Edwin için heyecanlı bekleyiş sürüyordu. Ameliyathaneden doktor ve hemşirelerin ne zaman çıkacağıyla ilgileniyordu. Kapılar açıldı. Genç iş adamı, doktorun ve hemşirenin gülen yüzlerini gördü. “Bir kızınız oldu Bay Bergmann” dediler. Edwin güldü. Gretel doğmuştu. Eşinin yanında tebrikleri kabul etti. Sonra akşam arkadaşlarıyla buluşup Gretel için kadeh kaldırdı.
1918 Ericshof-Almanya
Genç adam, kapının arkasından gelen bebek ağlamasıyla yerinden doğruldu. Tamam işte doğmuştu. Peki erkek miydi, kız mıydı? Heinrich için bir oğul çok ama çok önemliydi. Kapının tokmağı kıpırdadı ve ebe dışarı çıktı, “Oğlun oldu” dedi kadın gülümseyerek. Heinrich için bundan güzel haber olamazdı. Tam bütün kasabaya bunu haber vermek için dışarı çıkıyordu ki yeniden ebenin sesi çınladı küçük evin içinde, “Yok yok kızmış.”
1919 Ericshof-Almanya
Doktor, hasta bebeği enine boyuna muayene etti. Karşılaştığı şeyi daha önce görmüştü. Yıllar önce Tıp Fakültesi’nde okurken. Kızlarını ona getirmiş aileye bir baktı. Baba da anne de gözbebeklerinin iyileşmesini istiyordu. İyileşecekti. Korktukları gibi influenza değildi sorun. Birkaç güne kalmaz gülücüklerle büyülerdi ailesini. Ne var ki başka bir sorun vardı. Küçük Dora, çift cinsiyetliydi. Erkeklik organı gelişmemişti. Bu nedenle onu kızları olarak görecekti ailesi. Ama ya sonra? Doktor durumu anlattı ve içinden gelmemesine rağmen, “Fazla takılmayın. Olur böyle şeyler” dedi.
1933 Ulm-Almanya
Gretel Bergmann, gözlerine inanamıyordu. Kulübün kapısına asılan bir kağıt, spor yaşamına nokta koymak zorunda olduğunu söylüyordu. O Şarlo bıyıklı adamın ve partisinin başlarına böyle işler açacağını düşünmemişti bile. Babasının bazı arkadaşları seçim gecesi yıkılmıştı. O ise sadece çalışmalarına odaklanmıştı. Dünyanın en iyi yüksek atlamacısı olmak istiyordu. Ama bu şekilde nasıl olacaktı?
1935 Berlin-Almanya
Gretel, soyunma odasında antrenman sonrasında arkadaşlarıyla şakalaşıyordu. Çok ilginç bir yaşamı vardı doğrusu. 2 yıl önce Naziler, tüm Yahudilerin spor kulüplerinden atılmasına karar vermişti. Babası da onu İngiltere’ye yollamıştı. Orada başarısını sürdürmüştü. Derken bir gün bir haber gelmişti. Almanlar, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin gözünü boyayabilmek ve insan hakları derneklerinin sesini kesebilmek için bir grup Yahudi sporcuyu milli takımlara geri çağırmıştı. 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları’na katılmalarına izin verilecekti. Şanslılardan biri de Gretel’di.
Kampta her şey iyi gidiyordu. Katıldığı yarışmalarda dünya rekorunu zorluyordu artık. Kampın dışında ülkede yaşanan korkunç olaylar sanki başka bir gezegendeydi. Takımda rakiplerinden birisi dikkatini fazlasıyla çekmişti. 17 yaşındaki yetenekli Dora Ratjen. Yüksek atlamada Almanlar arasında onu en çok zorlayan isimdi.
Dora’nın erkeksi bir görünümü vardı. Fazla spor yapmanın etkisi diye düşünüyordu Gretel. Çok utangaçtı. Kimseyle gerekmedikçe konuşmuyor, soyunma odasına onu çıplak görmek mümkün olmuyordu. “Daha çok küçük” diyerek geçiştiriyordu Gretel.
1936 Berlin-Almanya
Gretel Bergmann, kapısının önünde bir zarf buldu. Almanya Olimpiyat Komitesi’nden geliyordu. İçinden güldü. Nihayet birkaç hafta içinde başlayacak Olimpiyat için davetiyeyi yollamışlardı. Kapıdan içeri girdi. Kendisine mutfakta bir şeyler yaptı. Zarfın içinde ne olduğunu bildiğini düşünüyordu. Bundan dolayı acele etmedi. Yemeğini yedi. Ardından kendisini koltuğun üzerine bıraktı.
Zarfın içinden çıkan kağıdı okuması 20 saniye hazmetmesi ise yıllar alacaktı. Özetle şöyle deniyordu duyuruda, “Olimpiyat’a katılacak yeterlilikte bulunmadınız”. Birkaç gün önce Almanya rekorunu kıran birine yollanabilecek en son mesaj buydu herhalde.
Birkaç hafta sonra yüksek atlama finalinde Almanya’yı Dora Ratjen temsil ediyordu. Ratjen, Olimpiyat dördüncüsü oluyordu. Madalya kazanamamıştı ama Bergmann’ın yokluğunda önü açıktı.
1937 New York-ABD
Gretel, New York’a geldiğinde üzgündü. Vatanını bir kez daha terk etmişti. Ve artık geri dönüşü olmayacaktı. İlerleyen günlerde tanıştığı genç doktor Bruno Lambert’la evlenecekti. Spora devam edecek, Amerika şampiyonlukları kazanacaktı. Ama yaşı ilerlediği için yeni ülkesi için hiçbir zaman Olimpiyat’a katılamayacaktı.
1938 Magdeburg-Almanya
Viyana-Köln ekspres treni Magdeburg’da durmuştu. Trenin içine üniformalı adamlar girdi. Aceleleri vardı. Trenin yoluna devam etmesi gerekiyordu. İkinci vagonda köşede oturan genç kadının yanına gittiler. Ona baktıklarında kondüktörün haksız olmadığını fark ettiler. Acayip bir şeyler dönüyordu. Kadın kıyafetlerinin altında bir erkek vardı.
Yolcu, trenden kibarca indirildi. Karakola gidildi. Sorgucu polis, “Adınız?” diye sordu. Yanıt, “Dora Ratjen”di. Saatlerce süren sorguda Dora tüm yaşamını özetledi. Daha yeni Avrupa Şampiyonu olduğunu da. Tıbbi açıdan bir ikilemin içinde bulunduğunu belirtti. Doktor kontrolünde bu daha da netleşti. Raporda, “Erkeklik üreme organları var. Ancak bunlar cinsel birleşmeye girebilecek gelişimi sağlayamamış” deniliyordu.
Dora, sporu bırakma sözünü vererek serbest kalabildi. Avrupa Şampiyonluğu madalyasını ise geri göndermek zorunda kaldı.
1957 Bremen-Almanya
Garson, müşterinin yanına geldiğinde karşısında bir Amerikalı gazetecinin bulunduğunu bilmiyordu. Gazeteci, garsona özel bir konuda görüşmek istediğini söyledi. İş çıkışı buluştular. Time dergisi muhabiri, “Siz Hermann Ratjen misiniz?” diye sordu. “Evet” yanıtını aldı.
Birkaç dakika sonra her şey açıklığa kavuştu. Hermann aslında Dora’ydı. Artık erkek gibi yaşıyordu. Time muhabirinin iddiası ise asıl bombaydı. Ratjen, ona, “Naziler benim durumumu biliyordu. Gretel başarılı olmasın diye bana göz yumdular” demişti.
2008-Almanya
Dora Ratjen, yaşamında büyük sırlar bırakarak 90 yaşında dünyaya veda etti. “Naziler, ona bilerek mi göz yummuşlardı yoksa her şey bir tesadüf müydü?” Bunu hiçbir zaman bilemeyeceğiz.
2017 New York-ABD
25 Temmuz günü Gretel Bergmann-Lambert 103 yaşında öldü. Olimpiyat Oyunları içinde hep ukde olarak kaldı. Dora için neler düşündü acaba? Onun yüzünden gidemediğini düşündü mü? Onu affetti mi? Bu soruların yanıtlarını bilme şansımız da kalmadı.