Yüzer rüzgar enerji sistemlerine yeni yaklaşım olan TOW, gerçekten “yüzebiliyor”


Yüzen rüzgar türbinleri aslında onlarca yıldır hayatımızda bulunuyor. Ancak bu alandaki verimlilik halen daha beklenen seviyeye çıkamamış durumda. Zira bunun nedeni türbinlerin kurulum maliyetinin oldukça yüksek olması ve maliyet başına enerji üretiminin riskli olması. ABD’li start-up T-Omega Wind‘in (TOW) CEO’su Brita Osmundsvaag Formato ise bu alana yeni bir yaklaşım getiriyor.

Şirketin adıyla aynı olan TOW konsepti, yüzer rüzgar türbinlerinin en büyük üç ana sorununu çözmek için tasarlanmış durumda: maliyet, tedarik ve derin suda konuşlanma. Mevcut yüzer rüzgar türbinleri devasa çelik gövdelerini deniz tabanına bağlanacak şekilde tasarlanıyor. Esasında karadaki mevcut rüzgar türbinlerinin deniz ölçeğinde kullanılması şeklinde özetlenebilir. Bu durum elbette yüksek bir kurulum, bakım ve tedarik maliyetini de beraberinde getiriyor. Üstelik mevcut türbinlerin derin sularda konuşlandırılamaması da cabası.

Yüzer rüzgar enerjisine yenilikçi yaklaşım

Ancak TOW konseptinde durum bu değil zira bu konsept tam anlamıyla denizin veya okyanusun üzerinde yüzmek için tasarlanmış durumda. CEO Formato, yaptığı açıklamada misyonlarının “dünya çapında yüzen rüzgar sistemlerinde yıkıcı bir teknoloji olduğuna inandığımız şeyi geliştirmektir” diyor. Girişimin liderinin aktardığına göre TOW’u yaratırken okyanuslar için neyin en uygun olacağını düşündüklerini belirtiyor. T-Omega Wind, devasa fırtınalara ve otuz metrelik dalgalara dayanabilen tasarıma, ancak geleneksel tasarımların %20’si kadar ağırlığa ve yaklaşık %30’a yakın maliyete sahip.

Formato ayrıca, “Mevcut yüzen açık deniz rüzgar teknolojilerine baktığınızda, ciddi tedarik zinciri sorunları, özel fabrikasyon altyapısına duyulan ihtiyaç ve genellikle derin su limanlarına olan ihtiyacı görüyorsunuz” diyerek geleneksel sistemin eksikliklerine ve zorluklarına da değiniyor.

“Karadaki rüzgar türbinlerine dayalı olmak yerine geliştirdiğimiz çözümümüz, öncelikle en zorlu açık deniz ortamları için tasarlandı ve ve mevcut platform yapılarının çoğunda olduğu gibi dalgaya dayanıklı olmak yerine, bizimki okyanusun yüzeyinde ‘dolaşmak’ için tasarlandı, bu nedenle çok daha hafif ve daha az çelik kullandığı için daha düşük maliyetli.”

Tek bir demirleme halatı ile deniz tabanına sabitlenmiş yüzen dört ayaklı çelik bir platformun tepesine takılan standart yatay eksenli rotor ve jeneratör kullanmak üzere tasarlan TOW, şu anda kuzey Avrupa açıklarında faaliyette olan 6-10 MW’lık üniteler için kullanılan mevcut 3.000 tondan fazla çelik gövdeden çok daha hafif olacak.

T-Omega, tam boyutlu bir TOW birimi için 50 $/MWh’den daha düşük bir enerji maliyeti hedeflerken konseptin muazzam ağırlık tasarrufunun ticari başarısının anahtarı olduğu vurgulanıyor. Öte yandan Dünya Bankası verilerine göre açık denizlerdeki potansiyel rüzgar enerjisi 71 TW seviyesinde ve bunun yüzde 71’i de derin sularda bulunuyor. Dolayısıyla TOW gibi derin sularda da kurulabilecek ve ölçeklenebilecek sistemler yüzer rüzgar enerji sitemlerinde kilit rol oynayacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir