Namık Durukan / Hüseyin Altun – Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremin vurduğu 11 ilde binlerce aile yok olurken, evlatlarını kaybeden anne babaların yaşadığı acıyı kelimelerle anlatmak mümkün değil. “Biz ölseydik evlat acısı görmeseydik” diyen annelerden sadece biri olan Elif Soya, 16 yaşındaki oğlu Arda’nın son sözlerinin “Anne sizleri çok özledim” olduğunu belirterek, “16 Mart’ta doğum gününü kutlayacaktık, şimdi 40’ını anacağız” dedi.
Dulkadiroğlu Mahallesi’ne bağlı Söğütlü Köyü’nde yaşayan Soya Ailesi, depremden kısa süre önce İstanbul’a tatile gitti. 16 yaşındaki Arda ise köyde kalmayı tercih etti.
‘Sizi otogardan alırım’
Depreme evde tek yakalanan Arda, enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Depremden saatler önce ertesi gün kavuşacağını düşündüğü annesini aramış, “Burada çok kar yağıyor. Yarın okullar tatil. Yarın sizi otogardan almaya geleceğim” demişti. Elif hanım ile Arda “yarın görüşürüz” diyerek telefonları kapatırken, felaketin eşiğinde olduklarından haberleri yoktu.
Depremi öğrendikten sonra Arda’ya ulaşamadıklarını, kent merkezinde yaşayan kızları Özlem’e “Kızım sen yetiş” dediklerini aktaran Soya, “Kızımın köye varıp, kardeşinin enkaz altında can verdiğini öğrendikten sonraki feryadını köy halkı unutamadıklarını söyledi. Dönüşümüze kadar bize kardeşinin öldüğünü söylemedi. ‘Arda yaşıyor mu?’ dedim, babam kafasını aşağı eğince anladım oğlumun öldüğünü. Cenazeye anca yetişebildik” diye konuştu. Elif Soya acısını şöyle ifade etti:
“29 gündür yaşamıyorum. Bir daha sofraya tam oturamayacağız. Bir daha Arda’yı bekleyemeyeceğiz. Deprem anında kaçmaya çalışmış ama kolon vurması ile enkaz altında kalmış. Evimiz diyorduk, yuvamız diyorduk ama oğluma mezar oldu. Oğlumun 16 Mart’ta doğum gününü kutlayacaktık. Şimdi kırkını anacağız.”
Arda’nın anısını yaşatmak için bir sivil toplum kuruluşu tarafından kurulan çocuk parkı ve oyun alanına isminin verildiğini söyleyen Elif Soya, “Keşke burada adı yazılmasaydı da kendisi aramızda olsaydı” dedi.
Anne Elif Soya, oğlunun adının verildiği oyun alanı çadırının önünde gözyaşlarını tutamadı.
‘Durumu iyi diye eve gönderdiler’
Aynı köyde yaşamını yitiren bir başka isim ise 63 yaşındaki Mehmet Soyak oldu. Oğulları tarafından eşi Hatun ile birlikte enkazdan çıkarılan Mehmet Soyak, götürüldüğü hastaneden durumu iyi diye eve gönderildikten sonra vefat etti. Eşi Hatun Soyak, deprem sonrası yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Depremden 2 saat oğlum Yusuf Can bizi enkazdan çıkardı. Eşim ‘Ayaklarım ve belim kırıldı, hareket edemiyorum’ dedi. Eşimi güçlükle taşıdık, benim de ayağım zarar görmüştü. Arabada bir kişilik yer vardı. Ancak acil olduğu için eşimi gönderdik. ‘Ben bir ayakla da yaşayabilirim’ diye düşündüm. Hastanenin acilinde sağlık görevlileri, hiç muayene etmeden ‘Bunların bir şeyi yok alın götürün, daha kötü olanlar var’ diye geri çevirmişler. Arabadan ineceği sırada daha da fenalaştı. Hemen oracıkta vefat etti. Neden öldüğünü bilmiyoruz. Müdahale edilseydi belki ölmezdi.”