Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 3. Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi’nin Tarım Bakanları Oturumuna katıldı. Bakan Pakdemirli burada yaptığı konuşmasında, Türkiye’nin Afrika ülkeleri ile dış ticaretinin Türkiye’nin tarımsal ihracatının yüzde 10,6’sına, Türkiye’nin tarımsal ithalatının yüzde 7,9’una karşılık geldiğini belirterek, “Birlikte çalışmak, bölgemizdeki mevcut ve yeni iş birliği alanlarını değerlendirmek, daha sürdürülebilir gıda sistemlerine ulaşmamızı, daha somut adımlar atmamızı, deneyimlerimizi paylaşmamızı ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmamızı sağlayacaktır.” dedi. Türkiye ile Afrika arasındaki ilişkinin güçlü olduğunu ve önemini koruduğunu belirten Pakdemirli, “Günümüzde, gıda güvenliği ve güvenilirliği, dünyanın hep birlikte yüzleştiği küresel zorluklardır. Hepimizin bildiği gibi, tarım sektörü 10 yılı aşkın süredir gıda fiyatlarındaki dalgalanmalar, iklim değişikliği, doğal afetler ve son olarak koronavirüs gibi birçok faktörden olumsuz etkilenmekte. Dolayısıyla, somut adımlar atılmazsa, dünya 2030 yılına kadar açlığı ve yetersiz beslenmeyi önleme taahhütlerini yerine getiremeyecek. Pandemi, tarımın insanlık için en önemli sektör olduğunu bizlere hatırlattı.” ifadelerini kullandı. Gıda sistemlerini dönüştürmenin faydalarının iyi anlatılması gerektiğini vurgulayan Bakan Pakdemirli, “Gıda sisteminin dönüştürülmesinin olası mali yükü, yüzleşilmesi gereken bir diğer zorluk. Dijitalleşme ve yenilikçi teknolojiler bu mücadele de avantajımız. Örnek olması açısından bu avantajı tarım sektörüne yansıttık ve Dijital Tarım Pazarı (DİTAP) projesini başlattık. Gıda tedarik zincirinin tüm paydaşları arasında artan iletişim ve veri paylaşımı, daha güvenilir tahminler, zamanın verimli kullanımı ve artan Ar- Ge yatırımları, konumumuzu güçlendiren araçlardan bazıları.” şeklinde konuştu. Pakdemirli, Afrika’nın kalkınma çabalarını desteklemeyi, ticari, kültürel ve insani ilişkileri artırmayı amaçladıklarını belirterek, şunları aktardı: “Afrika ülkeleri ile dış ticaretimiz, 2,2 milyar dolar ile Türkiye’nin tarımsal ihracatının yüzde 10,6’sına, 1,2 milyar dolar ile Türkiye’nin tarımsal ithalatının yüzde 7,9’una tekabül etmektedir. Dünya Bankası’nın öngörülerinde Afrika tarım ve tarım sektörünün değerinin 2010 yılına göre 2030 yılına kadar üç kattan fazla büyüyerek 1 trilyon dolara ulaşacağını belirttiği gibi, Afrika tarım ve gıda pazarı hızla genişlemekte. Afrika’nın ihracatı ağırlıklı olarak ham maddeler. Bu durum, katma değeri yüksek ürünlerin ihracatını içeren bir sisteme çevrilmelidir. Ülkeleriniz bu potansiyele sahip. Bu nedenle üretimlerimizin değerini, pazarlama araçlarımızı, marka niteliklerimizi, teknik ve bilimsel altyapılarımızı ve sürdürülebilirlik seviyemizi yükseltmeye acil ihtiyaç duyuyoruz. Birlikte çalışmak, bölgemizdeki mevcut ve yeni iş birliği alanlarını değerlendirmek, daha sürdürülebilir gıda sistemlerine ulaşmamızı, daha somut adımlar atmamızı, deneyimlerimizi paylaşmamızı ve iyi uygulamaları yaygınlaştırmamızı sağlayacaktır. Bu nedenle Zirve, gelecek vaat eden bir platform oluşturmak açısından hepimiz için bir fırsattır.”
Afrika’nın potansiyeline işaret eden Bekir Pakdemirli, “Afrika, dünyayı doyurması gereken bir kıta. İklim değişikliğine dur demeliyiz, daha iyi su kaynaklarını kullanabilmeliyiz. Aynı zamanda teknolojiye ve üretkenliğe yatırım yapmalıyız. Afrika’nın 1 milyar nüfusu var, bu dünyanın yüzde 15’i demek. Kıta, gelecekte herkesten daha fazla bir rol üstlenecek ve başaracağına da inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu. Pakdemirli, Afrika’nın yüzde 70’inin kırsalda yaşadığını ve tarımla geçindiğini, yüzde 20’den fazlasının da açlık çektiğini belirterek, şöyle devam etti: “Bu tarım politikalarının yetersizliği, iklim sorunları ve teknolojik gelişmelerin uygulanamamasından kaynaklanıyor. Türkiye ise kendi kaynaklarını iyi kullanan bir ülke ve dünyada bu konuda üst sıralarda yer alıyor. Her alanda bir başarımız var ve bu paylaşılmalı. Teknoloji ve tarımsal bilgi beceri açık olmalı paylaşılabilmeli, iş birliği yapılmalı. Bilgilerin ülkeler arası paylaşımı çok önemli burada buna büyük ihtiyaç var. Tüm zorlukların üstesinden devletler olarak tek başımıza gelemeyiz. Gıda güvensizliği, kuraklık, sürdürülebilir arazi ve su kullanımları çok önemli. Biz bu konuda iyiyiz ve sizle paylaşmaya hazırız. Sulama teknikleri, dijital tarım, kadın çiftçiler, hayvan atıkları, enerji üretimi, tohum bankası, biyoçeşitlilik ve vahşi yaşam konularında iş birliğine hazırız. Bu etkinlik çok verimli geçecek. Tecrübelerimizi ve uygulamalarımızı paylaşarak ticari ilişkilerimizi artırabileceğimizi düşünüyorum.”
Afrika’nın potansiyeline işaret eden Bekir Pakdemirli, “Afrika, dünyayı doyurması gereken bir kıta. İklim değişikliğine dur demeliyiz, daha iyi su kaynaklarını kullanabilmeliyiz. Aynı zamanda teknolojiye ve üretkenliğe yatırım yapmalıyız. Afrika’nın 1 milyar nüfusu var, bu dünyanın yüzde 15’i demek. Kıta, gelecekte herkesten daha fazla bir rol üstlenecek ve başaracağına da inanıyorum.” değerlendirmesinde bulundu. Pakdemirli, Afrika’nın yüzde 70’inin kırsalda yaşadığını ve tarımla geçindiğini, yüzde 20’den fazlasının da açlık çektiğini belirterek, şöyle devam etti: “Bu tarım politikalarının yetersizliği, iklim sorunları ve teknolojik gelişmelerin uygulanamamasından kaynaklanıyor. Türkiye ise kendi kaynaklarını iyi kullanan bir ülke ve dünyada bu konuda üst sıralarda yer alıyor. Her alanda bir başarımız var ve bu paylaşılmalı. Teknoloji ve tarımsal bilgi beceri açık olmalı paylaşılabilmeli, iş birliği yapılmalı. Bilgilerin ülkeler arası paylaşımı çok önemli burada buna büyük ihtiyaç var. Tüm zorlukların üstesinden devletler olarak tek başımıza gelemeyiz. Gıda güvensizliği, kuraklık, sürdürülebilir arazi ve su kullanımları çok önemli. Biz bu konuda iyiyiz ve sizle paylaşmaya hazırız. Sulama teknikleri, dijital tarım, kadın çiftçiler, hayvan atıkları, enerji üretimi, tohum bankası, biyoçeşitlilik ve vahşi yaşam konularında iş birliğine hazırız. Bu etkinlik çok verimli geçecek. Tecrübelerimizi ve uygulamalarımızı paylaşarak ticari ilişkilerimizi artırabileceğimizi düşünüyorum.”