1 Temmuz Cumartesi günü kapılarını ziyaretçilerine açacak. Geçtiğimiz yıl on binlerce kişinin ziyaret ettiği ve unutulmaz zamanların yaşandığı Karatay Lavanta Bahçesi’nin bu yıl da büyük ilgi görmesi bekleniyor. Evlilik teklifi yapanlardan nişan veya düğün fotoğrafı çektirmek isteyen genç çiftlere; amatör ve profesyonel fotoğraf sanatçılarından anı ölümsüzleştirmek isteyen on binlerce vatandaşlara kadar Konya’ya gelecek yerliyabancı turistler de Temmuz ayı boyunca Karatay Lavanta Bahçesi’ni en önemli uğrak noktası olarak seçecek.
Uğrak noktası oldu
Bu yıl da vatandaşlar; lavantalar arasına yerleştirilen birçok objeyi kullanarak ziyaretlerini ölümsüzleştirecekler. Karatay Belediyesi ayrıca oluşturulan Karatay Büfe, seyir terasları, yürüyüş yolları ve bahçenin daha birçok noktasında da keyifli vakitler geçirecek. Aynı zamanda vatandaşlar; dondurmadan, gazoza kadar Lavantadan üretilen birçok ürünün tadına bakma imkânı da bulacaklar. Karatay Lavanta Bahçesi kokusu ve eşsiz mor ve eflatun renklerin oluşturduğu görsel şölenle Konya ile Karatay’a bambaşka bir hava katıyor.