Ömer Çelik’in açıklamaları özetle şöyle: Tek gündem maddemiz var o da deprem. Depremin ortaya çıkardığı bir sürü etkiyle mücadele edilmesi, koordine edilmesi gerekiyor. 10 il olarak dile getiriyorduk. Cumhurbaşkanımıızn talimati ile Elazığ 11. il olarak afet bölgesin olarak değerlendirilecektır. Bundan sonrası için 11 il olarak ifade edeceğiz. Adana’da bile 2. deprem çok güçlü bir şekilde hissettik. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Bu yas sonsuza kadar kalbimizde olacak.
Sadece ülkedeki uzmanların değil dünyadaki önemli kurumların da değerlendirmesine göre bölgede son 100 yılda yaşanan en büyük afet ile karşı karşıyayız. AFAD, Emniyet, UMKE, Jandarma, yerel destek ekipleri, sivil toplum kuruluşları mücadele veriyor. Her türlü maddi manevi destek çabası gösteren herkese şükranlarımızı sunuyoruz. 200 binden fazla vatandaşımız başka illere tahliye edilmiş oldu.
Biz afet bölgemizde batandaşlarımızla birlikte olduğumuz için siyasi tartışmaları parçası olmadık. Bunları not ediyoruz. Şimdiki önceliğimiz vatandaşlarımızın yaralarını sarmak. Kuşkusuz bu kadar büyük bir afet karşısında ki uluslararası yardım talebinde bulunduğumuz bir afet bu. Sahaya hakim olan asli şey koordinasyondur.
“YARDIMLAR HESAPLARA YATIRILMAYA BAŞLANDI”
Deprem yardımları konusunda Cumhurbaşkanımız bir açıklama yapmıştı. 10 bin TL’lik yardımlar vatandaşlarımızın hesaplarına yatırılmaya başlandı. Bunlar artarak devam edecek. Hiçbir vatandaşımız sahipsiz bırakılmayacak.
SOSYAL MEDYADAKİ DEZENFORMASYON
Depremin yıkıcı etkilerine bir de yıkıcı yalan haberler eklendi. ‘Hatay’da baraj yıkıldı’ gibi bir yalan ortaya atıldı. Hasarlı bir bina yıkılacak, çıkıp birisi diyor ki evraklar yakılacak. Oysaki evrakların hepsi dijital olarak kayıtlı. Böyle bir acının ortasında iç çatışma çıkarmaya çalışan vahşi yaklaşımlar görüldü.
“ÇOCUKLARIMIZ KORUMA ALTINDA, SAHİPSİZ DEĞİLLER”
Bütün çocuklar Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın koruması altında. Hiçbiri sahipsiz değiller. Hastanelerde genç arkadaşlarımı gönüllü olmuş çocuklarla ilgileniyorlar. Çıkan haberler üzerine güvenlik güçleri hastanelerde tüm tedbirleri almış durumda.
Vatandaşların hasarlı olmayan binalara bile girmesine engel olacak deprem haberleri yayılıyor. Bilim insanlarının elinde depremi önceden söyleyecek bir veri yok. Elbette hasarlı binalara girilmemesi gerekiyor.
Devletin bütün kurumlar, her kesimden sivil toplum örgütleri AFAD koordinasyonundaki çabalara destek verdiği sürece, kaynaklar doğru kullanılıyor. Burada çalışmaların afet ile mücadele konusundaki uzmanlaşmış kurumların yürütülmesinin öneminin altını bir kez daha çizmek isterim.
Hırsızlık ve yağma gibi durumlar büyük tabloya münferit olaylar. Sanki tüm sahada böyle bir şey varmış gibi bir algı yaratılmak isteniyor ancak bu doğru değil. Burada yaraları sarmak için gösterilen bir gayret var. Böyle durumlarda vatandaşlarımız kendileri müdahale etmesin, gerekli güvenlik güçlerine haber versinler.