Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Deprem felaketi başta merkez üssü Kahramanmaraş olmak üzere 11 ilde can kaybına ve ciddi yıkıma yol açtı. Tüm Türkiye’yi yasa boğan depremlerden sonra birçok kişi dayanışma içinde depremzedelere yardım eli uzatırken, enkazdan günler sonra çıkartılanlar da felaketin adeta mucizeleri oldular. Ancak kurtarılan bu kişilerin bir kısmı kolu, bacağı, eli enkaz altında sıkıştığı ya da tamamen kaldığı için hayati risk yaratmamak adına uzuvları kesilerek kurtarılabildi. Yine enkazdan çıkarıldıktan sonra hastanede tedavi altına alınanların bir kısmı da travmaya bağlı olarak yaşanan komplikasyonlar sonucu uzuvlarını kaybetti. Tıbbi olarak ‘ampütasyon’ olarak tanımlanan bu cerrahi operasyonu geçirenlere doğru yaklaşım ise farkındalık yaratabilmek adına çok önemli. Doktorların, “Ampütasyon uzuv kaybı değildir, hayat kurtarmak için yapılır” dediği bu süreç ve sonrasını Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Fethi Ceylan ve Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Sekreteri Ayhan Metin‘e sorduk.
‘KESİLMEZSE HAYATINI KAYBETME İHTİMALİ YÜKSEK ÇÜNKÜ…’
Ampütasyon, bacak ya da kolun herhangi bir kısmının kesilip vücuttan ayrılması anlamına geliyor. Prof. Dr. Mehmet Fethi Ceylan, bir kişinin uzvunun baskı altında kalması durumunda enkaz yerinde ampüte edilmesi ve o şekilde enkaz altından çıkarılmasının gerekliliğini şu şekilde anlattı:
“Enkaz altındayken ezilen dokudaki potasyum elementi vücuda karışmaz ancak enkaz kalktıktan sonra potasyum hızlıca kana karışır. Bu maddenin kana karışması ani kalp krizlerine de sebep olabilir.”
Ampütasyon süreci ve kararının hastalar için zor olduğunu ancak afet ortamlarında uzuv kesmenin hayatı kurtarmak demek olduğunu belirten Prof. Dr. Ceylan, “Uzvu kesmeyip korumak isterseniz hastayı kaybetme olasılığınız çok yüksek. Nitekim uzuv kaybı yaşamak istemeyen ve bu işleme izin vermeyen birçok kişi hayatını kaybetti” diye konuştu.
‘TOPARLANMA ÇABUK OLUYOR’
Ampüte işleminin ardından kişilerin psikolojik olarak vücutlarına adapte olmaları zor olsa da sağlık açısından bu işlem hastanın çabuk toparlandığı bir dönem olarak görülüyor. Prof. Dr. Mehmet Fethi Ceylan, ampütasyon sonrası yaraların daha çabuk iyileştiğini ve bir sonraki aşama olan rehabilitasyon ve protez kullanımına geçildiğini ifade etti.
Böylesine büyük felaketlerde ölümlerin ve uzun kayıplarının önüne geçmek için en önemli şeyin yıkılmayacak binalar inşa etmek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Fethi Ceylan, afet alanlarında çalışacak ekiplerin sayılarının fazla olması gerektiğine de dikkat çekti. İzmir ya da Elazığ’daki depremlerinin dar ölçekli alanlarda gerçekleştiğini hatırlatan Prof. Dr. Ceylan, “11 ili etkileyen bir depremde göçük altında kalan hastaların uzuvlarını korumaktan ziyade onları hayatta tutmaya, hayatlarını kurtarmaya odaklanmalısınız. Etkisi böylesine büyük bir depremde yalnızca bu yapılabilir” dedi.
Enkaz altındaki baskı nedeniyle kolunu, bacağını, ayağını, elini kaybederek hayatına bedensel engelli olarak devam edeceklerin ampütasyon sonrasında ihtiyaç duydukları en elzem şey ise protez.
‘İKİ KERE YIKIM YAŞADILAR’
“Deprem sonrası engelli duruma gelmiş bireyler ve engelli olup da depremi yaşamış bireyler iki kere yıkım yaşadı” diyen Türkiye Sakatlar Konfederasyonu başlattığı ‘Sen de Bir El At’ bağış kampanyasıyla afet bölgesine destek sağlıyor. Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Genel Sekreteri Ayhan Metin, kampanyaya dair şu bilgileri verdi:
“11 ilimizi doğrudan ve derinden olumsuz etkileyen deprem fırtınası birçok kişinin yaşamını yitirmesine neden olduğu gibi çok sayıda vatandaşın da engelli duruma gelmesine neden oldu. Bu durumdaki afetzede engelli vatandaşlarımız üzerindeki ileri derecede olumsuz koşulların ortadan kaldırılmasına bir parça da olsa destek olabilmek için ‘Devlet Millet El Ele, Sen de Bir El At’ diyerek engelli bireylerin engellerinden dolayı kullanmak zorunda oldukları araç gereçlerin teminine yönelik acil destek için Ankara Valiliği izniyle kampanya başlattık.”
Engelli bireylerin temel ihtiyaçlarını giderebilmek için kullanmak zorunda oldukları tekerlekli sandalye, baston, koltuk değneği, protez, ortez, beyaz baston ya da işitme cihazı gibi gereçler de depremden zarar gördü. Enkaz altında kalmış veya kullanılamaz duruma gelen bu ihtiyaçların temini ve ulaştırılması da oldukça önemli. Ayhan Metin, “Türkiye Sakatlar Konfederasyonu olarak Türkiye’nin 81 ilini kapsayan bağış kampanyası başlattık. Toplanan bağışlarla engelli bireylerin engellerinden dolayı kullanmak zorunda oldukları yardımcı araç-gereç ve destek teknolojilerine ulaşmalarını sağlamaya çalışacağız” dedi.
TRAVMA VE ADAPTASYON BİR ARADA
Deprem sonrası engelli duruma gelmiş bireyler ve engelli olup da depremi yaşamış bireylerin ihtiyaçlarını gidermek kadar onlara yeniden hayata tutunmaları için tüm vatandaşlara görevler düşüyor. Ayhan Metin, “Bu büyük travmayı atlatmak herkes gibi engelli bireyler için de çok zor. Bir de yeni engelli olan bireyler hem deprem travmasını atlatmaya çalışacaklar hem de yeni durumlarına yani engelliliklerine adapte olmaya çalışacaklar. Bu durum zorluğu daha da katlıyor. Bizler de bu noktada hem yardımcı araç gereç desteği ile hem de engelliliklerine adapte olabilmeleri için psikolojik anlamda destek olmaya çalışıyoruz. Engelli bir birey olarak da hayatını sürdürebileceğini göstermeye çalışıyoruz“ diye konuştu.
‘KABULLENMELERİ 3 İLA 5 YIL SÜREBİLİR’
Bu alışma sürecinin zaman alacağını söyleyen Ayhan Metin, yeni engelli olan birinin durumunu kabullenebilmesinin 3 ila 5 yıl arasında sürebileceğini hatırlattı. “Böylesine hassas bir döneme bir de deprem travması eklenince durum daha da güçleşebilir” diyen Metin, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Deprem bölgesinde özel gereksinimli hale gelmiş bu bireyler için var gücümüzle çalışacağız. Organizasyonlar düzenleyip bu travmayı daha kolay atlatmalarına ve normalleşme süreçlerine destek olmaya gayret edeceğiz. Bu çalışmaları sürdürebilmemiz için kamu ve özel sektör iş birlikleri ile hayırsever vatandaşların desteklerine ihtiyacımız var.”