Süper Lig’de sezonun kırılma haftalarından bir tanesi geride kaldı. Lider Galatasaray, 85 dakikası 0-0’lık skorla geçilen maçta Adana Demirspor’u Fredrik Midtsjö’nün kilidi açmasının ardından 2-0’la geçti. Lig ikincisi Fenerbahçe ise dev derbide Beşiktaş’a 4-2’lik skorla yenildi.
Fenerbahçe’nin 10 kişi kalan Beşiktaş’a 4-2 mağlup olması haftanın en dikkat çeken sonucu oldu. Milliyet Gazetesi yazarlarından Şansal Büyüka, Spor Toto Süper Lig’de haftanın olaylarını ‘Dobra Dobra’da kaleme aldı.
Şansal Büyüka, Jorge Jesus’un tercihlerini eleştirdi. Duayen isim Fenerbahçe Başkanı Ali Koç için de çarpıcı ifadeler kullandı.
İşte bu haftanın olayları hakkında Şansal Büyüka’nın kaleme aldığı o yazı…
Galatasaray için şampiyonluk yarışında, “Favori” diyordum. Şimdi, “hayırlı olsun” diyorum. Galatasaray, “Mayıslar bizim” diyor ama, bu gidişle o tarihi öne çekebilir. Hatta bu ayın sonunda, “Nisanlar bizim” diyebilir.
Gerçekçi olalım, futbolda her türlü sonuç, her zaman bir mucize var ama o mucizeleri yaratmak zaman ister. Bu saatten sonra Fenerbahçe bu futbolu ve geçirmekte olduğu travma ile Galatasaray’ı yakalayamaz.
Beşiktaş iyi, hızlı ve istikrarı yakaladı. Ancak Beşiktaş da çok geç kaldı. Sezon başından bugünlere sarkan ağır faturaları ödemek, 11 puanı kapatmak futbolda çok rastlanır bir durum değil…Birinci belli, biz ikinciye bakalım. Fenerbahçe mi, Beşiktaş mı?
Icardi tatilde
Midtsjö: Galatasaray şampiyon olacaksa, attığı golün hatırı büyük olacak.Abdülkerim: Bundan daha iyisi olamaz. Şahane oynuyor.
Torreira: Koca bir orta sahanda tek başına…
Rashica: Ne Icardi, ne Zaniolo… Son haftaların kralı Rashica…
Nelsson: Çizgiden çıkardığı top, şampiyonluk yolunun en önemli kilometre taşı olabilir.
Kerem: Çalım illeti depreşince beklentilerin çok gerisinde kaldı.Icardi: Üç haftadır tatilde… Yetmedi mi? Artık işine ve futbola dönsen…
Yunus: Az oynadı, öz oynadı, iyi oynadı.
Oliveira: Hevesin, hırsın, isteğin yok gibi… Bu görüntü fark ediliyor.
Mertens: Ağır sakatlıktan döndü. İlk maçında zirve yapması beklenemez.
Galatasaray: Belki yarın, belki yarından da yakın…
Hemen açıkla
Galatasaray Başkan Vekili Erden Timur, “Elimizde belgeler var, ortam gerilmesin diye lig sonunda açıklayacağız” dedi. Ortam gerileceği kadar gerilmiş zaten… Açıklayın da elinizdeki şu bilgileri; kim kiminle iş tutuyor, kimlere pusu kuruluyor öğrenelim. Bugüne kadar hep “ya konuşursam, ya açıklarsam” dendi, ne bir açıklama duyduk, ne de bir belge gördük.
Meyve veren ağaç taşlanır
Galatasaray Kaptanı Muslera, “Rakipler bize yüzde 200’le oynuyorlar” demiş. Normal… Lidersen, zor kaybediyorsan, meyve veren ağaç gibiysen herkes taşlar, herkes yenmeye çalışır.
Beşiktaş bir ustanın elinde
Beşiktaş için, tarihi galibiyetten sonra değil, geçen hafta da dahil çok yazdım. Beşiktaş bu ülkenin en hızlı hücuma kalkan takımı… “İyi oynamadığı” söylenen ve eleştirilen maçlarda bile hızlı hücumdan çok çarpıcı örnekler verdi.
İki kanat beki Onur ve Masuaku, hem çok hızlı, hem hücumda çok etkili… Aboubakar çabuk, Cenk çabuk sayılır, Redmond rüzgarın oğlu… Orta sahanın dinamizmi yeterli…
En önemlisi; takım artık bir ustanın elinde… Şenol Güneş, kendi kurmadığı ve kendi başlamadığı takımda, kendi oyun gücünü uygulamaya ve hissettirmeye başladı.
Şenol Hoca’nın Fenerbahçe maçında takımın ve kendisinin yanlışlarını görüp ikinci yarıya Redmond ve Maxim’i alarak başlaması, aslında tarihe geçen galibiyetin ilk sayfası oldu.Büyük hocalık, “Ben yaptım oldu” değil, inat ve ısrar etmeden yanlıştan dönmektir. Şenol Hoca bu hamleyi yaptı, kariyerine unutulmaz ve parlak bir zafer ekledi.
Kalite
Futbol ne kadar takım oyunu olursa olsun, bir futbolcu bir maçı nasıl alır, bunu Beşiktaşlı Natman Redmond’la gördük.
– Birinci golde, önce Szalai’den sıyrılışı, sonra Samet’i geçip, topu Cenk’in kafasına indirmesi müthişti.
– İkinci golde, çok gerilerden savunmanın arasına bıraktığı topla Cenk’e yeni bir asist yapması mükemmeldi.
– Attığı golde; içeri girişi, müthiş vuruşu “Ben kaliteyim” diye bağırıyordu.
Unutulmasın; futbolda kalite her zaman kazanır.
F.Bahçelilerin hayallerini yıkmayın
Sıradan futbolcular, görüyoruz ki, “Büyük F.Bahçe”nin formasını asla taşıyamıyorlar, içinde eziliyorlar. Transferde bugünden başlayarak, “ucuz etin yahnisinden” vazgeçip, yüksek kaliteye dönmezseniz, korkarım ki; şampiyonluk için daha çok para harcar, daha çok beklersiniz.
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç için, bütün samimiyetimle söylüyorum; gerçekten üzülüyorum. Ülkenin bu sıkıntılı ekonomik koşullarında bir servetten çok daha fazlasını harcayacaksınız, karşılığında binlerce insandan, koro halinde “Ali Koç istifa” seslerini duyacaksınız. Bu kadar fedakârlık yapan insan için “kabus” olmalı bu…
Ama Ali Koç; ifade yerindeyse, “Kendi etti, kendi buldu.”Aradan tam beş yıl geçti. Acemilik, kalfalık geride kaldı. Buna rağmen bir önceki yılın yanlışlarından asla ders çıkartmadı. Her yıl, her sezon yeni yanlışlara imza attı.Futbolun yarınlarını görmek için, bu günleri yeteri kadar dikkate almadı. Fenerbahçe’nin yarınlarına yatırım yapmak isterken bu günlerini ıskaladı.
Ali Başkan, “Büyük takımda büyük oyuncular oynar” kuralını hiç dikkate almadı. Her yıl çok oyuncu aldı, ama hep sıradan oyuncular aldı. Ali Koç döneminde Fenerbahçe kadrolarında asla 3-5 yüksek kalite futbolcu olmadı.Ali Koç döneminde Fenerbahçe’nin asla yüksek kalite bir santrfor gelmedi. Bir stoperi, orta alanda ustalık yapacak bir yıldızı olmadı. Her sezon ucuz ve sıradan futbolcular geldiler ve gittiler.Ah Başkan ahh… Ucuz sandıklarınız size çok daha pahalıya patladılar.Sayın Başkan… Sevgili Başkan; eğer görevde kalacaksanız ki, mutlaka kalmalısınız, futbol aklınızı ve çevrenizi radikal biçimde kökten değiştirmelisiniz. Size, bu transferleri kimler öneriyor bilemem… Ama tekrar ediyorum, bu çevreyi çok hızla, çok çabuk, çok kesin terk etmelisiniz.
Israrla transfer ettiğiniz sıradan futbolcular, görüyoruz ki, “Büyük Fenerbahçe”nin formasını asla taşıyamıyorlar. Forma ağır geliyor, içinde eziliyorlar. Transferde bugünden başlayarak, “ucuz etin yahnisinden” vazgeçip, yüksek kaliteye dönmezseniz, korkarım ki; şampiyonluk için daha çok para harcar, daha çok beklersiniz.Paranıza daha fazla kıymayın, Fenerbahçelilerin hayallerini yıkmayın; yüksek kaliteye dönün… Hemen, şimdi, derhal…
Jesus da günahsız değil
Fenerbahçe seyircisi, “yönetim istifa” diye bağırdı… “Ali Koç istifa” diye bağırdı. Ama “Jesus istifa” diye bağırmadı. Seyirci acaba, Jorge Jesus’un eline yeterli ve kaliteli bir kadro verilmediğini mi düşünüyor? Böyle düşünüyorsa, doğru düşünüyor. Ama Jesus da “günahsız” değil… Bunu da unutmayalım.
———Uzun lafın kısası———
Ali Koç devam etsin, ama transfere dikkat etsin.
——-Sinan Engin——
Eskidendi o…
Fenerbahçe Stadı’nın koridorlarında, “Burası Kadıköy, buradan çıkış yok” yazıyor.
Doğru… Yakın zamana kadar Kadıköy’den çıkış yoktu.
Ama eskidendi o…Son 5 yılda çok şey değişti.Kadıköy’de 23 yıldır kazanamayan Trabzonspor kazandı…Kadıköy’de 21 yıldır kazanamayan Galatasaray kazandı…Kadıköy’de 15 yıldır kazanamayan Beşiktaş kazandı…Hele bu sezon; Galatasaray 3 attı, Beşiktaş 4 attı.Sonra güle oynaya Kadıköy’den çıkıp gittiler.“Burası Kadıköy, buradan çıkış yok” güzel slogan da…Eskidendi o…
Bu kadar da olmaz ki…
Uğurcan: Sakın kızmayın. Mucizeydi, normale döndü.
Bakasetas: Madem oynayacak durumda, 70 dakika niye kulübede?
Marek Hamsik: Sürekli yedek, nedenini bilen var mı?
Edin Visca: Bu kadar sakatlıktan sonra sallanması normal…
Markoviç: İki topu direğe, üç puan rakibe gitti…
Bartra: Bir stoper arkasına bu kadar adam kaçırır mı?
Yusuf Yazıcı: Giden Yusuf nerede, gelen Yusuf nerede?
Trabzonspor: Bu kadar da olmaz ki, kendi sahanda dört gol yenmez ki…
Lütfen dikkat!
Kayserispor’da Berna Gözbaşı başkanın ayrılmasından sonra, kulübün yaptığı yazılı açıklamalarda ciddi bir üslup sıkıntısı görüyorum. Kayseri Yönetimi son olarak Onur Bulut’un transferi ile ilgili açıklama yaparken, Beşiktaş Başkanı ve yönetimi ile ilgili “Düşük zekası bulunan insanlar” ifadesini kullandı. Yanlış, hatta çirkin ifadeler bunlar… Üstelik bu üslup rakibi değil, kendinizi sıkıntıya sokar. Rakipten değil, sizin saygınlığınızdan götürür. Lütfen dikkat!
Çağdaş Atan gerçeği
Genç kuşağın en iyi hocası, ya da “yeni nesil hocalar” arasında en iyisi kim derseniz; hiç düşünmeden Çağdaş Atan derim. Kayseri’de transferin yasak olmasına rağmen ortaya koyduğu performans, daha önceki kulüplerde yakaladığı başarı, maç önü ve sonu mantığa dayalı açıklamaları, bütün radarları Çağdaş Atan’ın üstüne çeviriyor.
Boşuna uğraşma başkan
TSYD (Türkiye Spor Yazarları Derneği) Başkanı Oğuz Tongsir, önceki hafta “amigo gazeteciler” için, “Amigoluğu bırakın, mesleğe geri dönün” çağrısı yapmıştı. Son derece haklı bir uyarıydı bu…Boşuna uğraşma Başkan; huylu huyundan vazgeçmiyor.
Dikkat çekenler
Kayserispor: Trabzon’da tam 4 gol… Valla kolay iş değil…
Başakşehir: Rakip santrforun kaçırdıklarına dua etsin.
Ümraniye: 90+7’de golü yedi, umutlar da ağır bir darbe yedi.Alanya: 2-0 öndesin, iki dakika iki gol yenip 2-2 olur mu?
Giresun: Ateşle oynuyor, dua etsin geriden gelen takımlar yetersiz…
Konyaspor: Ararım, ararım… Ararım seni her yerde…
Adana Demirspor: Her şeyi var, bir golcüsü yok.
Göze batanlar
Arda (F.Bahçe): Tek başına takım…
Cardoso (Kayseri): Tam 13 km… Nasıl koştun öyle be kardeşim?
Emrah Başsan (Kayseri): Dakika bir, gol bir… Hem de ne gol…
Serdar Gürler (Başakşehir): Öyle bir gol ki, kafası, ayağı her türlü hüner var.
Mane (Kayseri): Güzellikte yarışan gollerin birincisi…
Stambouli (Adana DS): Kimsede tek kelime yok. Muhteşem oynadı.
Cenk Tosun (Beşiktaş): Tam isabet… İki pozisyon, iki gol…
Joao Pedro (F.Bahçe): Futbolu bırakmış, Jesus bırakmıyor.
İBB’ye öneri
Eski bir apartmanda oturuyoruz. Deprem denetiminden geçmesi için internet üstünden İBB’ye müracaat ettik, “Başvurunuz alınmıştır” cevabını verdiler. Aradan bir aydan fazla zaman geçti, belki iki ay… Ne gelen var, ne giden… Tek haber yok.İBB’nin bu konuda ne kadar yoğun bir taleple karşı karşıya olduğunu biliyorum. Ancak bir yandan, “acelemiz var” deyip, bir yandan bu kadar gecikmeyi doğru bulmuyorum. İBB’nin yerinde olsam; gene kendi kontrolunda, bu işin yetkin gruplarıyla anlaşır ve çok daha kalabalık ekiplerle yapı kontrollarını hızlandırırım.Geç kalmış teselli, idamdan sonraki affa benzer demişler, bunu unutmasınlar.