Fahrettin Altun’dan The National News’e sert yanıt

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, The National News Gazetesi’nin Türkiye’nin dış ve millî güvenlik politikası ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik haksız ve gerçek dışı ifadeler içeren köşe yazısını eleştiren bir mektup kaleme aldı.

Altun’un mektubu bugün The National News’te yayımlandı.

‘Erdoğan, bölgesel ve küresel jeopolitik arenada önemli bir aktör’

Mektubunda Rashida Dergham’ın “Dünyanın geri kalanı Erdoğan’ın yeniden seçilme çabasına nasıl bakıyor?” başlıklı yazısında Türkiye’de yapılacak seçimlerin “yalnızca yerel öneme değil, jeopolitik etkilere sahip olacağını” haklı olarak ifade ettiğini belirten İletişim Başkanı Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “bölgesel ve küresel jeopolitik arenada” önemli bir aktör olduğunun da doğru olduğunu dile getirdi.

‘Milli güvenlik politikaları iç siyasete bağlanamaz’

Öte yandan yazarın Türk dış ve millî güvenlik politikalarını iç siyasete bağlamasına katılmadığını ifade eden İletişim Başkanı Altun, esasen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başlıca politika kararlarının belirsizliğin giderek arttığı dünyada Türk vatandaşlarını ve çıkarlarını koruma azmini yansıttığını vurguladı.

İletişim Başkanı Altun, mektubunda şunları kaydetti:

“Dünyanın en çok Suriyeli sığınmacı ağırlayan ülkesi Türkiye”

“Ülkemizin Suriye krizine nasıl tepki verdiği akıllara gelecektir.

Dünyanın en çok Suriyeli sığınmacı ağırlayan ülkesi olan Türkiye, DEAŞ’ın yanı sıra dünyanın terör örgütü olarak tanıdığı PKK ve bu örgütün Suriye kolu olan YPG’ye karşı yürütülen terörle mücadele operasyonlarında aktif bir rol üstlenmiştir.

Bu bölgede ‘istikrarlaştırıcı’ bir rol oynama konusunda kararlılığımızı sürdürüyoruz.

“Türkiye, savaşı engellemek için gerçekçi bir yaklaşım benimsedi”

Türkiye’nin Suriye kaynaklı terör tehditlerine cevabını iç siyasete bağlama çabaları ise Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan silahlı grupların hem Türk vatandaşlarına hem de milyonlarca Suriyelinin sığındığı güvenli bölgelere yönelik sayısız saldırısını göz ardı etmektedir.

Benzer bir şekilde Türkiye, Rusya-Ukrayna savaşını engellemek ve durdurmak için yapıcı ve gerçekçi bir yaklaşım benimsemiştir.

“Türkiye, gıda koridorunun açılmasını sağladı”

Savaş gemilerinin Karadeniz’e girişini engellemekle birlikte Cumhurbaşkanı Erdoğan, Zelensky ve Putin’le olan kişisel ilişkisinden istifade ederek bölgede barış ve istikrara hizmet etmiştir.

Cumhurbaşkanımızın çabaları neticesinde Türkiye, Rus ve Ukraynalı yetkililer ve hatta Dışişleri Bakanları arasında toplantılara ev sahipliği yapmış ve küresel gıda krizini engelleyen gıda koridorunun açılmasını sağlamıştır.

“‘Türkiye, NATO’nun başını ağrıttı’” ifadesi gerçek dışıdır”

İlaveten Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yönetimi, esir takasının yapılmasında anahtar rol oynamıştır.

Son olarak ülkemiz, Amerikan ve Rus istihbarat başkanlarının buluşmasına ev sahipliği yapmış; böylece Karadeniz’deki nükleer tehdit kontrol altına alınmıştır.

Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘NATO’nun başını ağrıttığı’ ifadesi de haksız ve gerçek dışı bir yorumdur.

“Türkiye, örgütün en güçlü üyeleri arasındadır”

İttifak’a 1952 senesinde katılan Türkiye, örgütün en güçlü üyeleri arasındadır.

NATO’nun ikinci büyük ordusunu komuta etmekle birlikte Afganistan ve Kosova gibi yerlerde icra edilen operasyonlara aktif katkı sunmuştur.”

“Türkiye’nin geleceğini vatandaşları belirleyecektir”

İsveç ve Finlandiya’nın üyelik başvuruları konusunda da Türkiye’nin NATO’nun açık kapı politikasına desteğinin sürdüğünü ifade ettiğini hatırlatan İletişim Başkanı Altun, ancak bu ülkelerin, İttifak’ın değerlerine zarar vermesinden endişe duyduğu bazı politikalarını gözden geçirmesini istediğini belirtti.

İletişim Başkanı Altun, Türkiye’nin dış ve millî güvenlik politikalarının Türk milletinin çıkarlarını yansıttığının altını çizerek, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderliğinde küresel bir aktör hâline gelen ülkemiz, emrivakileri ve uluslararası hukuk ihlâllerini kabul etmeksizin yapıcı ve istikrarlaştırıcı adımlar atmayı sürdürecektir. Yabancı devletlerin ne düşündüğünden bağımsız olarak ülkemizin geleceğini ancak seçimlerde oy kullanacak Türk vatandaşları belirleyecektir.” değerlendirmesinde bulundu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir