Türkiye son günlerde Marmara ve Ege Bölgesi’nde meydana gelerek halk arasında paniğe yol açan depremleri konuşuyor. Özellikle 10 Ocak’ta Ege Denizi’ndeki Midilli Adası’nda meydana gelen 5 büyüklüğündeki deprem ve yine aynı gün Girit Adası’ndaki 4.4 büyüklüğündeki deprem, başta İzmir ve Balıkesir olmak üzere Ege Bölgesi’nde yaşayan vatandaşları tedirgin etti. Peş peşe yaşanan depremlerin büyük bir depremin habercisi olduğunu düşünen vatandaşlar, deprem uzmanlarının yorumlarına dikkat kesildi. Bilim Akademisi kurucu üyesi, yer bilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür ve İTÜ Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır, son yaşanan depremler ve büyük deprem üretebilecek faylara ilişkin milliyet.com.tr’ye önemli açıklamalarda bulundu.
İZMİR’DEKİ 2 İLÇEYE DİKKAT!
İzmir ve çevresinde yıkıcı deprem üretebilecek çok sayıda fay hattı bulunduğunu belirten Prof. Dr. Ziyadin Çakır, Türkiye’de deprem üretme potansiyeline sahip fayların bilimsel yöntemlerle tespit edildiğini vurguladı. Hangi fayın daha önce kırılacağının bilinmediğini söyleyen Prof. Dr. Çakır, özellikle iki ilçeye dikkat çekti.
“İzmir’in Bornova ve Karşıyaka gibi zayıf zeminlere sahip bölgeleri düşünüldüğünde yakın bir fayda oluşacak orta büyüklükte bir deprem dahi İzmir için yıkıcı sonuçlara neden olabilir” diyen Prof. Dr. Çakır, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Deprem üretme potansiyelinin yüksek olduğu faylar sayılı olup bunlardan en önemlisi Marmara Denizi içerisindeki Kuzey Anadolu fayıdır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da birkaç tane benzer fay bulunuyor. Bunların dışında deprem üretme potansiyelinin yüksek olduğu bilimsel yöntemlerle ortaya konmuş bir fay mevcut değil.”
BÜYÜK DEPREMİN AYAK SESLERİ Mİ?
Son günlerde Ege Denizi’nde yaşanan hareketlilik akıllara bir kez daha yakın gelecekte büyük bir depremin yaşanma ihtimalini getirdi. Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu gerçeğini hatırlatan bu küçük depremlerin öncü olması durumunda yıkım gücü büyük bir depremin meydana gelme ihtimali fazla. Küçük depremlerin olası bir büyük depreme olan etkilerine ilişkin konuşan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, dünyada küçük depremlerden sonra büyük depremlerin çok az meydana geldiğini hatırlattı.
Prof. Dr. Çakır, “Deprem aktivitesi zaman zaman bazı bölgelerde artışa geçebilir. Deprem aktivitesindeki bu tür artışlar her zaman o bölgede daha büyük bir depremin olacağı anlamına gelmez. Ancak büyük bir depremin yaşanma ihtimali de elbette söz konusu olabilir” diye konuştu.
‘MİDİLLİ’DE ŞU ANDA ‘DEPREM FIRTINASI’ VAR’
Özellikle sosyal medyadan yaptığı açıklamalarla çok konuşulan yer bilimci ve deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür de şu anda Midilli Adası’nda bir ‘deprem fırtınası’ olduğunu belirterek yaşanan depremlerin her birinin bağımsız olduğuna ve bölgede çok sayıda depremin yaşandığına dikkat çekti. İzmir’in yanı sıra İstanbul için de uyarılarda bulunan Prof. Dr. Görür, şunları da ekledi:
“Her biri bağımsız, haklı büyüklükteki çok sayıda deprem, bölgenin gerildiğini gösterir. Yani stres birikimi söz konusu olur. Bir yerde çok deprem olursa stres birikimi de fazla olur ve bu durum depremi tetikler. Ege levhası üzerinde, Ege Denizi içinde çok sayıda fay var. Herhangi bir fayda stres yoğunluğu artarsa daha büyük bir deprem de meydana gelebilir.”
‘7 VE ÜZERİ DEPREM ÜRETME POTANSİYELİNE SAHİP’
Prof. Dr. Naci Görür, İzmir’de Gediz Nehri çökelleri üzerine inşa edilen çok katlı binaların yanlış ya da yetersiz zemin etüdü yapılmış olması halinde ayakta kalmasının zor olduğunun altını çizdi. Sisam Adası’nda olan bir depremin İzmir’i de etkilediğini ve İzmir Fayı’nın 7 ve üzeri deprem üretme potansiyeline sahip olduğunu söyleyen Prof. Dr. Görür, “Bu fay üzerinde meydana gelebilecek bir deprem, İzmir’i daha kötü etkileyebilir” diye konuştu.
Ege ve Marmara haricinde Türkiye’nin doğu bölgelerinde de deprem riskinin olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Görür, Malatya’nın Erkenek ve Çelikhan ilçeleri ile Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçelerinde yaşayanların depreme karşı hazırlıklı olmaları gerektiğini vurguladı.
DEPREM ANINDA NE YAPMALI?
Depremler en çok can ve mal kaybına sebep olan doğal afetlerin başında geliyor. Yıkıcı depremler geçmiş ve gelecekte Türkiye için kaçınılmaz olsa da alınacak önlemlerle hasar azaltılabilir, maddi ve manevi kayıpların önüne geçilebilir. Doğru zemine uygun malzemelerle inşa edilmiş binalar depremde meydana gelebilecek maddi ve manevi yıkımdan koruyabilir.
Son yıllarda özellikle 1999’da Gölcük ve Düzce’de yaşanan depremlerden sonra vatandaşlar deprem anında yapılması gerekenlere ilişkin daha bilinçli olsalar da yine de ciddi sıkıntılar yaşanabiliyor. Deprem anında nelere dikkat edilmesi konusunda Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın (AFAD) internet sitesinde önemli noktalara dikkat çekiliyor. İşte AFAD’ın sitesinde yer alan önemli bilgiler:
– Bina içindeyseniz panik yapmayın.
– Sabitlenmemiş dolap, pencere ve raf gibi eşyalardan uzak durun.
– Sarsıntı geçene kadar bekleyin, diz üstü yere çökün, baş ve enseyi koruyacak şekilde kapanıp sabit bir yere tutunun.
– Sarsıntı sırasında binayı terk etmeye çalışmayın, evin içinde kalın.
– Balkona çıkmayın, pencerelerden aşağıya atlamayın.
– Asansör kullanmayın.
– Kibrit ve çakmak yakmayın, elektrik düğmelerine dokunmayın.
– Tekerlekli sandalyedeyseniz tekerlekleri kilitleyin, başınızı ve boynunuzu korumaya alın.