Alp Ustaoğlu yazdı: 10. harika için kortta

Önümüzdeki hafta bu sayfalarda Ayla Aksu ile röportajmız yayınlanacak, kendisi ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Ayla, günümüz tenisçilerinin sürekli Federer, Djokovic, Nadal ya da Serena ile kıyaslandığını ancak bunun doğru olmadığını düşünüyor ve ekliyor “Çünkü kim sürekli kazanabilir ki, bu dörtlünün durumu zaten çok özel.”

Gerçekten doğru bir tespit, devamlı kazanmak, zirvede olabilmek sürdürülebilir bir seviye değil. Ama işte karşısınızdaki isim Novak Djokovic olunca Ayla’nın dediği gibi özel durumlar devreye giriyor. Ana tabloya katılmanın veya tur geçebilmenin bile pek çok tenisçi için hayal olan Avustralya Açık gibi bir grand slam turnuvasında 9 şampiyonluk kazanıp, 10.’su için final oynayacak olmak belki de bir daha görmeyeceğimiz bir seviye. Djokovic, Stefanos Tsitsipas ile kupa için TSİ 11.30’da karşı karşıya gelecek.

Rublev için acı verici

Bunun ötesinde Djokovic’in geliş yolu, oynadığı tenis gerçekten çok etkileyiciydi. Maçların çoğunu neredeyse bir antrenman havasında oynayan Sırp oyuncu güle oynaya finale yükseldi. Mesela çeyrek final maçı, rakibi Andrey Rublev için hem teknik hem de mental olarak rencide ediciydi, tüm global medyada da bu konuşuldu. Sonuçta Rublev dünya 6 numarası ve önemli bir tenisçi. Maçın tamamında hiçbir şey yapamadan sadece 6 oyun alarak, 2 saat içinde dışarıda kalmak üst seviye sporcu için acı verici.Ancak Djokovic gibi kortta harikalar yaratan bir sporcunun kort dışı konularla da fazla gündeme gelmesi ise ayrıca ilginç. Sırp oyuncunun babası Srdjan Djokovic gündem yaratmak konusunda kendisine epey yardımcı oluyor. 2020’de Federer için “40 yaşında tenis mi oynanır, git çocuklarınla oyna, kayak yap, başka şeyler yap” diyen baba Djokovic büyük tepki çekmişti. Oğlunun da 35 yaşında ve muhtemelen 40 yaşına kadar veya belki daha fazla süre tenis oynamayı planladığını düşünürsek pek öngörülü ve mantıklı bir baba yorumu olmasa gerek.

Srdjan Djokovic bu hafta da tribünlerde Putin yanlısı gösteri yapan bir grupla fotoğraflar çektirince Novak Djokovic’i yine zor durumda bıraktı. Novak sadece bir tenisçi değil, tüm sporlar içinde son 100 senenin en önemli sporcularından birisi, bu anlamda böyle bir oyuncunun yakınlarının da ona zarar vermemek adına kesinlikle daha dikkatli olmaları gerekiyor.

Kadınlarda ise Aryna Sabalenka’ya ayrıca değinmek gerekiyor çünkü onda büyük bir değişim var ve artık bir grand slam şampiyonu. Güçlü fiziği, ürettiği yüksek güçte vuruşlar ve etkili servisiyle yıllardır herkese ‘daha ne olması lazım’ dedirten Sabalenka tüm bu pozitif özelliklerine rağmen 2018’den beri bir türlü beklenen grand slam şampiyonluğuna ulaşamadı. Bunun en büyük sebebi, servis attığı oyunda 2 ace ve 2 çift hata yapma potansiyeline sahip belki de tek oyuncu olmasıydı!

Sürekli riskli oynayan, mükemmeli arayan ve bu şekilde fazla hata yaparak kazanacağı maçları kaybeden Sabalenka’nın yılları bu şekilde geçti. Ancak bu sene Avustralya’da kendisini revize etmeye başladığını gördük. Serviste artık daha az hata yapan Sabalenka, oyun içinde de hep mükemmeli aramayarak ve daha sabırlı, kazanmaya yönelik bir oyun stratejisi ile doğruyu bulmuşa benziyor. Daha sürdürülebilir bir oyun tarzına evrilen Belaruslu oyuncu ilk grand slam şampiyonluğunun arkasından diğerlerini rahatlıkla getirecek güce ve yeteneğe sahip.

O’Sullivan’a benziyor

Sabalenka’nın değişimini farklı bir spor olmasına rağmen aynı oyun tarzına sahip biri olarak snookerda Ronnie O’Sullivan’ın 40 yaşından sonra geçirdiği değişime benzetiyorum. Mükemmeliyetçi ve riskli oyundan daha olgun ve kazanmaya yönelik bir oyuna evrilen Sullivan, 46 yaşında turu domine etmeye devam ediyor. Önümüzdeki 10 sene Sabalenka da ‘yeni sürdürülebilir oyunu’ ile aynı yoldan gidebilir ve bu şekilde çift haneli grand slam şampiyonluk sayısını yakayabilir.

Diğer finalist Elena Rybakina ise oyun tarzı olarak Sabalenka’nın farklı bir sürümü versiyonunda yükselişine devam ediyor. Geçen yıl kazandığı Wimbledon şampiyonluğu onu artık farklı bir seviyeye taşıdı. Rybakina’nın tenisi Simona Halep’in iyi zamanlarındaki oyununa benziyor. Maçın belirli bölümlerinde seviyeyi ve vitesi fazla arttırarak bu 8-10 dakikalık sekanslarda rakibi sürklase ederek setleri koparıyor, bu sekansları güçlü servisi ile destekleyen Rybakina bu aralıklarda ulaşılmaz bir seviyeye yükseliyor. Eğer rakipleri Kazak oyuncunun bu sekanslarını az hasarla atlatabilirlerse işte o zaman maç için söz söyleme hakkına sahip olabiliyorlar. Bu anlamda Rybakina’nın karşısında dağılmadan ve kompakt durabilmek maça devam edebilmek adına çok önemli.

Biraz tekler maçlarının gölgesinde kalsa da çiftlerde de iyi mücadeleler oluyor. Çiftler tenisi, oyunun farklı yönlerini görmek ve özellikle oyuncuların file önü varvasyonlarını izlemek adına bizlere çok şey sunuyor. Çiftler oynayarak farklı yetenekler kazanan bazı oyuncular bu kazanımları tekler maçlarında da kullanıyorlar, bunun en güzel örneği Roland Garros şampiyonu Barbora Krejcikova.

Bu sene de Melbourne’de partneri Siniakova ile finale çıkan Krejcikova bugün Japon Aoyama-Shibahara çiftine karşı şampiyonluk mücadelesi verecek.

Sürprizlere devam

Belki beklenen oyuncular finale çıktı ama Melbourne bu sene yine de sürprizlere açık yüzünü gösterdi. Hem erkekler hem de kadınlarda çoğu favori isim erken turlarda veda etti. Erkeklerde çeyrek final tablosunda Ben Shelton ve Jiri Lehecka gibi genç isimler vardı, yarı finalde ise Djokovic’in karşısına Tommy Paul geldi.

Kadınlarda ise en büyük sürprizi Polonyalı Magda Linette gerçekleştirdi. Yarı finalde bir Polonyalı bekliyorduk, bu isim Iga Swiatek’ti ama yarı finale turnuva boyunca iyi bir oyun oynayan Linette geldi. Linette yol üzerinde Kontaveit, Pliskova ve Caroline Garcia gibi isimleri geride bırakarak damga vurdu. Tenis dünyası Melbourne’de 17 yaşında Çek Linda Fruhvirtova gibi bir yıldızın doğuşuna da tanık oldu. 4. tur oynayan Fruhvirtova geleceğin en büyük şampiyonluk adaylarından birisidir.

Tsitsipas etkisi

Yarı final maçından sonraki basın toplantısında, ‘ben zaten bugünler için çalışıyorum’ diyen Tsitsipas final için iddialı ve heyecanlı. Şampiyonluk yolu ise zorlu, Djokovic ile Roland Garros’tan sonra 2. finalini oynayacak. Djokovic formda ve son 3 maçta rakiplerine toplamda sadece 18 oyun verdi.

Melbourne’de kalabalık bir grup olan Yunanlı taraftarlar da tribünleri dolduracaktır. Sırpların da ateşli taraftar olduğunu düşünürsek aslında saha içi kadar saha dışında ve tribünlerde de yoğun bir mücadele olacak. Maçı Tsitsipas’ın kazanması ise Yunanlı oyuncunun ilk şampiyonluğu olmasından dolayı ortalığı fazlasıyla renklendirecektir.

Nihayet şampiyon Sabalenka

Avustralya Açık Tenis Turnuvası’nın kadınlar finalinden yeni bir grand slam şampiyonu çıktı. Bir tarafta Swiatek, Azarenka, Ostapenko gibi 3 grand slam şampiyonunu eleyerek finale gelen Elena Rybakina; diğer tarafta böyle bir kupa için her türlü donanıma sahip ve uzun yıllardır bunu bekleyen Aryna Sabalenka…Aslında maça bir makine düzeninde başlayan Rybakina ilk seti 6-4 ile alınca acaba kupa ona mı gidecek derken, Sabalenka, ‘yeni sürüm’ oyununu oynamaya başlayınca işler değişmeye başladı. Az hata ve bol winner üreterek etkili bir hücum performansı sergileyen Sabalenka rakibini yavaş yavaş geri itmeye başladı. İkinci seti 6-3 ile alan Sabalenka aynı hücum etkinliğini final setinde de sürdürerek 4. maç puanında seti ve maçı alarak yıllardır beklediği ilk grand slam şampiyonluğuna ulaşmış oldu.Bu şampiyonluk Sabalenka için yeni bir başlangıç olacaktır. Hatalarından arındığı ve revize ettiği oyununu bir majör şampiyonluğu ile taçlandıran Sabalenka bundan sonraki dönemde özellikle sert ve çim kort grand slam turnuvalarının favorileri arasında yer alacaktır.

Rybakina ise aslında fazla savunmada kalmanın ve tek planla oynamanın bedelini ödemiş oldu. Ancak Kazak tenisçi geçen seneki Wimbledon şampiyonluğunun ertesinde bir Avustralya Açık finalisti olarak yine de Melbourne’den mutlu ayrılmıştır diye düşünüyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir