Şiddetli yağışın ardından 11 Ağustos’ta Ezine Çayı’nın taşması sonucu bütün iş yerlerinin ve çok sayıda evin su ile balçık altında kaldığı, binaların yıkıldığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde kaybolanları arama kurtarma çalışmaları devam ediyor. Selde kaybolanların ailelerinin umutlu bekleyişi ise sürüyor.
‘BEKLEYİN’ DEMESEYDİ
Milliyet’in haberine göre; Kaybolan akrabalarından gelecek mucize haberi bekleyen vatandaşlar, “İzmir depreminde mucizeler olmuştu. İnşallah aynı mucizeleri burada da görürüz” diyor. Bazı vatandaşların ise umudu tükenirken, “İnşallah binanın enkazında buluruz, cesetleri suya kapılmamıştır” diye konuşuyor. Bozkurt’ta çöken sekiz katlı apartmanda ikiz kızları İcal ve Evrim ile kayınpederi ve kayınvalidesi kalan Arzu Yücel, günlerdir gelecek iyi bir haberi bekliyor. İstanbul’dan tatil için Kastamonu’ya geldiklerini anlatan anne Yücel, “Bir anda oldu. Ben aracı çekmek için evden çıktım. Sonra apartman çöktü. Allah’ım bir mucize olsun” diyerek gözyaşı döktü.
Yücel’in yanında bulunan kız kardeşi de gözyaşları içinde, “Ablam çocuklarıyla İstanbul’a dönecekti. Ama ben de Kastamonu’ya geleceğim diye ablama, ‘Dönmeyin bekleyin’ dedim. Ben dedim diye kaldılar. Keşke ‘Bekleyin’ demeseydim. Ben bu yükle nasıl yaşarım” dedikten sonra sinir krizi geçirdi ve sağlık personeli teyzeyi sakinleştirmek için alandan götürdü.
ÇAMAŞIR İPİ HAYATA BAĞLADI
Kastamonu’nun Bozkurt ilçesindeki yaşanan sel felaketinde arama-kurtarma çalışmaları devam ediyor. Felakette birçok bina zarar görürken, o binalardan biri de Süleymaniye Kız Kuran Kursu’nun beş katlı binasıydı. Binanın ön tarafı komple yıkılırken, 18 öğrenci ve hocaları ölümden döndü. Sel sırasında yurtta bulunan 20 yaşındaki öğrencilerden Sevdegül Acar, o korku dolu anları Milliyet’e anlattı:
“Yurdun içerisinde hocamızla birlikte 19 kişiydik. Sel başladığında dışarıda kerestelerin üzerinde 6-7 kişi gördük. ‘Yardım edin’ diye bağırınca onları da yurdun içine aldık. Sel sularının yükselmesiyle bir süre sonra biz de içeride mahsur kaldık. Hocam yardım için bir yerleri aradı ve helikopterin gelip bizi alacağını söyledi. Çatıya çıktık. Altı saat helikopterin gelmesini bekledik. Helikopter gelince çarşaf salladık, bizi fark etsinler diye yangın tüpünü sıktık. Helikopter geldi, 4-5 kişiyi kurtarıp gitti. Bir daha geri dönmedi. Çatıda beklerken herkes korku içindeydi. Yaşça küçük olan arkadaşlarımız çok korkmuştu. Helikopter bir daha geri dönmeyince, ikinci kata çamaşırhanenin olduğu yere indik. Bir demire ip bağladık. İpin diğer ucunu da, sel sularının karşısındaki birine attık. O bir ağaca bağladı. Aşağıya da bellerimize bağladığımız çamaşır ipleriyle suyun içerisine indik. Sonra da çamaşırhaneden karşıya bağladığımız ip sayesinde suyun içerisinden yavaş yavaş geçtik. Ölümden döndük. Yıllar önce de yine çok yağmur yağmıştı. Sadece suyun seviyesi yükselmişti. Bu kadar kötü olmasının nedeni barajların yıkılması. Ayrıca sel başladığından polis ekipleri ‘Yağmur yağacak, araçlarınızı alın’ diye anons yaptı. Ondan birçoğu insan araçlarını almaya çalışırken sele kapılıp gitti.”
‘Tesellimiz cenazeleri almak’
Bozkurt’taki çöken sekiz katlı apartmanın birinci katında oturan Orhan Kalabalık, eşi Nezahet Kalabalık ve çocukları Yusuf (8) ile Arda Yasin’den (11) de günlerdir haber yok. Orhan Kalabalık’ın annesi Ayşe Kalabalık (67), “Apartmanın birinci katında otuyorlardı. Apartman yerle bir oldu. Yaşamazlar, inşallah su götürmemiştir. Apartmanın altında cenazeleri çıkar. Tek tesellimiz cenazelerimizi almak. Kaç gün oldu ama bir haber yok” dedi.
Aynı apartmanın içinde Zeliha Şengül’ün gelini Emine Genç ile torunları 9 yaşındaki Yusuf Eymen ile 1.5 yaşındaki Alihan da kaldı.
‘ÇIKACAK DİYE UMUYORUZ’
Yakınlarını bekleyen Zeliha Şengül, “İzmir depreminde mucize olmuştu, bir mucize daha olmasını burada bekliyoruz. Kaç gündür perişanız. Apartmanın altıncı katında oturuyorlardı. İnşallah su götürmemiştir. Bozkurt böyle bir felaketi hiç görmemişti. İlk defa böyle bir şey oldu. Çıkacak diye umuyoruz” diye konuştu.