Kuyular incelenince ortaya çıktı: Su değil, zehir akıyor

Germencik Çevre ve Doğa Derneği (GERÇED) üyeleri, jeotermal santraller nedeniyle bölgedeki artezyen kuyulardan çıkan suların kirli olduğunu belirterek, durumu Aydın Vali Yardımcısı Mustafa Hulusi Arat’a iletti. Arat, kuyulardaki suların analiz edilmesini istedi. Devlet Su İşleri (DSİ) 21. Bölge Müdürlüğü’ne bağlı uzman ekipler, jeotermal santrallerine yakın Alangüllü ve Hıdırbeyli mahallerindeki 4 artezyen kuyudan analiz için su numunesi aldı.

Numuneler, Türkiye Standartları Enstitüsü’nde (TSE) incelendi. İncelemede; sularda çok yüksek oranda bor, demir, alüminyum, çinko, selenyum, krom, bakır gibi ağır metallere rastlandığı belirtildi. Demirin 20 bin kat, alüminyumun 7 bin 500 kat, arseniğin 5 bin 300 kat, lityumun 5 bin, molibdenin 4 bin 300, manganın 4 bin 300, kurşunun 2 bin 900, nikelin 1900, kromun 400, baryumun 250, selenyumun, kobaltın 60, çinkonun 15, borun 8 ve bakırın ise 2 kat fazla çıktığı kaydedildi.

‘SU DEĞİL; ZEHİR AKIYOR’

Germencik Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Halil Çetinkaya ile Basın Sözcüsü Metin Aydın, İçişleri Bakanlığı Bilgi Edinme, İstatistik ve Protokol Daire Başkanlığı’na müracaat edip, sonuçları öğrendiklerini, ancak bu durumun kamuoyundan saklandığını iddia etti. Halil Çetinkaya, “Germencik’in çeşitli noktalarındaki sondaj kuyularından analiz için numuneler alındı. Yapılan incelemelerde durumun çok vahim olduğunu gördük. Sudaki kirlilik değerleri binlerin üzerinde çıktı. Uzmanların bize aktardığına göre su değil; zehir akıyor. Bölgemizde haddinden fazla ve kapasitesinin üzerinde yapılan jeotermal sondajlarının bir an önce durdurulması gerekiyor. Bu tesislerin nehirleri, çayları ve yer altı su kaynaklarını kirlettiğini defalarca söyledik. Ancak şu ana kadar hiçbir önlem alınmadı. Aydın’ın toprağı ve bitki örtüsü zehirleniyor” dedi.

‘ÇOK YÜKSEK ORANDA BOR, NİTRAT VE AMONYAK SAPTANDI’

Metin Aydın ise yüksek tarım potansiyeline sahip Aydın için suyun vazgeçilmez olduğunu belirterek, “Büyük Menderes Havzası’nda tarımsal sulamada kullanılan en önemli şekli artezyen kuyularıdır. 2010 yılında yapılan araştırmalarda; Aydın’da 15 binin üzerine artezyen kuyu olduğu saptandı. Farklı bölgelerde yapılan çalışmalarda, Aydın’daki artezyen kuyularının bazılarında çok yüksek oranda bor, nitrat, nitrit ve amonyak saptandı. Bu çalışmalar DSİ ve Adnan Menderes Üniversitesi tarafından yapıldı. En yüksek nitrit ve nitrat Alangüllü bölgesinde saptandı. İncir ve zeytin bahçelerinde olan bu kuyular, jeotermal santrallerine 200 ila 400 metre yakınında bulunmaktadır” diye konuştu.

‘5 YIL GEÇTİ, HALA ÜRÜN ALAMIYORUZ’

Aydın’ın çok ciddi bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu söyleyen Aydın, Türkiye Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından çıkan analiz sonuçları içme suyu yönetmeliğine göre yapılmaktadır. Bu bölgede bir bilim adamının yaptığı çalışmada da jeotermal santrallerine yakın incirlerde yüksek miktarda ağır metal olduğu saptandı. Bu bölgede bir bahçede 500’e yakın incir ve zeytin ağacı kurudu. 5 yıl geçmesine rağmen bu bahçeden halen ürün alınamamaktadır. Bu bölgedeki incir ve zeytin ağaçlarının tek kuruma nedeni ise yer altı sularındaki bor seviyesinin diğer bölgelere göre daha yüksek olmasından kaynaklıdır. Ağır metaller ile kirlenen yer üstü ve yer altı suları, bu topraklarda yetişen tarımsal ürünleri tüketen insanlar dahil, tüm canlılarda ciddi sağlık sorunları yaratma potansiyelindedir” dedi.

‘YER ALTI SULARINDA BOR ORANI YÜKSEK ÇIKIYOR’

Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Ökten de “O bölgede, yer altı sularında bor oranı yüksek çıkıyor. Tarımsal alanda bir sıkıntı yaşanmıyor. Pamuğa zarar vermiyor. Ancak incir, zeytin ağaçlarında zarara neden olabiliyor. O bölgede yer altı suyuyla sulama yapacak olan kişilerin mutlaka bize gelip, gerekli tahlil analizlerini yaptırması gerekir” diye konuştu.

Bölgedeki jeotermal tesisi yetkilileri ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir