Bakırköy 32. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık İsmail Hakkı Temel ve taraf avukatları katıldı.
Cumhuriyet savcısı, bir önceki celsede olduğu gibi, sanık Temel’in “kamu görevlisine hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep ettiği mütalaasını tekrarladı.
Tutuksuz sanık İsmail Hakkı Temel, bir kadına hakaret edecek karakterde olmadığını belirterek, “Orada aramızda gerçekleşen diyalog sırasında bir teşbihte bulundum. Bu ifadem yanlış anlaşıldı ise kendisinden özür dilerim. Daha önce de özür dilemiştim. Herhangi bir hakaret kastım yoktur. Beraatimi talep ediyorum.” dedi.
Müşteki Tuba Taşkın Öztürk’ün avukatı da sanığın, eylemi nedeniyle cezalandırılmasını istedi.
– Mahkemenin kararı
Davaya karara bağlayan mahkeme, unsurları itibariyle oluşmayan müsnet suçtan sanığın beraatine karar verdi.
Mahkeme, gerekçesiyle birlikte açıkladığı kararında, olay günü belediye binasında belediye meclis görevlilerine test yapıldığını, işlemin, bir partinin faaliyetiyle ilgili olmadığını hatırlattı.
İşlemin, kurul halinde çalışılan ortamda hasta kimselerin tespiti ve hastalığın yayılmasını önleme amaçlı olduğu belirtilen kararda, “Kişilerin ve görüşlerin ayrıştırılmaması gereken ortamda kişi ve görüşleri ayrıştırır şekilde hangi partiden olduğunun sorgulanması, karşı tarafta ‘Ben soran kişiyle aynı görüşte değilsem, bana farklı davranırlar mı?’ endişesi oluşturacak niteliktedir.” ifadeleri kullanıldı.
Kararda, tarafların konumları sebebiyle siyasi, sosyal görüşlerini belli eder semboller taşımalarının da aynı endişeyi yaratacağı, bunun dile gelmesi ve doğrudan hangi partidensin sorusunun da bu endişenin vücut bulmuş hali olduğu vurgulandı.
Bir şekilde tepki verilmesinin doğal olduğu belirtilen kararda, “Somut olayda verilen tepki, sadece işlemi yapan kişinin başörtülü olması nedeniyle kendisinin hangi görüşten olduğunun tespiti ile kendisine farklı uygulama yapılacağı endişesidir. Söylenen sözlerin içeriğinin hakaret oluşturmadığı (Onur, şeref ve saygınlığa yönelik küçültücü sözler olması durumunda da bu şekilde siyasi, sosyal görüşün sorgulanmasına dair haksız eyleme tepki niteliğinde olacağı) anlaşılmıştır.” değerlendirmesinde bulunuldu.
– “Sanığın sözleri küçük düşürücü, onur, şeref ve saygınlığı hedef alır nitelikte değildir”
Kararda, sanığın Bahçelievler Belediyesi meclis üyesi olduğu, Bahçelievler İlçe Sağlık Müdürlüğünde diş hekimliği yapan müştekinin de pandemi sebebiyle filyasyon ekibinde çalıştığı hatırlatılarak, Bahçelievler Belediyesi Nurettin Topçu Kültür Merkezi’nde belediye meclis üyelerine toplu olarak koronavirüs testi yapıldığı anlatıldı.
Kayıt görevlisinin sanığa hangi partiden olduğunu sorduğu aktarılan kararda, şunlar kaydedildi:
“Sanığın, koronavirüs testi yapılması nedeniyle hangi partiden olduğunun neden sorulduğunu sorduğu belirlenmiştir. Bu şekilde siyaseten sorulduğu zannıyla farklı partiden olduklarının tespiti halinde sadece bu sebeple ayrım yapılabileceği endişesiyle sanığın ‘Ama senin kafanda şu şey varken ben sana nasıl güvenebilirim, beni zehirlemeyeceğini nereden bilebilirim?’ dediği anlaşılmıştır. Söylenen sözlerin karşı tarafı küçük düşürücü, onur, şeref ve saygınlığı hedef alır nitelikte olmadığı görülmektedir.”
– İddianameden
Test sırasında sanık İsmail Hakkı Temel’in, Öztürk’e hitaben başörtüsünü kastederek “Ama senin kafanda şu şey varken ben sana nasıl güvenebilirim, beni zehirlemeyeceğini nereden bilebilirim?” şeklinde sözler söylediği aktarılan iddianamede, müştekinin sürüntü örneği almak için maskesini çıkarmasını istediği sanığın “Haklıyım ama yani senin kafanda şu şey var, beni zehirlemeyeceğini nereden bilebilirim.” ifadelerini kullandığı kaydediliyor.
İddianamede, sanık İsmail Hakkı Temel’in “kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle hakaret” suçundan 1 yıl 2 aydan 2 yıl 4 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.