Önceliğinin, ilk olarak Galatasaray’da bazı şeyleri başarmak olduğunu dile getiren Buruk, “Uzun yıllar burada kalıp, Avrupa’da da önemli işlere imza atmak istiyoruz. İleride bir gün tabii ki Avrupa’da çalışmak isterim. Bu da hedeflerden biri” dedi.
Bazı insanlar doğuştan ‘winner’dır. Yani kazanan… Okan Buruk gibi… Başarı sanki onunla özdeşleşmiş gibi. 49 yaşında olmasına rağmen oyuncu ve hoca olarak toplamda en fazla kazanan teknik adam olması, bunu net bir şekilde gösteriyor. Üstelik Galatasaray’daki ilk sezonunda rekorları alt üst ederek bu başarıyı yakaladı. 14 maçlık galibiyet serisi, 32 yıl sonra hem içeride hem dışarıda Fenerbahçe galibiyeti, son 31 yılın en az gol yiyen takım olması ve ligin en fazla puan ortalaması yakalayan hocası olması da, ilk sezonunda akılda kalan noktalar…
Peki bu tabloya kolay mı ulaşıldı? 13. olmuş bir takımı ertesi yıl şampiyon yapmak hiç de kolay bir durum değildi. Buruk kadroda büyük değişime rağmen takımı bu noktaya getirdi. Teknik ve taktik bilgisiyle Galatasaray’ı fabrika ayarlarına döndüren genç teknik adam, oyuncularla kurduğu iletişimle de otoritesini kabul ettirdi. Elbette bunları başarırken ailesi hep yanındaydı. Özellikle de oğlu Ali Yiğit. Adeta 23. şampiyonluğun maskotu oldu. Hem taraftar hem de oyuncular Ali Yiğit’i çok sevdiler.
Hocam kendinize gelebildiniz mi?
Çok mutluyum. Sabah Ali Yiğit’le de bunu konuştuk. Özellikle Fenerbahçe maçı sonrası yaşanan tabloyu özlüyoruz. Güzel bir atmosfer vardı. Bize hep ‘Allah razı olsun’ diyorlar sokakta gördüklerinde. Bize de aynısını onlara söylüyoruz. İyi ki bizi desteklediler ve biz de takım olarak onlara yakışır şekilde mücadele ettik.
10 yıllık teknik direktörlük kariyerinize, 2 Süper Lig, 1 Türkiye Kupası sığdırdınız. Görev aldığınız her takıma oynattığınız futbol kamuoyunun ilgisini çekti. Galatasaray sonrası kariyerinizde Avrupa hedefi var mı?
Hocalık kariyerimdeki son 5 senemde 2 şampiyonluk ve 1 Türkiye Kupası gördüm. Yine Rizespor ile kupa almadık ama mucize bir geri dönüş gerçekleştirmiştik. Kupa değerinde olan bir lige tutunuştu. Yurt dışı hedefi tabii ki olmalı… Ancak benim için öncelik, ilk olarak Galatasaray’da bazı şeyleri başarmak. Galatasaray’ın teknik direktörü olarak uzun yıllar burada kalıp, Avrupa’da da önemli işlere imza atmak istiyoruz. İleride bir gün Avrupa’da çalışmak isterim. Bu da hedeflerden biri.
Galatasaray’da bir yıl önce büyük bir değişim yaşandı. Gelen şampiyonluk sonrası yönetim, ‘Hedefimiz Avrupa’ diyerek vizyonunu ortaya koydu. Yapılacak transferler de bu vizyon paralelinde mi olacak?
Kadro yapılanmasının doğru olması gerekiyor. Elbette kulübümüzün kuruluş felsefesine uygun bir vizyonumuz var. Burada Başkanımız Dursun Özbek, Erden Timur ve yönetim kurulumuz gerekli desteği veriyorlar. Bu anlamda çok şanslı olduğumuzu söyleyebilirim. Yeni sezonda da buna uygun transferlerimiz olacak.
Hocalar hep iyi oyuncular ister ama onları getirmek zordur. Teknik adamın görevi de sevk ve idare. Oynayan oynamayan aynı duyguyu yaşayabilmeli. Saygı ve sevgi iklimini futbolculara yansıtmaya çalıştık. İnsanların sempatisini kazandık. Saha içinde, saha dışında takdir edilen bir takım olduk. Fenerbahçe’ye 8, Beşiktaş’a 10 puan fark attık.
Galatasaray sözleşmenizi bir yıllık opsiyonu kullanarak uzattı. Şartlar da çok parlak değil açıkçası. Jesus’a 7 milyon euro ödenmiş bir ligde daha fazlasını hak ettiğinizi düşünmüyor musunuz?
Geçen sene sözleşme yaparken, ne süresine ne de rakama baktım. Benim Galatasaray’a olan bağlılığım farklı. Yönetimle de konuştuk. Birbirimize olan sevgi, saygı ve güvenimiz yüzde 100. Birinci önceliğimiz maddiyat değil. Uzun seneler burada kalmak isterim. Kulübümüzün de burada elinden gelenin en fazlasını yapacağından eminim. En çok odaklandığım şey başarı.
Okuduğunuz kitaplardan sizi en çok etkileyen hangisi oldu?
Özellikle son dönemde teknik adamlarla ilgili bazı belgeseller veya kendileri tarafından yazılmış kitaplar yayımlanıyor. Bunları takip ediyorum. Sporcu yönetimi konusu ilgimi çekiyor. Bir basketbol koçunun kaleme aldığı şeyleri ilgiyle takip ediyorum. Yaşanan krizler ve bu krizlerden nasıl çıkıyorlar? Kendilerine olan güvenleri…
Medya yorumlarından ne kadar etkilenirsiniz ve sizden 10 üzerinden bir puanlama istesem?
(Gülerek) 8. Size ama… Kötü gidiyorsanız çok fazla bakmamanız lazım. Ama ister istemez takip ediyorsunuz.
Nelsson’u Fenerbahçe maçında kenara almanız veda gibi yorumlandı?
Ben aslında Nelsson’u orada kırmızı görmesin diye kenara aldım. Kaan’a şans vermek istedim. Nelsson’un bizimle devam etmesini istiyorum. Ben hiçbir oyuncumun gitmesini istemem. İyi sezon geçirdik. Belki kendileri gitmek ister. Kulüp karar verecek.
Okan Hocam, Ali Yiğit’ten destek alacak mısınız?
Ali Yiğit futbola çok ilgili. Yakından takip ediyor ve oynuyor. Kendi ne düşünür bilmiyorum. (Ali Yiğit araya giriyor) Futbolla ilgili her şey olur.
Ali Yiğit, oyuncu izlerken neye dikkat ediyorsun?
Yaş, akıl ve para (transfer değeri ve olabilme ihtimali).
Zaniolo senin hayal ettiğin bir oyuncuydu. Onu nasıl hayal ettin?
1-2 hafta nasıl geldiğinin şokunu atlatamadım. Icardi için de aynı duyguları hissetmiştim.
Hocam, Gomis krizinde Ali Yiğit’in fikri alındı mı? Ali de Gomis’i çok seviyor.
Ali Yiğit, Bafe’yi, Bafe de onu çok seviyor. En son şampiyonluk kutlamasında Ali Yiğit, Bafe’nin vedasını bildiği için çok üzüldü. Beni de teknik adam olarak üzüyor. Hep beraber bir karar aldık ve tatlıya bağladık. Ben çözüm odaklıyım. Ego yapacak biri değilim. Oynayarak veda etmesi güzel oldu.
‘TÜRK MİLLİ TAKIMI’NDA TERCİHİM, TÜRK HOCA’
Futbolculuğunuzdan bu yana hangi hocadan ne öğrendiniz?
Çok fazla yaşanmışlıklar var. Oyun değişiyor, futbolcular değişiyor. Her şey değişiyor. Herkesten aldıklarınızı burada yönetmeniz çok önemli. Karakterinizi ortaya koyuyorsunuz. Burada tek bir doğru yerine bir felsefe yaratmak önemli. İletişim artık çok önemli. Seyrettiğiniz bir maçtan bile etkilenebilirsiniz. Sistemler ve oyunlar…
Hiddink’le beraber Milli Takım’da görev almıştınız.
O zaman idari koordinatördüm. Teknik kısımda yoktum. Hiddink uzun yıllar futbolun içerisinde bulunmuş bir insandı. Başarılı biriydi. Türkiye’yi ve Türk futbolcusunu tanımak bir süreç alıyor. Takım play-off oynadı ama güçlü bir Hırvatistan’a elendi. O gruptan çıkmak da başarıydı. Yine de Türk Milli Takımı’nda, Türk hoca olmasını tercih ederim.
‘Herkesi omuzuma almak isterdim’
Icardi sizi omzuna aldığında neler hissettiniz? O anda birini omza alma şansınız olsa kimi tercih ederdiniz?
O fotoğraf aslında bizim nasıl bir aile olduğumuzun fotoğrafıydı. Bütün takımı omzuma almak isterdim. Yine de cüsse olarak Torreira, Mertens, Kerem veya Yunus’u almam daha kolay olurdu.
‘BASKI ZORLAŞTIRIYOR TARAFTAR KOLAYLAŞTIRIYOR’
Hangi şampiyonluk daha kolaydı? Galatasaray’daki mi, Başakşehir’deki mi?
Şampiyonluk zordur. Kolayı olmaz. Galatasaray’daki durum daha farklı. Üzerinizde hep bir baskı var. Baskılar işinizi zorlaştırıyor. Ancak taraftar da işinizi kolaylaştırıyor.
Galatasaray’da 1. Okan Buruk devri kaç sezon sürer? Terim’in rekorunda gözünüz var mı?
Sene sene gitmek çok önemli. Sadece lig değil Avrupa’da da başarı gerekiyor. Bunları başarırsak bu birliktelik devam edecek. Büyük kulüpler için teknik adam bulmak da zor. Benim kulübün içinden gelmem önemli. İki taraf için de uzun süreli bir beraberlik çok önemli. 7 oyunculuk, 2 de hoca olarak şampiyonluk gördüm. Yaş olarak genç sayılırım. Hedefimiz çok fazla kupalar kazanmak.