Mert Aydın’ın kaleminden Dünya Kupası serüveni! Kupası çalınan Brezilya

1970 Dünya Kupası, Meksika’da düzenlenecekti. 4 yıl öncenin flaş ekibi Portekiz ve ev sahipliği yarışını Meksika’ya kaybeden Arjantin’in elemelerden çıkamayışı önemli sürprizlerdi.

Kuzey ve Orta Amerika Grubu’nda savaş çıktı. Mecazen değil gerçekten. Birbirleri arasında göçmen işçiler nedeniyle gerginlik olan El Salvador ve Honduras eşleşmişti. İşin kötüsü, iki takım da diğerine iyi ev sahipliği yapmadı. Kısa süren savaşın ardından yapılan üçüncü maçında kazanan El Salvador, Meksika vizesini aldı.

Biz, Sovyetler Birliği ve Kuzey İrlanda ile aynı gruptaydık. George Best’in sürüklediği Kuzey İrlanda’ya 4-1 ve 3-0, SSCB’ye de 3-0 ve 3-1’lik sonuçlarla yenildik. Puansız bir şekilde kupaya yine uzak kaldık.

Kupada sarı kart kuralı ilk kez uygulanıyordu. Renkli televizyon, Avrupa’da yaygınlaşmıştı. Önemli maçlar Avrupa’nın prime time’ına gelebilsin diye takımlar, öğlen sıcağında maça çıkarıldı.

Ev sahibi Meksika biraz da hakem desteğiyle grubundan çıktı. Bizi eleyen SSCB, grubu lider bitirirken Belçika ve bu turnuvaya gelebilmek uğruna savaşa giren El Salvador elendiler.

En büyük silahı Riva

4 yıl öncesinin hayal kırıklığı yaratan takımı İtalya, bu kez iddialıydı. Serie A’yı kasıp kavuran Cagliari’nin yıldızı Gigi Riva, en büyük silahıydı İtalyanların. Ancak turnuvanın en kısır grubunda sadece İsveç’i 1-0 yenmek yetti İtalya’ya. Uruguay ve İsrail beraberliklerine rağmen Güney Amerika temsilcisi ile birlikte çeyrek finale çıktılar.

Brezilya çok iddialı hazırlanmıştı kupaya. Ne var ki diktatör Medici ile teknik direktör Saldanha anlaşamıyordu. Sonunda takımın başına 58 ve 62’nin yıldızlarından Mario Zagallo getirildi. Yardımcılarından birisi orduyu temsilen ekipte yer alan Yüzbaşı Coutinho’ydu. 78’de Brezilya’yı çalıştıracak olan genç subay, Cooper Testi’ni futbola sokan adamdı. Takımın kondisyoneri ise geleceğin Dünya Kupası ve Türkiye Ligi Şampiyonu Carlos Alberto Parreira idi.

Brezilya, Çekoslovakya önünde 4-1 ile şov yapıyordu. Harika futbolda artık olgunlaşmış Pele’nin büyük payı vardı. İngiltere ise turnuva öncesinde Kolombiya’da kaptan Bobby Moore’un hırsızlıkla suçlanması şokuyla girmişti. Ama Romanya ve Çekoslovakya galibiyetleri ile turu geçtiler. Grubun en güzel maçında Brezilya, İngiltere’yi 1-0 yeniyordu.

Batı Almanya’nın gençleşen kadrosunun en ilgi çekici ismi Gerd Müller’di. Fırsatçı golcü, turnuvanın gol kralı olacağının sinyalini grupta vermiş ve 3 maçta 7 gol atmıştı. Almanları takip eden takım ise Peru’ydu. Didi yönetiminde çeyrek finalist olmuşlardı. Yıldızları Cubillas hemen dikkati çekiyordu.

Müller’in volesi

Çeyrek finalde ev sahibi Meksika’nın rakibi grupta 1 gol atabilen İtalya’ydı. 13’te Gonzalez, Meksika’yı öne geçirdi. 25’te Pena kendi kalesini bulunca skor eşitlendi. Riva’nın 2 golünü hazırlayan Rivera, bir de kendisi gol atınca İtalya 4-1 kazanıyordu. Uruguay, Sovyetler Birliği engelini ancak 116. dakikada auttan çevrilen bir gol pası sayesinde aşabiliyordu. Brezilya ise eski yıldızı Didi’nin çalıştırdığı Peru’yu 4-2 yenerek yarı finalist oluyordu.

4 yıl öncenin finalistleri Batı Almanya ve İngiltere bu kez çeyrek finalde eşleşmişti. Banks, gıda zehirlenmesi yaşadığı için İngiltere kalesinde Bonetti vardı. Ama Mullery ve Peters’ın golleriyle 2-0 öne geçiyordu İngiltere. Beckenbauer 68’de farkı bire indirdi. Yorgun Bobby Charlton çıktıktan sonra Almanlar maça iyice hakim oldu. Seeler, maçı uzatan golü attı. 108’de Müller’in volesi sonucu belirliyordu.
Brezilya’nın yarı finaldeki rakibi Uruguay’dı. Herkesin aklında 1950’de yaşananlar vardı. Cubilla’nın golüyle Uruguay öne geçse de Clodoaldo, Jairzinho ve Rivelino sonucu belirlediler.

Üçüncülük tesellisi

Diğer yarı finalde İtalya ve Batı Almanya arasında tarihi bir maç oynandı. Boninsegna 8. dakikada İtalya’yı öne geçirdi. Ama Schnellinger 90’da maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada goller arka arkaya geliyordu. 94’te Müller 2-1 yaptı. Ama 98’de Burgnich ve 104’de Riva ile İtalya öne geçti. 110’da Müller eşitliği sağladı. Ne var ki 1 dakika sonra Rivera ile İtalya 4-3’ü ve finale gitti. Almanlar üçüncülük maçında Uruguay’ı 1-0 yenerek teselli buluyordu.

Brezilya ve İtalya, kupayı ikişer kez kazanmıştı. Bu finali kazanan, kupayı sonsuza dek evine götürecekti. 18’de Rivelino’nun ortasında Pele nefis yükseldi ve kafayı ağlara gönderdi. Ama Clodoaldo’nın hatasında 37’de Boninsegna beraberliği yakaladı. İkinci yarıda sahada sadece Brezilya vardı. 66’da Gerson ve 71’de Jairzinho skoru 3-1’e getirdi. 86’da ise tarihin en güzel gollerinden birini Carlos Alberto attı. 4-1’lik galibiyetle Brezilya üçüncü kez şampiyon oluyordu. Mario Zagallo, kupayı hem futbolcu hem teknik adam olarak kazanan ilk isim unvanını alıyordu.

Kupa, Brezilya’ya götürüldü. Ancak 1983 yılında kupa çalındı. Bir daha bulunamadı Jules Rimet Kupası. Tahminen çalındıktan sonra eritildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir