Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında 10 ilde büyük hasarlar yaşandı.
Kent merkezlerinin yanı sıra birçok ilçe ve beldelerdeki evler kullanılamayacak hale geldi.
Arama kurtarma çalışmalarının devam ettiği ve büyük kayıpların yaşandığı bir bölge ise Malatya’ya bağlı Kozluca köyü oldu.
Hava sıcaklığının eksi 20 derecelere ulaştığı, karlı dağların ortasında kalan Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Kozluca Mahallesi’nin Büyük Mahalle köyü, neredeyse yok oldu.
Köyde 10 ev kaldı
130 evden yalnızca 10’unun oturulabilir olduğu köyde yaşayanların umudu ise canlarını kurtarabilmek oldu.
Ağırlıklı olarak kerpiç evlerin bulunduğu, birçok evin yere doğru kaydığı köyde can kaybı sayısıysa 1. Neredeyse sağlam evin kalmadığı yerde yaşayanların birçoğu köyünü bırakıp başka şehirlere gitmek zorunda kaldı.
Köylülerin umudu devam ediyor
Coğrafi konumu gereği çadır kurmanın dahi güç olduğu köyde su sorunu yaşıyor. Ancak yaşanan tüm sorunlara rağmen kalan köy halkı, ‘bitti’ dedikleri köyden umudunu kesmiyor.
Havadan görüntüleri kaydedildi
Kiminin şişelerde çadırına su taşıdığı, kiminin enkaz altında kalan traktörünü kurtarmaya çalıştığı Büyük Mahalle köyü havadan da görüntülendi.
“100 tane evimiz varsa 99’u oturulmayacak halde”
Büyük Mahalle köyünde yaşayan Mevlüt Çetin şöyle dedi:
Köyümüzün zararı çok. Birinci depremde fazla hasar görmedi ama ikinci depremde yerle bir oldu. 100 tane evimiz varsa 99’u oturulmayacak halde.
Garajlarda 15-20 kişi idare ettik. Dışarda kalanımız olmadı. Köylülerimizin şu an bir ihtiyacı yok. Sadece tek ihtiyacımız çadır. Gıda, battaniye, hepsi geldi. Enkaz altında iki tane ailemiz kalmıştı. Birini sağ çıkardık, onu da sedyeyle götürdük, kapalıydı.
Kayalar düşmüştü. Arabayla kendi imkanlarımızla götürdük. Cenazemiz vardı göçük altında kalan. Onu da kendi imkanlarımızla çıkartıp, defnettik.
“Mala geldi, canımız sağ olsun”
Çetin sözlerine şöyle devam etti:
Şebeke sularımız içilmiyor. Burada bir tane kaynak suyumuz var. Köylülerimiz onunla idare ediyor. Depremden sonra sular berbat geliyor. Evler oturulmayacak halde. Barakamız var onların yanında kalıyoruz.
Hayvanlarımızın yerleri var onların yanında kalmaya çalışıyoruz. Buna dua ediyoruz canımızı bir şekilde kurtardık. Mala geldi, canımız sağ olsun. Bu köyümüzün 130 tane evi var. 10 tanesinde anca oturulur.
Öbürleri oturulmayacak halde. Yıkılmadıysa da bir tarafı çöktü, bir tarafı duruyor. 10 tanesi yeni yapılan tek katlı olduğu için sağlam ama çatlaklar var. Köy bitti. Bu köy bitti.
“54 kişi bu barakada kaldık”
İkinci depremin ardından yaşadıklarını anlatan 54 yaşındaki Davut İnkaya da şu ifadeleri kullandı:
İkinci depremde 54 kişi bu barakada kaldık. Burası garajdı. Bunun üzerine brandaları çektik. Soba kurduk, sabaha kadar burada oturduk. 3 günlük bir bebeğimiz vardı. İsmi dahi konulmamıştı. Burada ben ismini koydum, Ravza koyduk. Burası yaşanacak gibi değil, İstanbul’a gönderdik.