Elif Altın – Yaralamalı trafik kazalarının ardından hastaneye başvuran kişiler, ‘hukuk büroları’nın hedefinde. ‘Tazminat’ vaadiyle aranan hasta ve yakınları, kişisel verilerini ele geçiren çevrelerin ısrarlı tacizine maruz kalıyor. ‘Para kazanacaksınız’ telkiniyle hukuki girişime ikna edilmeye çalışılan kazazedelerin, bilgilerinin nasıl ele geçirildiği ise merak konusu!
Milliyet gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ercan Sarıkaya’nın 63 yaşındaki annesi geçirdiği trafik kazasında hafif yaralandı. Sarıkaya’nın annesi ambulansla hastaneye götürüldü. Kayıt işlemleri yapıldı bir gece de hastanede kaldı. Hastaneden çıktıktan hemen sonra Sarıkaya’nın ve yakınlarının telefonları susmak bilmedi.
Hukuk büroları Sarıkaya’nın annesinin trafik kazası geçirdiğini akrabalarından önce öğrenmişti. Tazminat davası açılması için Sarıkaya ailesini iknaya uğraşan büro çalışanları, kazayı ve kazada yaralananların kişisel verilerini nasıl ele geçirdiklerini ise ısrarlı sorulara karşın paylaşmadı.
KİŞİSEL BİLGİLER ORTADA
Gazeteci Sarıkaya, kaza sonrası başından geçenleri şöyle anlattı: “Annemin sağlıkla ilgili sorunları için ben ve yakınlarımın numaralırı ilgili yerlerde kayıtlı. Karakola benim numaramı vermedik. Kazadan hemen sonra annemin ismiyle aranmaya başlandım. O günden bu güne neredeyse 100 hukuk bürosu aradı bizi. Bir de sigorta şirketleri arıyor.
Tazminat davası açmamız için yardımcı olacaklarını söylüyorlar. Bu kişilerin bu bilgilere nasıl ulaştığını merak ediyorum. Ortak bir havuzu mu var? Kimisi de açıklama yapıyor ‘biz sizin için arıyoruz, sigortadan para alabilirsiniz, sizi uyaralım diye ardık’ diye. Bu doğru ve normal bir durum değil. Gerçek de olabilir dolandırıcı da olabilirler. Ben de bu kişilerin bilgilere ulaştığı kaynağın kesilmesini istiyorum. Büyük mağduriyetler yaşanabilir.”
AVUKAT ANLATIYOR: SİSTEM NASIL İŞLİYOR?
Sarıkaya ailesinin yaşadığı durumun benzeriyle kaza yapan birçok kişinin de karşılaştığını aktaran Avukat Levent Karakoç, sistemin nasıl işlediğini Milliyet’e şöyle anlattı: “Trafik kazaları mağdurlarının, yapılması zorunlu trafik kaza sigortalarından kaynaklanan maddi- manevi tazminatları için arayan kişiler, inandırıcı, süsleyici beyanlarla mağdurlarla ve vefat edeninin yakınlarına güven vererek, hastanelerde ziyaret ederek hatta cenazelere katılarak, kanunları dolanarak büyük mağduriyet yaratıyor.”
CENAZEYE DE KATILIYORLAR
“Bu amaçla yüzlerce sözde sigorta simsarı şirket kuruldu. Sigorta simsarları, ‘Paranızı bir ay içinde alırız, kaza raporunu lehinize çeviririz, sigorta şirketi ile biz görüşürüz tanıdıklarımız var, daha erkene çekeriz. Size kazadan hemen sonra biz ulaştık resmi kurumlardan da güçlüyüz, şimdilik kaza kusur raporu karşılığındaki parayı alalım o parayla daha büyük para alırız’ gibi sayısız vaat ve yöntemlerle insanları ikinci kez mağdur etmektedirler.
Bu şirketlerin az sayıdaki avukatlarla da anlaşma yaptıkları biliniyor ama Avukatlık Kanunu’na göre, avukata çıkar karşılığı iş getirmek bu suç. Bu konuyla ilgili barolar ve Türkiye Barolar Birliği çalışma ve soruşturmalar yapıyor.
Mağdurlar kendilerinin canına malına zarar gelmişken acı içindeyken, kendileriyle görüşerek vaatler veren bu kişilere inanarak bazen okumadan sözleşmeler imzalayabiliyor. Sigorta şirketinin ödeme için teklif ettiği rakamı hemen kabul eden simsarların, paranın yarısını almaları kazazedeleri veya yakınlarını mağdur edebiliyor.
En önemli konulardan birisi ise şehrin bir yerinde, otoyolda yada bir köydeki trafik kazası mağdurlarının kimlik bilgilerine, telefon kayıtlarına, hastane kayıtlarına bu şahıslar nasıl ulaşmaktadırlar? Özellikle trafik kaza tespit tutanaklarında TC Kimlik Numarası, isim, soy isim, telefon numaraları ve kazaya karışan araçların bağlı olduğu kasko veya zorunlu trafik sigorta poliçelerinin simsarlarla paylaşılması da ayrı bir suçtur. Simsarların ameliyathane önünde, cenaze evinde ne işi vardır? Kazazedeler veya yakınlarını kaybetmiş vatandaşlarımız, simsarlar yerine bulundukları ilin barosuna başvurarak hukuki yardım talep edebilir. Yasal bir düzenleme ile sigorta şirketlerine yapılacak başvuruların sadece mağdurların eşine veya birinci derece yakınları ile avukatlar tarafından yapılabileceğinin belirtilmesi yararlı olacaktır.”