İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, sağlık gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Son haftalarda soğuk havaların etkisiyle enfeksiyon vakalarında artış olduğu konusuna yönelik de konuşan Prof. Dr. Memişoğlu sistemi zorlayacak bir yığılmanın olmadığını belirtti. Prof. Dr. Memişoğlu, acillerde oluşan yoğunluktan, Covid-19’a, randevulara gelme oranlarına kadar birçok konuya ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
“YÜZDE 8 ORANINDA MUAYENEYE GELME ORANIMIZ ARTTI”
Randevusuna gelmeyen kişilerin 2 hafta süreyle aynı branştan randevu alamaması kararının ardından İstanbul’da randevusuna gelen kişilerin oranında artış olduğunu aktaran İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Bu son bakanlığımızın uygulamasıyla yüzde 8 oranında muayenesine daha çok gelen insanımız var. İnsanların başkasının hakkını alacak şekilde hem daha önce aynı branşa muayene olup hem de o muayeneyi iptal etmeyip maalesef başkasının muayene olmasına engel olacak şekildeki davranışını düzelttiğini görüyoruz. Teşekkür ediyoruz, toplumumuz bu konuda uyum gösterdi. Muayeneye gelme oranımız, muayenesine sadakat oranımız yüzde 8 arttı. Bu da iyi bir rakam şu an için tabi bunun yüzde yüz olmasını bekliyoruz. Şu anda yüzde 80-84 bandına geldik. Günlük acil de dahil kapasitemiz bizim 60-70 bin bandında ortalama bu düşündüğün zaman 2-3 bin insanı etkilemiş durumda. İlk defa Covid korkusu olmadan ve bununla ilgili herhangi bir kısıtlama olmadan bir kış sezonu yaşıyoruz. Çocuklar için söylüyorum en büyük risk covid ile evde oturmalarından kaynaklanan bir kilo sorunu ve obezite sorunları var. Hareketsizlik ve internet bağımlılığı arttı maalesef bunu engellemeye çalışıyoruz. Özellikle yeşil gıdalarla beslenmemiz çok önemli, vitamin bazlı, meyve türü gıdalar almamız lazım. Bunun yanında vücudumuz maske ve kendimizi izole ettiğimiz için de mikroorganizmalara karşı biraz daha hassas hale geldi” diye konuştu.
“ÜSTESİNDEN GELEMEYECEĞİMİZ BİR YIĞILMA VEYA HASTALIK YÜKÜ YOK”
Maske, mesafe kurallarının terk edilmesinin ardından vatandaşların uzun süre sonra enfeksiyonlarla yeniden karşılaştığını anlatan Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, “Covid anlamında salgının yayılmasını engelledik ama diğer mikroorganizmalarla az karşılaştığımız için bedenlerimiz bunlara karşı biraz antrenmansız kaldı. Öyle olunca da bunlarla karşılaşan çocuk, erişkin, yaşlılarımız biraz daha ağır, uzun süreçli ve eskisinden farklı klinik tablolarla ortaya çıkan üst solunum yolu enfeksiyonları; influenza, rinovirüs aynı virüsler aslında ama bu virüslerde bizler de uzun süredir bir araya gelmediğimiz için bu seferki karşılaşmada hem vücudumuz farklı reaksiyon gösterebiliyor hem de bu virüsler farklı davranabiliyorlar. Öyle olunca da özellikle çocuk yaş grubunda biraz daha uzun üst solunum yolu enfeksiyonlarıyla karşılaştık. Sağlık sistemimizin alt yapısı, insan gücümüzle üstesinden gelemeyeceğimiz bir yığılma veya farklı, çok fazla bir hastalık yükü yok. İstanbul’da da Türkiye’de de yok, yönetilebilir halde ama insanlarımız kapalı alanlarda veya hasta olduklarında kendilerini kötü hissettiklerinde eğer mecburlarsa bir ortama çıkmaya maske takmalarını öneriyoruz” dedi.
“ŞU ANDA İSTANBUL’DA ÇOK DEĞİŞİK BİR VARYANT TÜRÜNE RASTLANMADI”
Covid-19 ve varyantlarına yönelik konuşan Prof. Dr. Memişoğlu, “Covid belli miktarda yine görüyoruz ama çok az miktarda bu, sayılara baktığınız zaman Covid’in kalıcı, bulaşıcı bir hastalık haline geldiğini ve bununla beraber yaşamayı öğrenmememiz gerektiğini gösteren bir bulguyla karşı karşıyayız. Bunun seyri nasıl, ne olacaktır. Bu tabi çok spekülatif bir söylem olur. Şu an için ama baktığımız zaman Covid-19 haricinde korona virüsten kaynaklı birçok üst solunum yolu enfeksiyonunu zaten yıllardır yaşayan bir insanoğlu var. Bunun varyantı yükselir veya yeni bir korona virüs veya farklı bir virüsle ilgili bir salgın olur veya hastalık türü olur o tabi şu an Türkiye’de söz konusu değil, yükselişi de söz konusu değil. Şu anda ülkemizde böyle bir atipik bir varyasyon veya beklenmeyen bir hastalık türümüz yok, Allah’a şükür. Dünyada da çok salgın şeklinde olduğunu söylemiyorlar ama varyantlar her zaman görülecektir. İnsanlarımız tedirgin olmasınlar, tedbirli olsunlar. Aşı karşıtlığının anlamı olduğunu düşünmüyorum ispata, veriye dayalı bilgilerle konuşmamız gerekiyor. Şu anda İstanbul’da beklenilmeyen veya çok değişik bir varyant türüne rastlanmadı, bu rastlanılmayacağı anlamına gelmeyecektir. Rastlansa da rastlanmasa da biz sağlık hizmetini en iyi şekilde sunmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.
“EN YOĞUN ACİLLERİ BİZ YAŞIYORUZ”
Acillerde oluşan kalabalıklara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Memişoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dünyanın gelişmiş ülkelerine baktığınız zaman en yoğun acilleri biz yaşıyoruz. Çünkü biz acillerde kendini her türlü acil hisseden insanı acil olarak tanımlıyoruz. Acillerdeki kalabalıklar eğer siz gerçek acil değilseniz kendi açınızdan da risk taşıyor neden, çünkü orada hastalık yükü fazla, bulaşma riskleri her zaman daha fazla. Sizin gelme önceliğiniz değil hastalıkla ilgili ciddiyete binaen sıralanırsınız acillerde buna saygı duymalarını istiyoruz. Bazı acillerimizde şunu da yapıyoruz bunu genelleştirmeye çalışıyoruz. Siz acile geldiniz, poliklinik hizmetine ihtiyacınız var, acil hizmetiyle ilgili bir hastalığınız yok bunu ilgili hastane kendi hastamıza randevu vererek poliklinik hizmetine de yönlendirmeye başlıyor. Covid döneminde 9 bin yatak açtık, cihazıyla hekimiyle, personeliyle işler hale getirerek açtık. Şu anda onları normal hastalarımız için, acil hastalarımız da dahil kullanmaya ve hastane fonksiyonu yapmaya devam ediyoruz. Orada anjiyolarımız da ameliyathanelerimiz de var. Rutin hastalarımız için kullanmaya devam ediyoruz”