Gemiden atlayarak çıktığı Amerika’da gönüllere taht kuran Türk itfaiyeciye törenli uğurlama

Amerika’ya giden uzun yol yük gemisinde 1997 yılında 4’üncü mühendis olarak görev yapan Nahit Atıf Oral, limana gelmeden, gemiden atladı. Yeni yolculuğuna Amerika’nın Hawaii eyaletinde kaçak yollarla başlayan Oral, kısa zamanda birçok eyalette restoran işleri, ağır vasıta şoförlüğü, güvenlik sistemi ve kamera yönetimi gibi farklı işler yapmaya başladı. Orada yeni düzenini kuran Oral, 2004 yılında da asker eşi Marie ile hayatını birleştirdi. Kardeşi Özhan Özgür Oral’ın da isteğiyle Texas’a taşınan Oral, insan ve hayvan sevgisini, yardımseverliğini mesleğine de yansıtmak isteyince itfaiye eri oldu. 2020 yılında itfaiye eri olarak göreve başlayan Oral, birçok insanın hayatına dokundu. Oral, Texas’ta itfaiye akademi ödülünün de sahibi oldu. 

Kalp hastalığı olduğu bilinen Oral, 9 Mart tarihinde acil müdahale eğitiminden sonra yeniden kalp krizi geçirdi. Tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayan Oral, 50 yaşında hayatını kaybetti. Amerika tarafından ‘şehit’ kabul edilen Oral’ın cenazesi isteği üzerine, özel bir törenle Türkiye’ye getirildi. Oral için uçağın kalkışı öncesi de su takı ile seremoni yapıldı. Oral, çocukluğunun geçtiği Kadıköy’deki Suadiye Camii’nde Türk Bayrağı ve Amerikan Bayrağı’na sarılı tabutuyla ailesi, yakınları ve sevenlerinin katıldığı törenle son yolculuğuna uğurlandı.  

AMERİKA’YA TÜRKLERİ TANITTI 

Kardeşi Özhan Özgür Oral, “Kaçak yollarda gemiden atlayarak Amerika’ya gittik, gençlik heyecanıyla. Amerika’nın feleğinden geçtik desek doğru olur. Bütün zorluklarını gördü. Gurbette yalnız yaşamak çok zor, ağabeyim aynı zamanda bana babalık yaptı. Kendisi özellikle New York’ta çok iyi tanınır” dedi.  

Oral, ağabeyinin 2020 yılında itfaiyeye katıldığını belirterek, “Onun için her bir canlı anlam ifade ediyordu. Hayata bağlılığını sağlıyordu. Bakımevlerinden alınmış hayvanlara bakardı. İtfaiyeyi de bunun için seçti, insanlara ve hayvanlara yardım etmek için. Fedakar, ihtiyacı olan herkesin yanında olan bir adamdı. Sevilen ve bilinen bir insandı. Herkes saygı duruşunda durdu. Neticede yaşadığınız ülkede bir göçmensiniz. Kendini böyle kabullendirmesi büyük bir etki. Amerika’da biz azınlığız, Türkleri tanıttı. Şu an onlar bir Türk gördüğündeki, ağabeyime baktıkları bakıyorlardır. Kendi görevini de çok güzel yaptığını düşünüyorum, kültürlerin birbiriyle tanışması anlamında da üstün bir rol oynadığına inanıyorum” ifadelerini kullandı.  

ÜLKESİNDE GÖMÜLMEK İSTİYORDU 

Son yapılan eğitiminde ağır bir program olduğunu belirten Özhan Özgür Oral, “O program sonrasında dönüş yolunda kalp krizi geçirdi. Kaybetme nedenimiz de bu oldu. Çok temiz bir şekilde hayatını kaybetti. Kimseye yük olmak istemiyordu ağabeyim, kimseye yük olmadı. Orada şehit ilan edildi, bayrağa sarıldı.  Burası çocukluğumuzdan beri bizim geldiğimiz cami. Ağabeyimle burada çok zaman geçirdiğimiz, teravihlere geldiğimiz bir cami, ondan burayı seçtim. Yaklaşık 26 senedir Türkiye’ye gelmiyordu. Gömülmek istediği yer de Türkiye’ydi. Eşi de yabancı olduğu için onun son rızasını yerine getirdi. Oradaki itfaiye bölümü de aynı şekilde ağabeyime aynı saygıyı gösterdiler. Ağabeyim geçen sene de ufak bir kalp krizi geçirmişti ama, doktor kontrollerini geçtiğinden dolayı göreve döndü. Ben istemiyordum. Hepimize sahip çıktığı için, onun gittiğini kabullenmek zor. Sözcükler yetmiyor. Sağlık sorununu bir şekilde spor yaparak atlattı. Kimseyle yarışmıyordu ama kendisiyle en büyük sınavı vardı. Bunu yapabiliyorsam, bir üstünü yapabilirim derdi. Limitin var diyordum. Herkesin bir limiti var, Süperman değilsin. Benim gözümde öyle ama bir yerden sonra durmasını bileceksin. O durmuyordu, sıkıntı buradan kaynaklanıyor” diye konuştu.  

Oral’ın ağabeyi Akif Cahit Oral ise, “Bir kez daha öğrendim ki iyiler fazla yaşamıyor. Bir gün önce konuşuyorum, ertesi gün ölüm haberini alıyorum ne kadar acı bir şey”dedi.  

DÜNYAYI KURTARMAK İSTEYEN BİR ADAMDI  

Oral’ın eşi Marie Oral da, “Kendisi dünyayı kurtarmak isteyen bir adamdı ama yapamayacağını bilmesi gerekiyordu. Aileyi yöneten insandı. Annesi, kız kardeşi, erkek kardeşiyle genelde hep ortayı bulandı, ortada buluşturma yapısı vardı. Erkenden ölümünü, bir anda gidişini kabul edemiyorum” ifadelerini kullandı.  

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir