İki bin depremzede için konteyner kentinde yeni hayatları başladı. Kahramanmaraş’ta İstiklal Üniversitesi’nin Karacasu Kampüsü’nde beş etaptan oluşacak konteyner kenti, ilk yapılan konteyner alanlarından biri. Beş etaptan oluşan kentin birinci ve üçüncü etapları doldu. Birinci etapta 117 konteynerde 540; ikinci etapta ise 230 konteynerde 1450 kişi yaşıyor.
Konteyner kenti, ilçe ve mahalle sistemi dikkate alınarak adres sistemli oluşturulmuş durumda. Her cadde ve sokağın numarası var. Birinci etapta bazı sokaklara Kahramanmaraş’ın ilçelerinin adları verilmiş. Konteynerde kalanlar, başvuruyu yaptıktan sonra AFAD’ın belirlediği öncelik kriterleri olan, evi yıkılmış veya ağır hasarlı, şehit yakını, gazi, engelli olma, yatalak hastası bulunma, hamilelik gibi durumlarına göre oluşturulan sistem tarafından otomatik olarak seçiliyor. Minyatür bir ilçeye benzeyen konteyner kent içinde; sosyal market, yönetim binası, polis noktası, eğitim binaları, sağlık ocağı, ambulans noktası, mescit, çocuk oyun çadırları, halı saha, Kızılay’ın aşevi, çamaşırhane, erkek – kadın kuaförleri, çay ikram noktaları yer alıyor. Kentin içine bir tenis kortu da yapılıyor.
Konteyner kentin yönetimi, deprem bölgesinde görevlendirilen Ağrı Diyadin Kaymakamı Mustafa Karali’nin sorumluluğunda. AFAD yöneticisi olarak da Mustafa Gültekin görev yapıyor. İlk etabın kurulumu askerin desteği ile 30 saatte tamamlanmış.
Bebek bekliyor
9 yaşındaki Ahmet Atıf, direksiyonu çıkmış oyuncak arabasının üstünde depremden sonra önce anneannesinin sonra da teyzesinin yanında kaldığını anlattı. 8 yaşındaki Mustafa, 7 yaşındaki kız kardeşi Elif Kübra’yı bisikleti ile gezdiriyordu.
Ayşe Karaçalı’nın eşi Bünyamin Karaçalı, enkazdan kurtulmuş ve tedavisi evde devam ediyormuş. Karaçalı, “çocuklarım oyuncak istiyor. ‘Herkesin var benim yok’ diye ağlaşıyorlar. Oğlum Ökkeş bisiklet istiyor, bisiklet alamıyoruz” dedi.
33 yaşındaki Samet Gökhan, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’nde sağlık görevlisi. Konteyner kente 10 kilometre uzaklıktaki işine her gün arabası ile gidiyor. 21 metrekarelik yeni evinde, dört aylık hamile eşi Burcu Gökhan ve biri 1, diğeri 7 yaşındaki çocukları ile kalıyor. Burcu Gökhan, “Bu sene doğru dürüst kar yağmadı. Depremden önceki gün kar vardı, yerler tutmuştu. Çocuklarla birlikte çok mutlu olduk. Sabaha karşı deprem oldu. Ablamı, iki yeğenimi kaybettik. kar yağacak gibi bir hava olsa korkuyorum. Yine mi deprem olacak diye. Bebeğimiz yolda. Bebeklerim bizim umudumuz. Hayatımıza yeniden umutla başlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Çadırda yaşam daha zor
Kahramanmaraş’ta küçük-orta çapta bir kent olan Oruç Reis Mahallesi Tüvtürk çadır kentinde, günlük yaşamı gözlemledik. Çadır kent, şehrin dışında telle çevrilmiş bir alanda bulunuyor. Alan içinde Ağrı Belediyesi’nin kurduğu çadırlar da yer alıyor. Her bir çadıra, ikamet adresi yerine geçen bir numara verilmiş. Çadır kente henüz çamaşırhane kurulmamış. Kadınlar, Kızılay’ın getirdiği yemekleri kendileri dağıtıyor. Çadır kentin iki ucunda tuvalet ve duşlar yer alıyor.
Nakliye şirketinde çalışan Yunus Kaplan, “Kız kardeşimin evi sağlam. Aracım var, çamaşırlarımızı onun evine götürüp yıkıyoruz” diyor. Çadır kentin diğer sakinleri de çamaşırlarını yıkayamamaktan yakınıyor.