Fotoğrafın ardındaki gerçeklik

SERAY ŞAHİNLER- Ahmet Elhan’ın, sanat yönetmenliğini Döne Otyam’ın üstlendiği, İzmir’deki Club Marvy’nin multidisipliner sanat alanı Atelier Marvy’de açılan yeni sergisi “Yerler”, mekânı binlerce bileşenine ayırıp birleştirerek her mozaikteki parçanın biriciklik hâliyle, bütünün yapısına odaklanıyor. Bunu yaparken gerçeklik kavramını da tartışmaya açıyor. “Yerler”, uzun zamandır sorguladığımız gerçeklik ve görme biçimlerine referans veren bir sergi. Sergide karşımıza çıkan sabit mekânlardaki her bir kare, tek tek çekilmiş; bir araya getirildiğinde ise her biri kendi perspektifine sahip olduğu hâlde ortaya ‘görülmeyen’ bir gerçekliği koyuyor.

Yeni bir ideoloji 

Gerçeklik ve yanılsama hâlinin oluşturduğu ikilem, üç boyutlu mekânda bir illüzyon yaratarak fotoğrafın aktardığı gerçeği kabullenişimizi sorguluyor. Elhan, “Fotoğraf bizi ikna etmek üzerine kurgulanmış bir aygıt. Birçok konuda da bir metafordur. ‘Şimdi bunları bırakalım gerçeğin bir fotoğrafını çekelim’ diye laflar duyarız. Yani fotoğraf, objektif olduğunu, bir nesne olduğunu ve gerçeğin yüzünü göstereceğini iddia eden bir ideolojinin ürünüdür. Bunun bir öncesi resimdir. Her hâkim ideoloji, kendine ait bir görsel amblem üretir. Onun bir öncesi de ikonalar ve minyatürlerdir. Bu anlatım biçimleriyle kendi ideolojilerini amblemleştirirler. Yeni dönemin ideolojisi ise yapay zekâdır. Burada dikkat çeken konu şudur; hepsi inatla insan bakışını yakalamaya ve onu yeniden sunmaya çalışıyor. Bunu yaparken de gerçeği kendi istediği gibi eğip bükmeye çalışıyor. İnsanlarda ‘Bunu bu kadar nasıl gerçekçi yapabiliyor’ diye şaşkınlık yaratıyor. Aslında gerçek değil gerçekçi yapıyor. Gerçekçiliğin ne olduğunu, tamamen yapay bir şey olduğunu kavrarsak ona o şekilde bakarız. Bu, kötü demek değildir ama ne olduğunu anlamak gerekir” diyor.

Elhan, sergide içeriğin biçimde olabileceğine vurgu yaparak biçimi bulduğunda içeriği de keşfediyor.

Sanatçı, sergide yer alan “Evin F Hâli”nden “Stadyumlar”a kadar gerçekliğin bir başka tezahürü olarak ters köşeleri bulmaya çalışıyor. Kendi deyimiyle bir tez değil, form ve biçim çıkarıyor. İçeriğin biçimde olabileceğine vurgu yaparak biçimi bulduğunda, daha önce bilinmeyen bir içeriği de keşfediyor. Bir programda üretilmiş ‘seçenekleri’ bir araya getirmiyor, birbirinden bağımsız kareler üretiyor. Elhan bu tercihi “İnsanlar bu fotoğraflara baktıkları zaman bir program tarafından üretildiğini zannederler ama programlar hatasız üretim yapar. Dikkat ederseniz burada bir sürü hata görürsünüz; yandakini taklit eder, renkler karışır. Hiçbirine müdahale etmiyorum. Her bir kare kendi gerçekliği içinde rengini buluyor” sözleriyle açıklıyor.

Ahmet Elhan’ın fotoğrafın geçmişi ve bugünü üzerinden bir başka söz söylediği “Yerüstünden Notlar III” sergisi ise şu sıralar İstanbul’daki Evin Sanat Galerisi’nde ziyaret edilebilir. Elhan yine bir başka gerçekliğe, “Kutsal Aile” serisi üzerinden bakıyor ve aile kavramını modern çağın ailelerinin fotoğrafları üzerinden eleştiriye açıyor. Elhan kimi zaman aristokrat kimi zaman da burjuva aile fotoğraflarında figürlerin yüzlerini çeşitli nesnelerin arkasına saklayıp bulundukları mekânı dönüştürerek bu eleştiriyi kendi görsel diliyle izleyiciye sunuyor. “Kutsal İttifak” serisini ise özgürlük, insan hakları, sekülerleşme gibi temel kavramların karşısında konumlanan 19. YY monarşik birlikleri temeline oturtan Elhan, iki dünya savaşı arası dönemin siyasi, askeri ve dini ittifaklarını tartışıyor.

Her iki sergi 16 Temmuz’a kadar ziyarete açık olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir