ALP USTAOĞLU
Federer, Nadal, Djokovic ve Serena Williams toplam 87 grand slam şampiyonluğu ile teniste son 20 seneyi domine ettiler. Federer ve Williams tenisi bıraktı; Nadal ve Djokovic ise kariyerlerinin sonlarına yaklaşıyor. Tenis dünyasındaki en büyük soru ise bu dörtlüden sonra her şey normale mi dönecek, yoksa bu tarz dominasyonlar yaşatacak tenisçiler mi ortaya çıkacak.
Bu sene Roland Garros’ta sorunun cevabını almaya yaklaştık. Yarı finalin iki kaybedeni Aryna Sabalenka ve Carlos Alcaraz gizli kazanan oldular. Bu iki oyuncu artık tüm rakiplerin onları yenmek için özel önlem almak ve taktikler geliştirmek zorunda olduğu tenisçiler haline geldi. Belli oldu ki Alcaraz ve Sabalenka üzerinden son 20 seneye benzer bir dominasyon yaşamaya devam edeceğiz. İlk olarak Sabalenka adına son iki senede çok şey değişti. Güçlü servis ve vuruşları teknik ile birleştirip tenis tarihini değiştiren Serena Williams’ın açtığı yolda onunla aynı özelliklere sahip olarak ilerlemeye başlayan Sabalenka yıllar içinde bir türlü kendini bulamadı.
Halbuki olağanüstü gücü ve tekniği ile kadınlar tenisinde fark yaratacak tüm özelliklere sahipti. Ancak özellikle son bir senede gücünü kontrol etmeyi öğrenen, bu şekilde basit hatalarını azaltan, mental olarak kortta daha iyi görüntü veren Sabalenka majör turnuvalarda 3. tur ötesine geçemeyen bir oyuncudan, Avustralya Açık şampiyonuna dönüştü. Bu sene Fransa Açık’ta da maçlarını canlı seyrettiğim Belaruslu oyuncunun gücü ve oyunu ile baş edebilecek kadın tenisçi çok fazla bulunmuyor.
Karolina Muchova ile oynadığı 3 saat 13 dakika süren yarı final karşılaşması belki de turnuvanın en güzel maçıydı. Muchova’nın rakibinin gücünün farkında olarak puan puan ördüğü ve tam bir teknik dehası olan oyunu maçın bu kadar keyifli olmasının sebebiydi. Yarı final maçını, final setinde özellikle son bölümlerde kendi hatalarından dolayı kaybeden Sabalenka’nın yine de rakiplerine ‘zor yenilen’ bir oyuncu görüntüsü vermesi önemliydi. Sabalenka yanına Iga Swiatek’i de alarak kadınlar tenisini bir süre domine edecek gibi görünüyor. Canlı olarak seyrettiğiniz zaman ekrana göre en fazla fark eden oyuncu Rafael Nadal, İspanyol raketin kort içinde büyük bir hacmi var. Nadal’dan sonra bu özelliği gördüğüm 2. tenisçi ise Alcaraz. Saha içindeki muazzam dinamizmi, tekniği, zor pozisyonlarda yaptığı doğaçlama vuruşları ve bu oyunun verdiği güven kendisine de yaşının üzerinde bir mental güç sağlıyor. Alcaraz’ın, Tsitsipas çeyrek final maçında olduğu gibi rakiplerine ağır geldiğini görebiliyorsunuz. İspanyol oyuncu da muhtemelen gelecek 10 seneye damgasını vuracaktır.
Ancak Paris’te Alcaraz’ın karşısında yarı finalde Novak Djokovic vardı. Nihayetinde sadece tenisin değil, tüm spor dünyasının en büyük sporcu ve atletlerinden birisi olan Djokovic ile aralarında 16 yaş fark olsa da Sırp oyuncu ile o seviyede oynamak kolay değil. Sonuçta 3. setle beraber sakatlığının da etkisi ile maçı bırakan ve karşılaşmayı 3-1 kaybeden Alcaraz için bu maç ölçü olmamalı. İspanyol oyuncunun Roland Garros’u defalarca kazanması için yeterince zamanı olacak. Roland Garros’ta başka kazananlar da var tabii…
Casper Ruud bugün üçüncü grand slam finalini oynayacak, yıllardır iyi bir kariyer planlaması ile sağlam adımlarla ilerleyen Norveçli raket artık her turnuvanın doğal favorilerinden birisi olacak. Aynı şekilde henüz 20 yaşında olmasına rağmen Holger Rune gelecek vadediyor. Danimarkalı oyuncu geçen seneden sonra bu yıl da Paris’te çeyrek final oynamayı başardı. Alexander Zverev’in ise sakatlık sonrası yarı final ile dönüşü gerçekten müthiş bir başarı Kadınlarda Elena Rybakina ciddi bir gelişim gösteriyor. Aslında sert ve çim zemine uygun olan oyununu toprağa da adapte etmeyi başaran Rybakina, tüm zeminlerde Sabalenka ve Iga Swiatek’in yanına ekleyeceğimiz favoriler sınıfında olacaktır. Paris’te kaptığı virüs nedeniyle turnuvadan çekilmek zorunda kalan Kazak oyuncu eğer devam edebilseydi, turnuvada dengeleri değiştirebilirdi.
Roland Garros’ta şampiyon Swiatek
Roland Garros tek kadınlar finalinde Karolina Muchova’yı 6-2, 5-7 ve 6-4’lük setlerle 2-1 yenen Iga Swiatek Paris’te 3. şampiyonluğunu kazandı. Aslında belki de ilk grand slam kupasını hedefleyen Muchova’nın en büyük şanssızlığı yarı finali Aryna Sabalenka gibi favori ve güçlü bir tenisçi ile oynamak oldu. Bu maçta inanılmaz bir fiziksel ve zihinsel mücadele veren Çek oyuncu, turnuva genelinde Swiatek’ten 4 saat fazla kortta kalmanın sıkıntısını finalde fazlasıyla yaşadı. Final setine giden maçta son bölümlerde daha az hata yapan Swiatek maçı ve şampiyonluğu kazandı. Polonyalı raket bu şekilde oynadığı 4. grand slam finalini de kazanarak finallerdeki galibiyet serisini sürdürdü.
Rakamlarla turnuva
Aslında rakamsal anlamda ilk rekor ana sponsor olarak 50. yılını kutlayan BNP Paribas’tan geldi. BNP dışında aralarında Rolex, Lacoste, Oppo gibi 20 önemli marka da turnuvaya sponsor olmuş durumda. Toplam 18 kortta oynanan Roland Garros’ta kortlarda 38 bin 291 koltuk kapasitesi bulunuyor. Bu sene kortlara yaklaşık 614 bin seyirci bekleniyor. Toplamda 329 hakem ve 280 top toplayıcı çocuğun görev yaptığı turnuva, 170’ten fazla kanal ile dünyanın 220 ülkesinde yayınlanıyor.
Erkekler finalinde ne olur?
Bir yanda 22 grand slam, toplamda 93 tekler şampiyonluğunu arkasına alarak korta çıkan Djokovic, diğer tarafta ise bu sene üst üste 2. finalini oynayacak olan Casper Ruud. Böylesine bir finalde tabii ki 3 set alarak Djokovic’i yenmek kolay değil. Dolayısıyla Djokovic maçın doğal favorisi. Ama Muchova Sabalenka yarı finalinde, Muchova nasıl rakibini bozduysa, Casper Ruud’da özellikle toprak zeminde Djokovic’in dengesini bozabilecek araçlara fazlasıyla sahip. Bu anlamda erkekler finalinde ilk 2 set gidişat açısından belirleyici olacaktır. Geçen sene Ruud’un finalde Nadal’ın tedrisatından geçmiş olması da bu seneki finalde Norveçli raket için ayrıca bir avantaj olacak.
‘Herkes için erişim’ teması
Tekerlekli Sandalye kategorisi Roland Garros’un en çok önem verilen bölümlerinden. Bu sene bu kategoride kontenjan 24’ten 32 sporcuya çıkarıldı. Bununla beraber cuma günü ise Roland Garros genelinde ‘Tekerlekli Sandalye’ günü ilan edildi. Bu kapsamda 9 numaralı kortta etkinlikler yapıldı, eski efsaneler ve izleyiciler tekerlekli sandalyede tenis oynadı. Bununla beraber işitme engelli izleyiciler için de etkinlikler gerçekleştirildi. Organizasyon Komitesi bu sene ‘Herkes İçin Erişim’ teması ile özellikle engelli izleyicilerin maçları takip etmesi için alanlar oluşturdu. Özellikle en önemli kortlardan olan Suzanne Lenglen’ın giriş bölümünde geçen senelere oranla daha fazla engelli izleyiciye yer verilerek maçları en iyi yerden seyretmeleri sağlandı.
Mutlu eden şampiyonluk
Kadınlarda çiftler 3. tur maçında Japon Miyu Kato ve Endonezyalı Aldila Sutjiadi çifti arada rastgele vurdukları bir topun top toplayıcı çocuğa isabet etmesi sonucu kurallar gereği diskalifiye edildiler ayrıca ilk iki turda kazandıkları para ödülü de ellerinden alındı. Kesinlikle kazara olan bu olayın sonucunda gelen diskalifiye kararı herkesi üzdü. Naif bir ikili olan Kato Sutjiadi maçtan sonra tüm tenis camiasından inanılmaz destek gördü. Aynı zamanda karışık çiftlerde Alman Tim Puetz ile beraber oynayan Miyu Kato finalde Andreescu Venus çiftini yenerek şampiyon oldu. Kato’nun farklı kategorideki bu şampiyonluğu turnuvada herkesi mutlu eden olay oldu.