Galatasaray’da Kerem Aktürkoğlu’nda Mauro Icardi etkisi! ‘Kitap yazsa özel bir bölüm olur’

Galatasaray, Spor Toto Süper Lig’in 35’inci haftasında Sivasspor ile karşı karşıya geldi. Sarı-kırmızılılar, heyecan dolu mücadelede rakibini 2-0’lık skorla mağlup etmeyi başardı. Galatasaray’ın zaferini spor yazarları kaleme aldı.

İşte Galatasaray – Sivasspor maçının ardından yapılan değerlendirmeler…

MUCİZE ADAM TARİH YAZIYOR / OSMAN ŞENHER

Galatasaray taraftarı, futbolcusu, camiası şampiyonluk havasına girmiş. Statta bütün koltuklar dolu. Mucize adam Mauro Icardi’nin golleriyle hem takım galip geliyor hem de 45 bin kişinin havası değişiyor, müthiş bir atmosfer oluşuyor. 

Artık bütün futbolcuların özgüvenleri tavan yapmış. Takım olarak top rakipteyken, müthiş bir baskı yapıyorlar. Koca 90 dakikada Sivasspor’un Galatasaray kalesine geldiği ve şut çektiği ya bir ya da ikidir. Torreira ile Icardi’yi ayırmak lazım… Biri forvette, biri orta sahada. Icardi atılmayacak golleri filelere gönderiyor, Torreira ise kapılmayacak topları kapıyor. Zaten bu ikilinin bu olağanüstü gayreti takımı buralara getirdi. 

Tribündeki taraftar, televizyon başında maç seyredenler bunu görüyor. Icardi ilk golü attı, ilk yarı ikinciyi atmak için de fırsat yakaladı. Vursa gol atacak ama ilk golün pasını veren Kerem’e bu kez attırmak istedi, Kerem hızlanamadığı için top rakibe gitti. Hiç önemli değil, Kerem de bu takımın yıldızlarından… Evet, aksayan oyuncular var. Çok pas hataları yapılıyor ama bunlar sarı-kırmızılıların maçı kazanmasına mani olamıyor. 

Son haftalarda sol bekte oynayan Kazımcan… Eksiği yok mu? Tabii ki çok var. Ama enerjisi, temposuyla bu açıklarını kapatıyor. Rashica da iki-üç haftadır iyi mücadele etmesine rağmen tekniğini sahaya koyamıyor. Yardımlaşma o kadar mükemmel ki, takım olarak hata yapan kişinin kademesinde mutlaka bir arkadaşı olup bu hatayı telafi ediyor. 

Kart sınırında olan futbolcular Icardi, Oliveira, Kerem ve Rashica fazla ikili mücadeleye girmediler. Görecekleri bir kart, Ankaragücü maçında sahada olmamalarına yol açacaktı. Bu futbolcular risk almadan oynadılar.

Haftaya Ankaragücü ve son maç kendi evlerinde Fenerbahçe ile oynayacaklar. Süper Lig’deki Galatasaray maçları böylece bitecek. Rakipleriyle puan farkı beş. Ben bu saatten sonra Cim Bom’un artık hata yapacağını tahmin etmiyorum. Çünkü futbolcular farklı bir modda mücadele ediyorlar. İstedikleri zaman oyunu hızlandırıp, isteyince yavaşlatıyorlar. Dün gece de kendilerini fazla sıkmadan galip geldiler.

Sivasspor’a gelince… Evet eksikleri vardı. Ama sahadaki futbolcular da saygı duyulacak bir mücadele ortaya koydular. Rıza Çalımbay’ın yapacağı fazla bir şey yoktu. İki takım arasındaki kalite farkı çok büyük.

Maçın hakemi Arda Kardeşler çok formsuz. Çok kötü bir maç yönetti. Ben MHK’nin artık son maçlara daha formda hakemler vermesi gerektiğini düşünüyorum.

FUTBOLUN DOĞRU KLİŞELERİ / BURCU KAPU

Galatasaray’ın lig yarışını sonlandırması için son bir 90 dakikası kaldı. Taraftarı önünde her zamanki gibi yoğun coşku, yüksek tempoyla maça başlayan sarı-kırmızılılar bir kez daha aynı kadroyla sahadaydı. Futbolda klişeleşmiş bazı tanımları adeta bir kez daha bize hatırlatan bir sezon yaşatıyorlar. Nedir onlar? 

Birincisi, “İdeal 11 vardır.” Evet varmış. Oyuncuların birbiriyle oynama alışkanlığı arttıkça oyunun kalitesi ve olgunluğu artarmış. Sadece oyunun da değil, oyuncuların da olgunluğu ve gelişimi, birlikte düzenli oynamalarına bağlıymış. Bakın Kerem’e… İlk golün asistini yaparken attığı pasın kalitesi ve şiddeti için demiyorum bunu. Akan oyunda, duran topta yaptığı asistleri, hücumu şekillendiren servisleriyle gelişen oyunu referans oldu. Galatasaray’da ilk sezonunda katkı veren bir yedekti. O sezon Fatih Terim’in elinde oyununu bir değil, iki basamak geliştirdi, ikinci sezonun da takımın yıldızı oldu. Ama hala oynadığı futbol Avrupa düzeyinde değildi. Bu sezon ise öyle bir sıçrama yaşıyor ki, ileride kitap yazsa Icardi ile oynamanın ona kattıkları diye özel bir bölüm olur. Hem top taşımayı yapıyor hem pozisyon yaratıyor. 

İkinci futbol klişesi, “Futbolda ikililer önemlidir.” Son puan kaybettiği maçlarda Galatasaray’ı eleştirecek birçok konu vardı, ancak ilki kalesinde gördüğü gol sayısıydı. Okan Buruk, düşen oyunu düzeltmeye savunma planıyla başladı. Ve son üç maçtır kalesini gole kapatarak maçlarını tamamlıyor. Takımın geçmişinde şampiyonluk sezonlarında hep stoper ikilileri ön plana çıkmıştır. Bülent Korkmaz-Popescu, Ujfalusi – Semih Kaya. Marcao giderken ağıtlar yakan taraftarlara belki de şimdi şampiyonluk şarkıları söyletecek Abdülkerim. Yanında Nelsson’un soğukkanlı, hatasız oyunuyla bambaşka bir seviyeye taşıdı kendini yeni transfer. Önümüzdeki sezon yabancı kuralının devam edeceğini düşününce, iki yerli oyuncusunun bu denli gelişmiş bir seviyede olması sarı-kırmızılı takım için çok değerli. 

Ve son klişe, “Golcüler yarışta tutar, savunmalar şampiyon yapar.” Bu sezon Galatasaray için bunun tam tersi de mümkün. Öyle bir golcüsü var ki, hem yarışta tuttu, hem şampiyon yapabilirim dedi. Dün gece attığı ikinci gol bambaşka bir seviye. Kendi dışında kimse beklemiyordu o golü. Olmayan pozisyondan gol çıkarıyor, sadece yeteneğiyle değil oyun zekasıyla yapıyor bunu. Bu sezon çektiği üç şutun biri gol olmuş. Galatasaray son haftalarda çok da ahım şahım bir futbol oynamıyor. Bunun en büyük sebebi, orta sahada bazı oyuncuların düşen performansı. Kerem ve Icardi top almak için bu kadar çok geri gelmek zorunda kalmasalar, orta saha onlara servis yapmak için biraz daha oyuna efektif dahil olsa, belki daha çok pozisyonlu, daha yüksek gollü karşılaşmalar izleyeceğiz. Ama son haftalarda önemli olan oyun mu, tabela mı desek, eminim Okan Hoca her teknik adam gibi tabelayı ön sırada tutar.
Galatasaray dün akşam Sivasspor karşısında gol yemeden, Icardi’nin iki golüyle karşılaşmayı tamamladı. Ama maçın adamı kimdi derseniz, ben Torreira derim. Siz ne dersiniz?

GALATASARAY ŞAMPİYONLUĞA KOŞUYOR! / TOLGA ERSARI

Artık kayıpların telafisinin neredeyse imkansız olduğu ligin son bölümünde doğal olarak oyundan ziyade sonuç daha çok önem kazanıyor. Galatasaray’ın son haftalardaki maçlarını karakterize eden bu durum, Sivasspor mücadelesine de yansıdı.

Karşılaşmaya etkili başlayan sarı- kırmızılıların, 13 gibi erken bir dakikada öne geçmeleri hem skor hem de moral olarak üstün duruma gelmelerini sağladı. Başarılı takım savunmasıyla bu dakikadan sonra da rakiplerine pozisyon vermeyen Galatasaraylı futbolcular, oyunda ve hücumda etkin gözükmelerine rağmen bunu pozisyona çeviremediler. Bunun temel nedenleri de pas hataları, top kayıpları ve son tercihlerdeki hatalardı. Doğal olarak skoru ve oyunu tutma güdüsünün de hücum zenginliğine ket vurduğunu söyleyebiliriz. Örneğin Boey, büyük ihtimalle Okan Buruk’un talimatı nedeniyle çok fazla ileri çıkmadı. Galatasaray hücumları daha çok Kazımcan’ın olduğu sol kanattan geldi. Kaldı ki orada da Oliveira, bir sigorta gibi sol kanada yakın oynadı.
İkinci yarıda gelen ikinci golün ardından sarı- kırmızılılar için Ankaragücü maçı başladı. Galatasaraylı futbolcular, oyunu ve skoru tutma anlamında bu bölümü de iyi oynadılar.

Muslera’ya çok fazla işin düşmediği karşılaşmada geride iki stoper, ortada Torreira ve ileride de Icardi ile Kerem’in başarılı oyunları Galatasaray’a üç puanı getirdi. Oyunun iki yönünü de çok iyi oynayan Torreira, Galatasaray’ın genel anlamdaki başarısının da başmimarlarından. Icardi, çok büyük bir kalite. Sivasspor mücadelesinde ilk goldeki vuruşu, ikinci golde ise topu adeta iğne deliğinden geçirmesi şapka çıkartılacak cinstendi. Kerem, sezon başına göre çok yol aldı ve o olumsuz halinden sıyrıldı. Özellikle Icardi ile çok iyi bir ikili oldular. Tabii Boey’i de atlamamak gerekir. Yukarıda da belirttiğim gibi bu karşılaşmada büyük ihtimalle taktik gereği çok fazla ileri çıkmadı. Ancak çıktığında da Icardi’ye asist yaptı.

Okan Buruk’un oyuncu değişiklikleri doğru olsa da Mertens’i çok daha önce oyundan çıkartmalıydı. Son haftalarda ciddi bir form düşüklüğü gösteren Mertens, Sivasspor karşısında da bu görüntüsünü sürdürdüğü gibi kendisini attıracak hareketler de yaptı. İlk yarıda bir sarı kartı es geçilen, 55’de gördüğü sarı kart pozisyonunda kırmızıyı zorlayan Mertens’in 67. dakikada Alaaddin Okumuş’a yaptığı hareketin ardından oyundan ihraç edilmesi gerekirdi. Okan Buruk, Mertens’in dağınıklığını görüp onu 55. dakikadaki sarı kartın ardından oyundan almalıydı. Tabii hakem Arda Kardeşler’in verdiği tek yanlış karar bu değildi. İki takım adına da pek çok sarı kartı es geçen Arda Kardeşler, ilk yarının uzatma dakikalarında Robin Yalçın’a da sarı değil kırmızı kart göstermeliydi.
Galatasaray bu galibiyetle şampiyonluk ipini göğüslemeye çok yaklaştı. Sarı- kırmızılılar, haftaya Ankaragücü maçını kazanırlarsa mutlu sona ulaşacaklar. Bakalım Salı gecesi bizlere neler gösterecek..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir