Terör örgütü YPG/PKK, Hol beldesinde Nisan 2017’de kurduğu kampta Deyrizor’daki terör örgütü DEAŞ üyeleri ve aileleri ile çatışmalardan kaçan sivilleri tutuyor.
Sivil toplum örgütleri ve Birleşmiş Milletler (BM), sık sık bu kamplardaki insani durumun giderek kötüleştiği uyarısında bulunuyor ve DEAŞ militanlarının tutulduğu merkezlere erişim talep ediyor.
BM’ye göre 10 bin kişi kapasiteli Hol Kampı’nda bunun 7-8 katı kişi tutuluyor ve çoğunluğunu kadınlarla çocuklar oluşturuyor.
Hol Kampı’nda yaklaşık 50 ülkeden birkaç bin yabancı terörist savaşçının yanı sıra çok sayıda Suriyeli ve Iraklı DEAŞ mensubu bulunuyor.
DEAŞ kamplarıyla ilgili soruyu yanıtladı
ABD Dışişleri Sözcüsü Ned Price, günlük basın toplantısında, ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı Orgeneral Michael Kurilla’nın Suriye ziyaretinde, SDG ismini kullanan YPG/PKK terör örgütünün işgalindeki bölgeleri ziyaret ederken örgütün kontrolündeki DEAŞ kamplarının askeri bir çözümü olmadığına yönelik açıklamalarına ilişkin soruyu yanıtladı.
“ABD sorumlu bir şekilde kapatmak için dünyayı dolaşıyor”
Orgeneral Kurilla’nın açıklamasını hatırlatarak “Dışişleri bu kampları boşaltmak için ne yapıyor?” sorusuna Price, şu cevabı verdi:
Dünyanın dört bir yanındaki ülkelerle, sürdürülebilir tek çözümün bunları kendi ülkelerine geri göndermek olduğunu anlatıyoruz. Son günlerde de dahil olmak üzere, vatandaşlarını tutuklu kamplarından ülkelerine geri kabul eden birçok ülkeyi takdir ettik. Bu zorluğun üstesinden gelmenin tek yolunun bu olduğuna inanıyoruz. Terörle mücadele büromuz ve bölgesel bürolarımız, (Suriye’deki kamplardan) tutuklu nüfusunu azaltmak için elimizden gelen her şeyi yapmak ve bu gözaltı kamplarını sorumlu bir şekilde kapatmak için dünyayı dolaşıyor.
“Acilen kararlı ve cesur adımlar atılması gerekiyor”
Muhabirin “Çoğu ülke oradaki vatandaşını umursamıyor gibi görünüyor. O kamplarda insanların daha da radikalleşeceği ve ABD’nin oradaki misyonunun amacından sapmasına yol açacağı konusunda bir endişeniz yok mu?” sorusuna, Sözcü Price, kamplardaki nüfusu sürdürülebilir bir şekilde azaltmaya çalışmalarının nedenleri arasında bu kaygıların da olduğu yanıtını verdi.
Price “Bu nedenlerin bir kısmı insani koşullarla ilgili. Bazıları, bireylerin böyle bir yerde oldukları için radikalleşmesiyle ilgili. Bunlar, ülkelerin neden acilen kararlı ve cesur adımlar atması gerektiğini gösteriyor.” diye konuştu.