Satranca hile karıştı!

Ege Boğaç Erdoğan – Şu sıralar satranç dünyası, “Yazsanız bu kadar olmaz!” dedirtecek türden bir skandalla çalkanıyor. Son dünya şampiyonu Magnus Carlsen, bir kaç hafta önce prestijli Sinquefield Kupası’nın üçüncü turunda, turnuvanın en düşük reytingli oyuncusu 19 yaşındaki Hans Niemann karşısında sürpriz bir yenilgi aldı. Carlsen, maç sonu röportajında Niemann’ın “Magnus bana kaybettiği için utanıyor olmalı!” sözlerinin ardından, Jose Mourinho’nun “Konuşursam başıma bela alırım” sözlerine atıfta bulunduğu bir tweet’le turnuvadan çekildiğini açıkladı.

Satranç gündemine bomba gibi düşen bu açıklamadan sonra Carlsen’ın Niemann’ı üstü kapalı bir şekilde hile yapmakla itham etmesi, satranç çevrelerinde tartışılmaya başlandı. Büyük ustalar, Niemann’ın geçmiş maçlarının detaylı analizlerini yapmaya koyulurken, Youtube’daki en popüler satranç yayıncılarından konuyla ilgili yorumlar paylaşıldı. O kadar ki, Elon Musk bile titreşimli bir seks oyuncağının kullanıldığını ima ederek tartışmaya Twitter’dan dahil oldu. Ancak hikâye burada da bitmedi. Julius Baer Generation Cup’ta tekrar eşleşen ikiliden Carlsen, ilk hamlesini yaptıktan sonra maçı terketti. İddiaları reddeden Niemann, “Gerekirse soyunup çırılçıplak oynayabilirim!” diyerek olayı iyice dramatik hale getirdi.

‘Kötü niyetin sınırı yok’

Peki klasik satrançta (masa başında) hile yapmak mümkün müdür? Olayı daha iyi anlamak ve perde arkasını aralamak için aklıma ilkolul yıllarımda beraber satranca başladığım arkadaşım Fethi Apaydın geldi. Ben aktif satrancı lise sonrası bırakıp başka alanlara sürüklenmişken, o, profesyonel olarak bu alanda ilerlemiş, FIDE ustası (FM) ünvanını kazanmış, hatta kendi adıyla kurduğu satranç okullarıyla gelecek nesillere bu sporu sevdirmek için çalışıyor. 2018 Türkiye Kupası şampiyonu Apaydın’a “İnternet maçlarında bunun olabilirliğini anlayabilirim ancak klasik satrançta karşı karşıya oturan ve kameraların canlı olarak yayınladığı bir maçta hile nasıl olabilir?” diye soruyorum. “Bunun çok çeşitli yöntemleri var, kötü niyetin sınırı yok!” diyerek cevaplamaya başlıyor
Apaydın. Şöyle devam ediyor:

“Teknoloji çok geliştiği için, örneğin eskiden turnuvalara giderken derlerdi ki ‘Telefonla giremezsin.’ Daha sonra ‘Dijital saatle giremezsiniz’ dendi. Son kurallara göre şimdi mesela ben mekanik saatle dahi giremem. Bunlar aslında ‘hile karşıtı’ önlemler… En meşhur hile yöntemi ‘böcek’ yerleştirilmesi. Tabii bu işin bir de titreşimli olanı var. Mesela ayak başparmağına titreşimli bir alet yerleştirdiğini düşün. Kısa ve uzun sinyallerle kodladığında, bunun, muhtemelen Mors alfabesine benzer bir şekilde hamleye dökülmesiyle dışarıdan bilgi alınması mümkün olabilir.”

‘Asla efsane olamaz’

Apaydın’a, Carlsen ile Niemann arasındaki mesele hakkındaki görüşlerini soruyorum… Apaydın şu cevabı veriyor: 

“Herkes şunu söylüyor: ‘Kanıtlanamadığı için bu konuda bir şey söylemek doğru olmaz.’ Ama ‘Normal bir durum olmadığını düşünüyoruz’ diyen çok kişi var. Ben farklı bir açıdan bakıyorum olaya. Hile olsa da olmasa da ben her ikisini birden suçlu buluyorum. İkisi de satranç adına doğru şeyler yapmıyor, şovmen tarzı hareketler sergiliyor… Carlsen’den önceki hiçbir dünya şampiyonu bu kadar şovmen değildi, dünya şampiyonu denildiğinde kılık kıyafetiyle, konuşmasıyla bir ağırbaşlılığı vardı. Carlsen’in internet işine bu denli fazla yönelmesi hoş değil. Ben bir dünya şampiyonunu artık kulağında kulaklıkla bir pencere içerisinde görmekten bıktım! Mesela Gary Kasparov çok önemli bir markaydı, onunla ciddi farkları var. O yüzden Carlsen hiçbir zaman bir efsane olamaz, sadece fenomen olur. Niemann’a gelecek olursak, hile yaptıysa zaten çok kötü bir durum ama yapmadıysa da bu verdiği demeçlerle işi iyice laubalileştiriyor.”

‘Bunlar satranca yakışmıyor’

Hile konusunun, bu konuya duyarlı insanları irrite ettiğini kaydeden Apaydın, “Azerbaycan Milli Takımı’ndan arkadaşlarım var. Birinin videosunu gördüm, elektronik cihazlarla arama yapıyorlar maçtan önce. Adam da tepki veriyor, ‘Ben satranç oynamaya geldim, bu neyin araması?’ diye. Hile olayları yüzünden bu konulara dikkat eden insanları da irrite ediyorlar. Bizim yurtdışı organizasyonlarda şahit olduğumuz şeyler var. En kötüsü hile yapılması değil, hile yapmamış bir insanın hile yaptı damgası yemesi” ifadelerini kullanıyor.

Hile ibareleri var

Bu konu hakkında yazılı bir açıklama gönderen FIDE Engelliler Komisyonu Üyesi, “Engelsiz Satranç” adıyla da Türkiye’de çalışmalar yapan Avukat Seçkin Serpil, masumiyet karinesinin önemini vurguluyor. Serpil, “Hile yapmış olabileceğine dair birtakım ibareler var. İstatiksel olarak eşşiz bir ELO (reyting) yükselişine sahip. Ama bunların hiçbiri kanıt değil. Algı ile hüküm veremeyiz. Suçu kanıtlanana kadar herkes masumdur ve ortada somut bir delil yok” ifadelerini kullanıyor. FIDE Ustası (FM) Selim Çıtak ise “Ben arada kaldım, adam çok şüpheli ancak ispat yok. İspat olmadığı sürece oyuncunun töhmet altında kalmasını doğru bulmuyorum” değerlendirmesini yapıyor.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir