Süper Lig’in 27. haftasında Fenerbahçe sahasında ezeli rakibi Beşiktaş’ı konuk etti. Sarı-lacivertliler 1-0 öne geçtiği ve rakibinin 10 kişi kaldığı karşılaşmadan 4-2 mağlup ayrıldı. Fenerbahçe taraftarları başta başkan Ali Koç olmak üzere yönetimi istifaya davet etti. Fenerbahçe taraftarları ayrıca Portekizli teknik adamı eleştiri yağmuruna tuttu.
Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin ardından başkan Ali Koç ve kurmayları olağanüstü toplantı gerçekleştirdi. Bu toplantıda olağanüstü kongre kararı konuşulurken başkan Ali Koç’un Aziz Yıldırım için flaş bir karar aldığı öğrenildi. İşte ayrıntılar…
KONGRE SESLERİ
Kadıköy’de Beşiktaş’a karşı alınan 4-2’lik yenilgi sonrası Fenerbahçe’de büyük bir hayal kırıklığı ve üzüntü yaşanıyor. Sarı-lacivertli camiada özellikle Başkan Ali Koç ve yönetimine karşı istifa tepkileri günden güne artıyor. Başkan Ali Koç’a yönelik istifa sesleri ilk kez bu kadar yükseldi. Beşiktaş maçında tribünlerde ve sosyal medyada taraftarların sarı-lacivertli yönetime karşı yoğun eleştirileri bulunuyor.
Başkan Ali Koç ve yönetimin de gelen bu tepkilerle beraber artık kongre konusunu gündeme aldığı öğrenildi. Henüz nihai bir karar verilmese de sezon sonu olağanüstü genel kurula gidilme ihtimalinin çok yüksek olduğu belirtildi. Mevcut başkan Ali Koç’un aday olup olmayacağı ise ortaya çıkacak adaylara göre şekilleneceği öğrenildi.
ALİ KOÇ’TAN AZİZ YILDIRIM KARARI
Milliyet yazarlarından Attila Gökçe, Fenerbahçe-Beşiktaş derbisi sonrası Ali Koç ve yönetim kurulunun yaptığı toplantının detaylarını kaleme aldı. Gökçe yazısında başkan Ali Koç’un Aziz Yıldırım için aldığı kararı da yazdı.
Attila Gökçe’nin yazısındaki o bölüm şu şekilde:
Derbi maçı kaybedebilirsin, yine de ayakta durman, dağılmaman gerekir. Fenerbahçe Beşiktaş karşısında uğradığı yenilginin artçılarıyla da zor günler yaşıyor. Bir çok nedenle dağılma tehlikesi var.
Jorge Jesus’un saygı ve hayranlık uyandıran çalışma biçimi, tüm futbolcuları hazır tutan forma adaleti, peş peşe kazandığı maçlarla taraftarda uyandırdığı umut ve inanç dağılmış gibi. Derbi kayıplarıyla bozulan büyünün ancak sezon sonuna kadar sürebileceği anlaşılıyor.
Başkan Ali Koç ve yönetici arkadaşlarının Samandıra’yı bütünüyle Jorge Jesus’a bıraktıkları, orada kendi varlıklarını unutturdukları anlatılıyor. Daha da önemlisi, Jesus’a Süper Lig’in ve takımın havasını anlatabilecek bir Türk yardımcının etkinlik alanının dışında kalması. Fenerbahçe’de yöneticilik yapmış bir dostum, “Mert Hakan takımın abisi… Kolunda yasaklara rağmen bilezik taşıyor. Rakip oyuncular ve hakemle tartışıyor, arkadaşlarını koruyor ama yerli veya yabancı bir oyun lideri yok. Takım kimliğini koruyacak ve geliştirecek aktörler gönderildi” diyor. Emre Belözoğlu ile birlikte Volkan Demirel ve Selçuk Şahin’in de kulüpten ayrılması bu anlamda önemli kayıp olarak örnekleniyor. Bu görüş sahipleri, ‘Caner Erkin bile oynasın, oynamasın takım kimliğini koruyabilirdi’ diyorlar. Dahası Belözoğlu sonrasında İsmail Kartal’ın bu kimliğe dayalı teknik adamlığını Jesus’a göre çok daha yararlı buluyorlar.
Beşiktaş (2-4) yenilgisinden sonra üç saatlik değerlendirme ve tartışma toplantısında “olağanüstü kongre” de konuşuluyor. Anlatıldığına göre Başkan Ali Koç, görevi bırakabileceğini, ancak eski başkan Aziz Yıldırım’ın adaylığı halinde kendisinin de aday olacağını söylüyor.
Olağanüstü kongrenin Fenerbahçe’ye yararlı olduğunu düşünmüyorum. Hangi ekip seçilirse seçilsin, olağan kongreye kadar sadece 1 yıl iş başında kalacak. Böylesine kısa vadeli bir dönemde finanstan transfere kadar çok farklı alanlarda hamle kararları almak ve uygulamak o kadar kolay değil. Olağanüstü kongre yerine Başkan Koç’un yeni bir yönetim anlayışıyla gelecek sezon için çalışmalara başlaması öneriliyor. Koç’a yönelen en önemli eleştirilerden biri “istişare” geleneğinin terk edilmiş olması. Başkandan sonra “2 no.lu adamın” bulunmaması. Fenerbahçe camiasındaki “danışma” geleneğinin yeniden başlatılması gerekiyor.
Ali Koç’u takdirle değerlendirenler de var. Kulübe yaptığı 239 milyon dolarlık yardımı “hibe” etmesi, gerçek bir özveri örneği olarak gösteriliyor. Koç’un kendi grup markalarıyla sağladığı sponsorluk gelirleri de 200 milyon TL değerinde. Bu gerçeklerden çıkarılacak eski bir ders var: Para ile her şeyi satın alamıyorsunuz. Aklı devreye sokmak gerek!