Diyarbakır’da yaşayan öğretmen Serap S., 2019 yılında bir bankadan ev satın aldı. Eski ev sahibinin kiracısı, Serap S. ile bir sözleşmesi ve kontratı olmamasına rağmen uzun süre evde oturdu. Serap öğretmen, kiracının evi boşaltmasını istemesine rağmen boşaltmaması üzerine hukuki yola başvurdu. Mahkeme kiracı Hüseyin Çelik’in evi boşaltması kararı verdi. Hüseyin Çelik, geçtiğimiz aylarda bir yangında hayatını kaybedince tahliye kararı da durdu. Üstünden zaman geçmesiyle mahkeme, evin boşaltılması işlemini tekrar işleme koydu. Hüseyin Çelik’in akrabaları, icra ve polis ekiplerinin gelişinden önce iddiaya göre balyoz ve hilti ile evi inşaat alanına çevirerek kullanılamaz hale getirdi. Mağdur olduğunu ileri süren Serap S., avukatı aracılığıyla hukuki süreç başlattı.
“TAVANLARA BİLE ZARAR VERİLMİŞ”
Serap S.’nin avukatı Ali İsmet Girgin, 31 Aralık 2019 tarihinde müvekkilinin tahrip edilen daireyi aldığını söyledi. Daire içerisinde oturan başka birilerinin olduğunu öğrenince müvekkilinin hukuki yardım talebinde bulunduğunu aktaran Girgin, sözlerine şöyle devam etti:
“Bizde süreci başlattık. Diyarbakır 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açtık. İlgili davamız sonuçlandı ve bu oturanların tahliyesine karar verildi. Bu kararın infazı amacıyla Diyarbakır İcra Dairesine başvuru yaptık. İcra Dairesinde açtığımız dosyada kesinleştiğinden Diyarbakır İcra Müdürlüğü tarafından ilgili
taşınmazın tahliyesine karar verildi. Bugün de buraya tahliye için geldik. Yanımızda hem icra müdürlüğünün görevlileri hem de kolluk kuvvetlerinin görevlileri vardı. Kapıyı çaldık, kapı açılmadı. Dolayısıyla çilingir çağırdık. Çilingir vasıtasıyla kilitli kapıyı açtık. Kapıyı açtığımızda tabiri caizse adeta bomba patlamış görüntüsüyle karşılaştık. Evin bütün altyapısı harap edilmiş durumda. Su, elektrik, doğalgazın kullanılabilme şansı yok. Bütün camlar patlatılmış, kapılar kırılmış. Hatta çok ilginç bir şekilde tavanlara bile zarar verilmiş durumda” dedi.
“DAİREDE OLUŞAN ZARAR YAKLAŞIK 500 BİN LİRA GİBİ GÖRÜNÜYOR”
“Bu konuya ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına hemen başvuruda bulunduk” diyen Girgin, “İlgili kolluk kuvvetleri tarafından tutanaklar tutuldu ve burası kayıt altına alındı. Dairede oluşan zarar yaklaşık 500 bin lira gibi görünüyor. İlgili cezai soruşturma devam ediyor. Buranın mülkü bir bankaya aitti. O bankadan satın aldı. Müvekkilimin ilgili şahıslarla ilgili imzaladığı hiçbir kira akdi, sözleşmesi bulunmamakta. Bizim açımızdan hukuken işgalci pozisyonundaydılar. Kaldı ki biz dava açtık ve bu tahliye davası da lehimize sonuçlanmasına rağmen, sözlü uyarmamıza rağmen bu uyarılarımızı dikkate almadılar. En son icranın tahliye günü gelince de ne yazık ki evi kullanılamaz hale getirdiler” diye konuştu.
“SİTENİN GÜVENLİK KAMERALARI İNCELENDİ”
Avukat Girgin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu konudaki başvurumuz neticesinde Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ilgili kolluk kuvvetlerine talimat verildi ve sitenin güvenlik kameraları incelendi. İnceleme sırasında tahliyeden bir gün önce saat 20.00 sularında ellerinde ağır inşaat malzemeleri olan 5’ten fazla şahsın girmiş olduğu tespit edildi. Bu evin bu hale gelebilmesi için balyoz, hilti, elektrikli testere gibi aletlerin kullanılması gerekmekteydi. Ne yazık ki evi bu hale getirdiler. Bizim dava açtığımız sırada bu evde Hüseyin Çelik isimli şahıs oturuyordu. Davamızı ona yönelik açtık. Ancak Hüseyin Çelik geçtiğimiz aylarda geçen bir yangın olayında ne yazık ki vefat etti. Onun akrabaları tarafından bu durum yapıldı.”