İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı’nda görevli, Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, dünyada hayata geçirilen ‘long Covid’ ve ‘Post Covid’ izlem merkezlerinin Türkiye’de de kurulması gerektiğini söyleyerek, Sağlık Bakanlığı’nın bu konuda adımlar attığını dile getirdi.
Dünyada ‘long Covid’ ve ‘post Covid’in çok uzun zamandır dikkat çektiğini belirten Prof. Dr. Şener, “Bu konu, Türkiye’de gündemde çok fazla yer almadı. Koronavirüs enfeksiyonunu geçirdikten sonra 3 aydan daha uzun süre devam eden ve başka bir nedenle açıklanamayan şikayetleriniz varsa; bunu ‘long Covid’ ve ‘post Covid’ olarak adlandırıyoruz. Bu aslında sendronomik bir tanı. Saç dökülmesinden başlayıp, uyku bozukluğu, akciğerde geçmeyen öksürük, kalple ilgili ritim bozuklukları, tansiyon oynamaları ve beraberinde hormonal değişikliklere kadar geniş sendronomik bir tablo” dedi.
‘TÜRKİYE’DE 1,5 İLE 4,5 MİLYON ‘LONG COVİD’ VEYA ‘POST COVİD’ HASTASI BEKLİYORUZ’
Dünya genelinde Covid-19 enfeksiyonu geçiren hastaların yüzde 10 ila yüzde 25’inde ‘long Covid’ ve ‘post Covid’ görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Şener, “Türkiye’de tahmini olarak yüzde 10 ile yüzde 25 görülecek olan bir enfeksiyon. Toplamda 10 ile 17 milyon civarında bir vatandaşımızın Covid-19 geçirdiğini hatırlayacak olursak, ortalama 1,5 ile 4,5 milyon ‘long Covid’ veya ‘post Covid’ hastası bekliyoruz. Bu hasta grubu yüzer, gezer hasta grubu. Bunların hepsi farklı şikayetlerle, farklı doktorlara gidiyor. Ciddi bir kesim; kas eklem ağrılarıyla nöroloğa ve fizik tedavi uzmanına, kalp hastalıkları nedeniyle kardiyoloğa, geçmeyen solunum yolu şikayetiyle akciğer hastalıklarıyla ilgili olarak göğüs hastalıkları uzmanına, bir kısmı da açıklanamayan ateş ve beraberinde devam eden terleme şikayetiyle koronavirüs enfeksiyonu geçirdiklerini bildikleri için enfeksiyon hastalıkları uzmanına gidiyor” diye konuştu.
‘DÜNYANIN PEK ÇOK ÜLKESİNDE İZLEM MERKEZLERİ KURULUYOR’
‘Post Covid’ ve ‘long Covid’in multidisipliner bir hastalık olduğunu söyleyen Prof. Dr. Şener, “Birden çok uzmanlık branşını ilgilendiriyor. Dünyanın pek çok ülkesinde artık yavaş yavaş ‘post Covid’ ve ‘long Covid’ izlem merkezleri kuruluyor. Türkiye’de de özel sektörde yavaş yavaş kurulmaya başlandı. Kamu alanında şu anda halihazırda ‘post Covid’ ve ‘long Covid’ izlem merkezlerinden herhangi birisi yok. Sağlık Bakanlığı’nın buna yönelik hazırlıklar yaptığını biliyoruz. Yakın vadede Türkiye’de de ‘post Covid’ ve ‘long Covid’e yönelik izlem merkezlerinin kurulacağına yönelik duyumlar alıyoruz” dedi.
‘XBB.1.5 VARYANTI AŞIDAN KAÇABİLEN BİR VARYANT’
Dünya literatürü içerisinde Covid-19 cephesinde yeni çıkan varyantlara yönelik çok ciddi tartışmalar olduğunu belirten Prof. Dr. Şener, şunları söyledi:
“Omicron XBB.1.5 varyantının Covid-19’un dışında bir hastalık grubu olarak yeniden isimlendirilmesi gerektiğini düşünen ciddi bir grup var. İddiaya göre, ‘Sars Koronavirüs-3’ olarak adlandırmak gerekiyor. Çünkü ‘Sars Koronavirüs-2’ Covid-19’du. Omicron XBB.1.5 varyantını yeni koronavirüs enfeksiyonu olarak adlandırmak gerekiyor. Bu varyantın böyle adlandırılmasını istemelerindeki nedense, yeni jenerasyon PCR testlerine yönelik çalışmalar. Çünkü XBB.1.5 varyantının Covid-19’a yönelik kullanılan testlerde yakalanamama durumuna yönelik ciddi şüpheler var. Buna yönelik çalışmalar devam ediyor. Bir taraftan daha önemli bir konu; XBB.1.5 varyantı aşıdan kaçabilen bir varyant. Aşılanmış kişilerde dahi hastalık tablosuna neden olabilen, o yüzden dünya kamuoyu içerisinde mevcut olan B-4 ve B-5 varyantına yönelik aşıların da aktif olarak uygulamaya girmesine yönelik baskı devam ediyor. Türkiye’de halihazırda buna yönelik bir veri yok. Buna yönelik veriler oluşturulduğunda Sağlık Bakanlığı’nca paylaşılacaktır.”