ÖNDER YILMAZ Ankara – Komisyon Başkanı Kasım Gülpınar, Türkiye’nin aday ülke statüsünden dolayı AB’nin “IPA” olarak adlandırılan katılım öncesi mali yardımlarından yararlandığına dikkat çekerek, “Türkiye-AB ilişkilerinde zaman zaman yaşanan iniş çıkışlara ve siyasi engellemelere bağlı tıkanıklıklara rağmen mali iş birliği son 20 yıldır kesintisiz biçimde devam etmiş ve AB üyelik sürecimizde en somut kazanımlar elde ettiğimiz alan olmuştur” dedi. AB uyum süreci bağlamında 2002’den bu yana Türkiye’ye tahsis edilen toplam 9 milyar 200 milyon euroluk AB fonu sayesinde 900’e yakın büyük ölçekli proje gerçekleştirildiğini belirten Gülpınar, “AB 2021-2027 yıllarını kapsayan IPA III döneminde performans ve kalite odaklı bir değişikliğe gitmiş ve ülke bazında tahsisat olmaksızın yedi aday ülke için toplam 14.2 milyar euroluk bir fon havuzu oluşturmuştur” bilgisini verdi.
Hakkaniyet tepkisi
Dışişleri Bakanlığı AB Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan düzenlemeye ilişkin komisyona bilgi verirken, aday ülkeler için uygulanan IPA programlarının yedi yıllık süreçler halinde gerçekleştirildiğini, Türkiye’nin bu programdan 2002’den beri yararlandığını bildirdi. AB’nin 2023 programlamasıyla ilgili dönüş yapmadığını, gecikmenin Ukrayna-Rusya krizinden kaynaklandığını kaydeden Özcan, 14.2 milyar euroluk tahsisatın dağılımını enerji krizinin doğrudan etkileyebileceğini söyledi. Özcan, IPA kapsamında Türkiye’ye tahsis edilen miktarın 2013’ten bu yana düştüğünü ifade etti. Özcan, “2014-2020 dönemiydi, burada 4.4 milyar euroluk bir kaynak tahsis edilecekken yaşadığımız siyasi sıkıntılar sebebiyle kaynak 3.2 milyara düştü” dedi. IPA III’ün Türkiye’nin de içinde olduğu, Arnavutluk, Bosna Hersek, Kosova, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Sırbistan’ı da kapsadığını bildiren Özcan, “Bu ülkelerin hepsini topladığımız zaman bir İstanbul etmiyor. Bizim aldığımız rakam ne yazık ki hakkaniyetli değil” dedi.