Mert Aydın yazdı: Sonja Henie rüzgar gibi geçti

Wilhelm, bebeği eline aldığında mutluluktan uçuyordu. Bu küçük hanım, onun için çok ama çok önemliydi. Kürk işiyle uğraşıyordu ve hayli iyi para kazanıyordu. 40 yaşına geldiğinde güzel bir aile kurmuştu. Bir oğlu vardı. Şimdi bir de Sonja doğmuştu. Böyle güzel bir bebek, yaşamını değiştirecekti mutlaka. Eşi Selma da varlıklı bir ailenin kızıydı. Küçük Sonja’nın para derdi olmayacaktı.

Wilhelm, geçmişte Dünya Bisiklet Şampiyonası’nı kazanmıştı. Eşinin de spora yatkınlığı vardı. Bu nedenle çocuklarının sporla tanışması da erken oldu. Sonja kayakla başladı. Tenis ve binicilikte de yetenekliydi. Ama 9 yaşında abisi Leif’in yaptığı gibi artistik buz patenine el attı. Hem de ne atış! Günde 5 saat çalışıyor, ünlü Rus balerin Tamara Karsavina’dan bale dersi alıyordu. Norveç Şampiyonası’na katıldığında bu 10 yaşındaki kızın sembolik olarak orada bulunduğunu düşünüyordu herkes. Öyle olmadı. Şampiyondu.

1924 CHAMONIX:

İlk Kış Olimpiyat Oyunları. Norveç kafilesinde 12 yaşında bir kız var: Sonja Henie. Adeta oyunların maskotu gibi. 8 kişinin katıldığı artistik buz pateninde heyecanından yerinde duramıyor. Sık sık kenara gidiyor. Antrenörüne sorular soruyor. Karşısında ustalar var. Yeteneklerini sergileme konusunda sıkıntılar yaşıyor. 8 sporcu arasında son sıradan kurtulamıyor küçük kız.

1927 DAVOS:

Sonja artık 15 yaşında. Dünya Artistik Patinaj Şampiyonası’nda yarışıyor. Artık 3 yıl önce heyecandan ne yaptığını bilemeyen kız yok. İsviçre’de Davos’ta harika bir program sunuyor. Yalnız şu var ki 5 hakemden 3’ü Norveçli. 3’ü de ona birincilik veriyor. Rakibi Avusturyalı Herma Plank-Szabo’yu da diğer 2 hakem birinciliğe layık görüyor. Sonja ilk kez Dünya Şampiyonu. Ama biliyor ki asıl mesele 1 yıl sonra Olimpiyat Şampiyonu olabilmek.

1928 ST MORITZ:

Sonja, ikinci kez Olimpiyat Oyunları’ndaydı. Ama bu kez durum farklıydı. 1 yıl önceki Dünya Şampiyonluğu, onu favori haline getiriyordu. Bu kez karşısında bir başka Avusturyalı vardı. Fritzi Burger, bu olimpiyattan 60 yıl sonra verdiği röportajda rekabetlerini şöyle anlatıyordu: “Ben iki kez evlendim. Sonja orada bile beni geçti. 3 kez evlendi”. Henie, ilk Olimpiyat şampiyonluğunun keyfini yaşıyordu. Dünya sporu, yeni bir yıldıza kavuşmuştu. Güzel bir gülüşü olan, herkesin içini ısıtan…

1936 GARMISCH-PARTENKIRSCHEN:

Alkışlar gırla gidiyordu. Buz pistinin ortasındaki şirin, diz üstü etekli kız önce seyirciyi selamladı. Sonra o özel tribüne doğru yaklaştı. Herkes kızla, Şarlo bıyıklı adamın el sıkışmasını bekliyordu. Ama kız belki de adamın bile beklemediği bir şey yaptı. Sağ kolunu havaya kaldırdı ve, “Heil Hitler!” diyerek bağırdı. Alkışın desibeli giderek yükselirken kız, adama yaklaştı. El sıkıştılar. Gülücükler arasında 3. Olimpiyat altınını kazanan Sonja Henie’nin Almanya’daki hayran sayısı katlanırken kendi ülkesi Norveç ve dünyanın geri kalanında “Nazi” damgası yiyordu. Sonja artık profesyonel oluyordu.

1936 LOS ANGELES:

Hollywood yıldızı olmak. Sonja için bambaşka bir duyguydu bu. 24 yaşında kendisini kamera karşısında bulmuştu. Adolphe Menjou ile karşılıklı oynuyordu. “One in A Million” filmi 1 milyon doların üzerinde gişe yapmıştı. Sonja Henie artık Hollywood’da tanınan bir şahsiyetti. Filmin galasına dönemin yakışıklı yıldızı Tyrone Power’ın kolunda gitti. Flaşlar patlıyor, Sonja her gittiği yerde ilgi odağı oluyordu. Genelde Orta Avrupa’da geçen filmlerde Sonja her türlü hünerini gösteriyordu. Özel yaşamında ise çapkınlığı dillerdeydi. Neredeyse beraber başrolü paylaştığı oyuncularla ilişkileri olduğu anlatılıyordu dillerde. Fısıltı gazetesi, Sonja’yı gerçek bir seks bağımlısı olarak tanımlıyordu. Filmlerde pekiştirdiği ününü revüsüyle dolaştığı ABD’nin değişik kentlerinde iyice büyütüyordu. Oynadığı film başına 125 bin dolar kazanıyordu. Günümüze çevrildiğinde bu yaklaşık 4 milyon dolar demekti.

1956 OSLO:

Sonja mutluydu. 44 yaşına kadar başından iki evlililik geçmişti. Ama hüsranla bitmişti hepsi. Nihayet olgun ve en önemlisi Norveçli bir eş bulmuştu kendine. Çocukluk yıllarından tanıdığı 47 yaşındaki iş adamı Niels Onstad ile evleniyordu. Sanat meraklısı armatör, Sonja için de yeni bir yaşamın başlangıcı oluyordu. Artık buz revülerinde değil sanat galerilerinde basının karşısına çıkıyordu.

1969 PARİS-OSLO:

Doktor, yataktaki eşine endişeyle bakan adama döndü, “Artık durumu ağır. Karar sizin” dedi. 60 yaşındaki adam, gözlerindeki yaşlara hakim olmaya çalışıyordu. “Ne olacaksa ülkemizde olsun” diye konuştu. Hemen bir ambulans uçak ayarlandı. Sonja belki kendinde değildi ama yurduna dönüyordu.

Niels gözleri yaşlı, Paris’te eşini uçağa bindirdi. Bu yolculuğun Sonja’nın son yolculuğu olduğunu o da biliyordu. Olimpiyat şampiyonu 1 yıldır kan kanseriyle mücadele ediyordu. Ve artık işin sonuna gelmişti.

Yolculuk başladıktan sonra uykuya daldı Sonja. Niels’in gazetecilere sonradan anlattığı tanımla, “Huzurlu bir uyku”. Uçak, Oslo’ya indiğinde Sonja Henie hayatta değildi artık. 57 yıllık dolu dolu yaşanmış bir ömür. 3 Olimpiyat şampiyonluğu, 10 dünya şampiyonluğu, 5 Avrupa şampiyonluğu, 12 film, 3 evlilik. 1.55 boyundaki bir süper yıldızın hikayesi bu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir