Bakan Soylu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez ile birlikte, sel felaketinin yaşandığı Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde, incelemelerinin ardından açıklamalarda bulundu. Hasar ve zarar tespit çalışmalarının devam ettiğini belirten Soylu, esnafların, araçların ve tarım arazilerinin hasar tespitinin de yapıldığını anlattı. Soylu, sel bölgelerinde yıkılan binalarla ilgili soruşturma başlatıldığını da aktardı. Vatandaşların bütün mağduriyetlerini en yüksek noktada gidermek için ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını söyleyen Soylu, “İnşallah bütün bu sel bölgelerinden, buradan çıktığımız zaman vatandaşımızın da gönlünü alarak buradan çıkma arzusu içindeyiz. Herkes elinden gelen yardımı yapıyor. ’Yok Ankara Büyükşehir Belediyesini sokmadılar…’ Ne olursunuz, hangi belediye olursa olsun biz böyle bir ayrım yapmıyoruz. Yangında da yapmadık, selde de yapmadık.” diye konuştu.
Muhalefetin siyaset üslubunu eleştiren Soylu, “Bir kere olumlu, bir kere pozitif bir siyaset anlayışı içinde olun. Vazgeçin bu işten. Bu Mecliste, dışarıda bize karşı yaptığınız siyaset üslubundan vazgeçin. Bunun alasını biz de yaparız ama milletimize karşı sorumluluğumuz var. Siyasi muhalefet, siyasi muhalefetin peşine takılan medyayı, sosyal medyayı birtakım bilim insanlarını ne olursunuz sağduyuya davet edin.” ifadelerini kullandı. Bakan Soylu, köy yollarının yüzde 90’nını yarın akşamdan itibaren bitireceklerine değinerek, bölgede 7 ilin valisini görevlendirdiklerini, valilerin il özel idaresi ekipleriyle yollarda çalışma yaptığını aktardı.
“İstihbarat yapıları, ciddi bir provokasyon içindeler”
Türkiye’de son günlerde yaşanan olaylara da değinen Bakan Soylu, “Arkadaşlar ben 5 yıldır İçişleri Bakanlığı yapıyorum. Burnum koku almasını biliyor. Nasıl ekonomik olarak bizi sıkıştırmak isteyenler, Türkiye’nin üzerine bir oyun kurgulamaya çalışmışlarsa, altını çizerek söylüyorum, Batı’nın ve başka yerlerin birtakım istihbarat yapıları, ciddi bir provokasyon içindeler.” dedi.
Pendik’te yaşanan olaya işaret eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bakın bugün Pendik’te bir cemevi ile ilgili hakikaten hiçbirimizin tasvip etmeyeceği bir saldırı söz konusu oldu. Ben bu saldırıları ilk kez görüyor değilim. Peki Türkiye’de bir Sünni-Alevi meselesi var mı? Bunun var olduğunu söyleyen çarpılır. Böyle bir meselemiz hiç olmamıştır. Ama Türkiye’de ’Acaba hangi fay hattını tetikleyebiliriz’, ’Türk’le Kürt arasını tetikleriz’, ’Türkiye’ye gelen ve sığınan insanlarla milletimiz arasında bir nifak, fitne tohumu yere serip bunu mu sağlayabiliriz’, ’bunu bir vesileyle bir Türk-Kürt çatışmasını ortaya koyabiliriz.’ Bu bir istihbarat çalışmasıdır. Bunu çok net söylüyorum, benim de az çok tecrübem var. Bugünkü olayda da failler yakalandı. Arkadaşlar hemen yakaladı.”
“Pendik’teki cemevine saldıran kişi Alevi”
Bu tür olayları daha önce yaşadıklarına işaret eden Soylu, şunları söyledi: “Mesela bugünküler, yapanlar Alevi. Biz aynısını Tunceli’de de yaşadık. ’Niye yaptın kardeşim, kendi evine niye çarpı attın’ dediğimizde, ’ben Almanya’ya iltica etmek istiyordum, siyasi olarak bir sığınma hakkı talep etmek için bunu yaptım.’, “Türkiye’de problemli olduğumu ifade etmek için yaptım” diyor. Bakın biz bunlarla çok karşılaşıyoruz.
Peki farklısı olamaz mı, o da olabilir. Yani bir Sünni de gelip böyle bir şey yapabilir. Biz onun da cezasını aynı şekilde verme sorumluluğuna sahibiz. Bugün sosyal medyada öyle bir çatışma oluşturulmaya çalışılıyor ki, oturduğu yerden koltuğu rahat ve sıcak ’nasıl olsa bu toplumun birliğini bozma görevini bana ihale ettiler, ben de yerine getireceğim.’
Bakın Batı’nın para verip havlattığı adamları, daha bundan 15 gün önce Türkiye deşifre etti. Hangi vakıfların kimleri destekleyip, kimlere para verip daha da ötesi var bunların. Bu belgeler de elimizde. Kimleri destekliyorlar, Türkiye’nin nasıl içini karıştırmak istiyorlar, bunların hepsini biliyoruz. Ama neye güveniyoruz, devletimize, gücümüze ve milletimize güveniyoruz.”
“Irkçılık bu coğrafyanın karakteri değildir”
Bakan Soylu, Ankara Altındağ’da geçtiğimiz gün yaşanan gerginliğe de değinerek, sözlerini şöyle tamamladı: “Ankara’da, Altındağ’da elbette ki Suriyeli de olsa Afrikalı da olsa, başka bir memlekete mensup da olsa, Türk de olsa, birinin birini katletmesini kabul etmemiz mümkün mü? Allah’ınızı severseniz biz Türk’üz, Müslümanız. Yani etnik köken üzerinden bir katliamı başka bir noktaya çekmek bize yakışır mı? İçinizde belki de İdlib’e, Afrin’e giden insanlardan bir tanesi benim. Ben oradaki insanların hangi şartlar içinde yaşadığını biliyorum. Tabii Sayın Kılıçdaroğlu’nun tuzu kuru, her zaman olduğu gibi tuzu kuru, peki doğru mu?
Srebrenitsa’yı biz coğrafyamızda yaşamadık mı, insanları katletmediler mi? Irkçılık bu coğrafyanın karakteri değildir, ırkçılık Batı’nın karakterdir ve bu coğrafyaya ihale edilmek istenen bir karakterdir. Biz bunu kabul etmiyoruz, reddediyoruz, böyle bir şey söz konusu değildir. Toplanıp gittin Suriyelilerin mahallesini bastın, ne geçti eline, sen devlet misin? Biz Mevlana’nın, Yunus’un çocuklarıyız. Böyle bir kaos bize yakışır mı, doğrumu bu? Birileri devlet nizamını sulandırmaya çalışıyor, buna kimse alet olmasın, biz buna müsaade etmeyiz zaten.”
AA