MÜJDE IŞIL- 2019’da vizyona giren ve 14 yaşındaki bir ergenin süper kahraman gücüne kavuşmasını anlatan “Shazam!” büyük sözler etme iddiası olmamasına karşın aileye ve bireye bakışıyla derli toplu ve eğlenceli bir yapımdı. Devam filmi “Shazam! Fury of the Gods/Shazam! Tanrıların Öfkesi” daha güçlenen oyuncu kadrosuna rağmen ilk filmin gerisinde kalıyor.
Yeni macerada Billy Batson ve güçlerini paylaştırdığı manevi kardeşleri, her ne kadar hayat kurtarsalar da çocukça gösteriş planları nedeniyle aksiliklere yol açtıkları için “Philadelphia Fiyaskoları” olarak anılmaktadır. Atlas’ın kızları ise kendilerinden alınan gücü yani Billy ve kardeşlerinin güçlerini geri almak niyetindedir. Farklı dünyalardan ve jenerasyondan gelen bu iki tarafın mücadelesi insanlığı yok olma noktasına getirir.
Bilgelik neydi?
İlk filmin temel derdi ailenin kan bağıyla değil, sevgi ve fedakârlıkla oluştuğunu anlatmaktı. Hikâyenin kötü adamı Dr. Sivana ile iyi kahramanı Billy arasındaki fark da bunu destekliyordu. Babası ve abisinin kendisini değersiz hissettirmesi Dr. Sivana’yı yalnızlaştırıp kötülüğe götürürken, annesi tarafından terk edilmiş Billy ise koruyucu aileyle birlikte iyiliği ve bağlılığı keşfediyordu. “Shazam! Tanrıların Öfkesi” ise bilgeliğin ne olduğunu sorgulama derdinde… Bilgelik yaşta mı, bilgili olmakta mı, yürekte mi? İlk filmin yaratıcı ekibinin imzasını taşıyan ve oyuncu kadrosunu da koruyan ikinci filmde, hikâyeye Atlas’ın kızlarının ve onları canlandıran Helen Mirren ve Lucy Liu gibi iki deneyimli oyuncunun dahil edilmesi bu açıdan önemli. Ancak bu yeni karakterlerin derinlikli yazılmaması, filmin hedeflediği çatışmanın etkisini zayıflatıyor. Dolayısıyla ne ilk filmdeki gibi bir ergen eğlencesi ortaya çıkabiliyor ne de deneyimli oyuncuların varlığı, macerayı güçlendirebiliyor.
Özellikle ikinci yarısında “Harry Potter” ve “Yüzüklerin Efendisi” havasının bol bol hissedildiği filmde “Avatar”ın bir simgesine de önemli bir rol düşüyor ama olumsuz anlamda… Kadın kahraman vurgusunu iyi karakterde Mirren ve kötü karakterde Liu (ırkçılığa devam) üzerinden yapan yapımın, ilk filmin baş kötüsü Dr. Sivana için hesapladığı plan ise hayli havada kalıyor. Gal Gadot ve Wonder Woman hayranlarını filmde hoş bir sürpriz bekliyor.
WB Türkiye’nin vedası
“Shazam! Tanrıların Öfkesi”, Warner Bros. Türkiye’nin ülkemizde dağıtımını üstlendiği son film. Bu sene 100. yaşını kutlayan WB, Türkiye’de film dağıtımına 1989’da üç Oscarlı “Dangerous Liaisons/Tehlikeli İlişkiler” ile başlamıştı. “Eşkıya”, “Vizontele”, “G.O.R.A.” gibi pek çok iddialı ve gişe yapan yerli yapımlar gibi “Batman”, “ Lethal Weapon/Cehennem Silahı” serisi, “ Goodfellas/Sıkı Dostlar”, “ Pretty Woman/Özel Bir Kadın”, “JFK”, “Bodyguard”, “ Natural Born Killers/Katil Doğanlar”, “Heat” gibi şimdinin modern klasiklerinin dağıtımcısıydı şirket. Bundan sonra Warner Bros. filmlerinin Türkiye’deki dağıtımcısı TME Films olacak. Warner Bros. Türkiye ekibine, özellikle de yaklaşık 20 senedir Sinema dergisi ve Milliyet Sanat başta olmak üzere sinema dergiciliğinde birebir çalıştığım, her kapak ve dosya hazırlama sürecindeki özverili yaklaşımıyla Basın ve Tanıtım Müdürü Duygu Kutlu’ya teşekkür etmeden bu yazı eksik kalırdı.
Belçika’dan Suriye’ye
Prömiyerini geçen sene Cannes Film Festivali’nde yapan “Rebel/Asi”, Kemal’in Suriye’deki savaş mağdurlarına yardımcı olmak için Belçika’dan ayrılmasıyla başlıyor. Suriye’ye vardığında milislere katılmak zorunda kalır ve Rakka’da yüzüstü bırakılır. Geride kalan kardeşi Nesim, kendisini abisine ulaştıracakları sözünü veren radikal gruplar için kolay lokma olur. Anneleri Leyla ise geride kalan en küçük çocuğunu korumak zorundadır. Fas asıllı Belçikalı film ve tv yönetmenleri Adil El Arbi ve Bilal Fallah’ı, Will Smith ve Martin Lawrence’lı “Bad Boys” serisinin üçüncü filmi “Bad Boys for Life”ı Michael Bay’den devralmasıyla tanıyoruz.