Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’e, “Boşuna uğraşma; biz sizin NATO’ya girmenize evet demeyiz. Bunu da böyle biliniz” diyerek net konuştu. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, Meclis Genel Kurul görüşmelerine katılımda sıkıntı yaşandığını belirterek partisinin milletvekillerini “Eğer hakkıyla görevini yerine getirmiyorsan bu millet sana hakkını helâl etmez. Eğer kim gelmediyse ben de onlara hakkımı helâl etmiyorum. Aldığınız maaşlar haramdır” sözleriyle sert biçimde uyardı.
Erdoğan, özetle şunları söyledi:
BUNU BÖYLE BİLİNİZ: NATO’nun genişleme süreciyle ilgili gelişmeleri yakından izliyoruz. İsveç, boşuna uğraşma; sen benim mukaddes kitabım Kuran-ın yakılmasına, yırtılmasına ve senin koruma görevlilerinle birlikte bunun yapılmasına müsaade ettiğin sürece biz sizin NATO’ya girmenize evet demeyiz. Ve Finlandiya konusunda bakışımız olumludur ama İsveç konusunda olumlu değildir, bunu da böyle biliniz.
SİSTEMİ RESTORE EDECEĞİZ: Seçimlerin ardından yeni yönetim sistemimizin ilk dönemindeki tecrübelerin ışığında sistemi daha ileriye taşıyacak restorasyonları Meclisimizle birlikte yapmayı umut ediyoruz.
EĞLENCE MALZEMESİ: Önceki gün altı parti güya aylarca çalışıp, uğraşıp, didinip hazırladıkları bir ortak politikalar metni yayınladı. Karşımızda henüz bir cumhurbaşkanı adayı bile belirlemekten aciz bir masa olduğu hakikatini unutmuyoruz ama yine de ne yapmışlar, bir bakalım dedik. Keşke bakmaz olaydık, kendimiz adına değil ama bu partilere umut bağlayanlar adına gerçekten çok üzüldük. İçimizden buradan gençlerimize güzel eğlence malzemesi çıkar dedik. Bunlar bırakın yeni projeler için kafa yormayı, ülkede ne yapılıp edildiğine bile hiç bakmamışlar. Baksalar, milletin umut kapısı haline gelen şehir hastanelerini kapatmayı, milletin malı olan Külliye’nin kapısına kilit vurmayı, 3-5 muhterise koltuk ayarlamak için yeni bakanlıklar icat etmeyi, yasamayı ve yargıyı güçlendirecek, ‘yürütmeyi zayıflatacağız’ diye hepsini birbirine katıp karıştırmayı, velhasıl siyaset bilim birinci sınıf öğrencilerine söyleseniz gülmekten katılacakları zırvaları vaat diye ortaya yazmazlardı.
YAZIKLAR OLSUN: ‘Kayyumu kaldıracağız, belediyelere özerklik vereceğiz’ diyerek masa altı ortakları HDP’ye selam veriyorlar. ‘OHAL kararnamelerini iptal edeceğiz’ diyerek PKK’lılara ve FETÖ’cülere selam veriyorlar. Genelkurmay’a ve MİT’e sataşarak terör örgütleriyle onları kullananlara selam veriyorlar. ‘Akkuyu Nükleer Güç Santralı’na, savunma sanayi projelerine, kamu-özel ortaklığı yatırımlarına dokunacağız’ diyerek kendilerine rakip istemeyen Batı’ya selam veriyorlar… Her tarafı tel-tel dökülen derme çatma bir programla milletin karşısına çıkıyorlar; yazık… Bay Kemal, herhalde Yusufeli Barajı’nı da TOGG’u da kapatırsın; ama senin gücün bunlara yetmez. Bu millet seni öyle kovalar ki kaçacak delik ararsın.
HELÂL ETMİYORUM: Grubumuzun maalesef Genel Kurul’da toplantılara katılmada sıkıntı yarattığını dün öğrendim. Bu beni ciddi manada üzmüştür. Bu millet kendi kasasından kendi kesesinden maaşı veriyor ve bu maaşla beraber milletvekili arkadaşlarımız bu görevi yapıyor. Ama Genel Kurul’da eğer yoklamalarda benim milletvekili arkadaşlarım bulunmazsa ki dün böyle oldu, bu millet hakkını sizlere helâl etmez. Eğer kim gelmediyse ben de onlara hakkımı helâl etmiyorum. Bu sıradan bir olay değil. Eğer milletvekili adayı olmuşsan arkadaş burada görevini hakkıyla yerine getireceksin, eğer hakkıyla yerine görevini getirmiyorsan bu millet sana hakkını helâl etmez ve aldığınız maaşlar haramdır, bunu da böyle bilin.
Kılıçdaroğlu’na slogan önerisi: ‘Bay bay Kemal’
Muhalefetin en üst düzey temsilcisi ve en güçlü aday alternatifi olan Kılıçdaroğlu’nun idrak derecesinin boyutunu gösteren şu örnek bile adeta bir kara mizah içinde yaşadığımızın işaretidir. CHP’nin başındaki zata zaman zaman istihza ile yerli ve milli vasıflara sahip olmadığına işaretle Bay Kemal diye hitap ediyoruz. Bu zat, cumhurbaşkanı adaylığına niyetlenince kendine akıllı, uslu bir sıfat aramak yerine sonundaki ünlemi anlamadan Bay Kemal ifadesini sloganı haline getirmiş. Biz muhatabımızı tanıyoruz, adaylığını zor yetiştirecek. Slogandı, programdı, vizyondu, onları hiç yetiştiremez. Memleketin her işi gibi muhalefetin adayının sloganını bulmak da bize kaldı. Madem Bay Kemal bu ifadeyi o kadar sevdi, öyleyse kendisine bundan sonra kullanabileceği yeni sloganını da vereyim; Bay bay Kemal. Alsın tepe tepe kullansın, telifini de istemeyiz, bizden yana helâli hoş olsun… Memleketin gülmeye, eğlenmeye de ihtiyacı var. Hiçbir işe yaramıyorsunuz, bari o işe yarayın.
Milletvekillerine çağrı yaptı: Vicdanlarınızın sesini dinleyin
Meclis Genel Kurulu’nda kimin yasakların devamından, kimin de özgürlüklerin genişletilmesinden yana olduğu bir kez daha ortaya çıkacak. Temennimiz, bu düzenlemenin Gazi Meclisimizin şanına yakışır şekilde 400’ün üzerinde bir oyla kabul edilerek yürürlüğe girmesidir. Hiçbir milletvekilinin ailenin korunmasını ve kadınlarımızın haklarını garanti altına almayı amaçlayan anayasa değişikliği teklifine hayır demeyeceğine inanıyorum. Aksi yönde tavır sergileyenleri zaten ne milletimiz ne kadınlarımız ne de tarih affeder. Tüm milletvekillerine şu çağrıyı yapmak istiyorum: İradenize ipotek konulmasına fırsat vermeyin. Genel Kurul’da vicdanlarınızın sesini dinleyerek teklifimize evet deyin… Biz kutsal saydığımız aile kurumunu Anayasa teminatı altında parlamentoya sunduk. Ey bu Altılı Masa’nın içinde olanlar, çıkın da açıkça, mertçe LGBT’yi kimler savunuyor, kimler savunmuyor bunu da söyleyin. Bizim LGBT’yle ne ilgimiz ne alakamız yok, çünkü biz aileyi kutsamışız.