‘Futbol sadece futbol değil’ sözü bir sloganın ötesinde tüm gerçekliğiyle, dev organizasyonlara ev sahipliği yaptığınızda gün yüzüne çıkıyor. Her gün geçtiğiniz sokaklardaki havayı başkalaştıran, aynı yerleri farklı bir gözle görmenizi sağlayan bir şeye dönüşüveriyor.
İstanbul geçen hafta Şampiyonlar Ligi finaline ev sahipliği yaptığında ortaya çıkan görüntüler, asla unutulmayacak güzel hatıralar olarak kaldı futbolseverlerin belleklerinde… Sportif, turistik, ekonomik ve sosyal yanlarıyla kentin gündelik hayatına bir süreliğine damga vurdu bu etkinlik. Manchester City ile Inter’in Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki buluşması için onbinlerce kişi yurt dışından ülkeye giriş yaptı.
Gelenlerin sadece İngiliz ve İtalyan taraftarlar olmadığını, sokaktaysanız anlamak mümkündü. Dünyanın her yanından insan şehre adeta akın etmişti. Bileti olmayan binlerce taraftarın da, maça giremeyeceklerini bile bile sadece şehre yayılan ‘final havası’nı teneffüs etmek için geldiklerine tanık olundu.
Bileti olanların da tek derdi 90 dakika değildi. Beyoğlu ve Beşiktaş’ta maçtan iki gece önce bile çoğu kafe-barın City ve Interli taraftarlarla dolup taşmasını, anlatmaya çalıştığımız şeyin hayali görseli olarak bırakalım buraya. İlgili görseller eşliğinde, taraftarlarla yaptığım röportajlara geçelim.
“BAŞARININ SIRRI PEP’İN MENTALİTESİ”
Steve yaşadığı şehir Manchester’dan arkadaşlarıyla gelmiş… İstiklal Caddesi’nde yürürken anlatıyor bir yandan, şehri ne kadar beğendiğini: ‘Ben İstanbul’a ilk kez geliyorum. Çok güzel bir şehirmiş gerçekten, insanlar dost canlısı. Başka bir zaman tekrar gelmeyi istiyorum.’
Takımın kaptanına getiriyorum konuyu: ‘İlkay Gündoğan bu takımın başarısında çok önemli bir rol oynadı. Bu sezon kazanılan tüm kupalarda öne çıkan oyunculardandı. City’nin kaptanı ve kaptanlık pazubandını takmayı sonuna kadar hak ediyor.’ Gurur dolu olduğu bir diğer konudan devam ediyor: “Pep Guardiola dünyanın en iyi teknik direktörü, ona sahip olduğumuz için şanslıyız. Kulübün bu seneki başarılarının arkasındaki sır da, Guardiola’nın futbol mentalitesidir. Öğrencilerini her zaman sıradaki maça odaklıyor. İşler yolunda gitmediğinde nasıl toparlayacağını biliyor.”
Takımın gol makinası Steve’de bir nevi bağımlılık yaratmış: ‘Erling Haaland’ın görevi gol atmak ve bu görevini fazlasıyla yerine getiriyor. Sahada dikkat toplayan bir odak noktası oluşturup, rakip savunmacıları üzerine çekiyor ve takım arkadaşlarına boşluklar da yaratıyor. Geçen sene o yokken de ligi kazanmıştık ama eğer takımdan gidecek olsa şimdi yerini doldurmamız zor olur.’
OSLO’DAN İSTANBUL’A 46 YILLIK DESTEK
Norveçli bir Manchester City taraftarı olan Bjorn, Şampiyonlar Ligi finali için Oslo’dan çocuklarıyla birlikte gelmiş. Taksim Meydanı’nda maç günü DJ performansının olduğu gürültülü ve coşkulu ortamda konuşurken, burada bu atmosferi deneyimliyor olmaktan duyduğu mutluluğun, yüz ifadesine yansıdığını görüyorum.
Takımın yıldızı Norveçli bir futbolcu olduğu için mi kendisi İngiliz ekibini desteklemeye başladı diye merak ediyorum ilk başta basit bir çıkarımla… Ama durumun öyle olmadığını ‘Ben 1977’den beri Manchester City taraftarıyım. Nerden baksanız 46 yıldır bu takımın peşindeyim’ deyince anlıyorum. Öyleyse bir Norveçli olarak ülkesinin en büyük futbol yıldızının, tuttuğu takıma transfer olması kendisi için hoş bir sürpriz olsa gerek: “City’yi Haaland yüzünden tutmuyorum yani anlayacağınız ama buraya transfer olması tabii aşırı mutlu etti.”Gelecek için reçetesi basit: “Şimdi bir-iki tane yeni transfer takviyesi yapmamız yeterli olacaktır. Akademiden gelen yetenekli gençler ve kiralıktan dönecek iyi oyuncularımız da var. Böylece gelecek sezon da iyi bir sezon olacaktır.”
15 yıldır tatillerini Alanya’da geçiren birisi olarak İstanbul’a maç vesilesiyle ilk kez gelmiş ve çok da beğenmiş Bjorn… Çoğu arkadaşının Türkiye’deki favori takımının Galatasaray olmasına rağmen kendisinin Alanyaspor’u desteklediğini söylüyor: “Alanyaspor formam var, onların renklerini giyiniyorum tatildeyken. Futbolsever olarak Süper Lig’de daha çok Türk futbolcunun sisteme dahil olduğunu, altyapıdan gelenlerin daha çok şans bulduklarını görmek isterim.”
“HAKAN YILDIZIMIZ DOĞRUYU BULDU”
Sıraselviler’i tezahüratlarla inleten Interli grubun içerisinde coşmaktaydı Lorenzo, sorularıma yanıt vermek üzere bir süreliğine kaldırımın kenarına gelmeden hemen önce…
Lorenzo’ya takımındaki Türk futbolcuyu sorduğumuzda gözleri parlayarak anlatmaya başlıyor: “Hakan Çalhanoğlu bizim takımın yıldızı. Milan’da oynuyordu daha öncesinde. Bu takımı bıraktı ve Milano’nun gerçek takımı Inter’in yolunu tuttu. Hayatta herkes hata yapar ama ikinci bir şansı vardır bu hatasını düzeltmek için. O da böyle yaptı ve ikinci tercihinde doğruyu buldu.” Peki acaba bu kadar değer verdikleri bir isim ilerde kulüple yollarını ayırarak başka bir takıma giderse ne hisseder kendisi diye sorduğumda “Futbolcular her zaman bir yerden bir yere gidebilir. Hakan, Milan’a gitmesin yeter! Juve’ye de gitmesin onun dışında transferler olabilir. O zaman istediği yere gidebilir” yanıtını alıyorum.
Eski Interli Mauro Icardi’ye bakış açısını net ortaya koyuyor Lorenzo: “Mauro Icardi aslında çok iyi bir topçu ama kendisi formaya saygısızlık etmiş birisi. Inter’de formayı yere attı. Bir maça çıkmayı reddetti, bunun yerine eşiyle tatile gitti. Şimdiki Inter takımında oynuyor olsa bir sezonda 50 gol atar buna eminim ama yaşanan şeylerden sonra Icardi bir daha asla Inter’in kapısından içeri giremez, bu imkansız.”
“NAPOLİ HAK ETTİ, SENEYE BİZDE”
Taksim Meydanı’nda AKM önündeki banklarda sohbetimize başladığımız Giovanni, Milano aktarmalı olarak Bologna’dan geldiğini söylüyor. ‘Bologna’da yaşıyorsunuz ama Inter taraftarısınız öyle mi?’ deyince, ‘Inter’in başkanı da Bolognalı ama Inter taraftarı’ cevabını yapıştırıveriyor. Mavi-siyahlılar bu sezon yeterince tatmin etmiş kendisini: “Nereden bakarsanız bakın harika bir sezon geçirdik. Ligde Napoli’nin gerisinde kaldık ama İtalya Kupası ile İtalya Süper Kupa olmak üzere iki kupa kazandık. Şampiyonlar Ligi’nde final oynadık. Napoli şampiyonluğu hak etti ama seneye olamazlar, biz oluruz.”
Takımlarındaki Türk futbolcuya büyük hayranlık besliyormuş: ‘Hakan Çalhanoğlu benim idollerimden. Inter’den ayrılacağını düşünmüyorum çünkü kulüpte çok seviliyor. Zaten kendisi de kalmak istiyor. Bence en az üç yıl daha kalır. Simone Inzaghi ise son derece başarılı bir teknik direktör. Takıma bu sezon üç kulvarda final oynattı.’
Giovanni sarı-kırmızılı forma ile harikalar yaratan eski oyuncuları hakkında iyi düşünmüyor: “Icardi Galatasaray’da iyi bir sezon geçirse de Inter’de zamanında iyi davranışlar sergilemedi o yüzden Inter taraftarları tarafından sevilmiyor. Taraftarla tartıştı, polemiklere girdi, Wanda Nara ile de sürekli olaylar olaylar… Bu sebeplerle gitmesi de iyi oldu.’
Jose Lopez Abila ve Martha Mendoza, Atatürk Olimpiyat Stadı’ndaki final için Nikaragua’dan gelmiş.
Kazakistan’dan gelen arkadaşlar Saken ve Nurbolat ile Çinli futbolseverler final coşkusunda birleşti.
Filistin ile Lübnan kökenli Wees, İlyas ve Musa dev finale yaşadıkları şehir Abu Dabi’den gelmiş.