ASLIHAN ALTAY KARATAŞ Ankara – Hippoterapi Uygulama Merkezi Müdürü Bilal Gökdere, hippoterapiyi ikiye ayırdıklarını, birincisinin engelli bireylerin atla tedavisi, diğerinin atlı terapi olduğunu söyledi. Gökdere, “İnsanın atla birlikte bir faaliyet yaparak kendisini özgüven açısından geliştirmesi, ata bindiğinde mutluluk hissinin oluşması, yaşadığı travmayı atlatmasına yardımcı olması gibi etkileri var. Depremzedeleri sadece ata bindirmiyoruz, atın yularından tutarak yürüyebiliyorlar. Tımar yapması için kaşağı veriyoruz. İnsanlarla iletişimden ziyade atla iletişim kurmaya çalışıyor. Atlar, sizin duygu durumunu anlayıp size göre şekil alabiliyorlar” dedi.
İnsanların atlı terapi sayesinde daha rahat iletişim kurup sosyalleşebildiklerini ifade eden Gökdere, şunları söyledi:
“Ata binişten 5-10 dakika sonra o ortamı unutup daha mutlu olduklarını gözlemliyorum. Attan ayrılmak istemeyen, sürekli gelmek isteyen çocuklar var. At binmek depremden etkilenenlere özerklik duygusu, problem çözme becerileri ve kontrol hissi sağlıyor. Atlarla yakınlık, sosyal iletişimi ve kendine güven duygusunu geliştiriyor ve yaşama sevincini artırıyor. Biniciliğin yanı sıra atın bakımı, atla gezinti, at üzerinde hareket, solunum sisteminin daha düzenli çalışmasına ve gevşeme duygusunu kazanmasına yardımcı oluyor.”
Deprem mağdurlarına yönelik atlı eğitimin odak noktası, binicilik eğitimi olmamasına rağmen, atın birçok farklı kullanımı sayesinde çocuk, genç ve yetişkinlerin bireysel gelişimine de katkı sağlıyor.