Adana Demirspor – Galatasaray maçı sonrası dikkat çeken benzetme! ‘Çürüğe çıkartıp kulübeye göndertti’

Adana Demirspor, Spor Toto Süper Lig’in 8’inci haftasında Galatasaray’ı konuk etti. Heyecan dolu mücadele golsüz beraberlikle noktalandı. Spor yazarları yüksek tempoya sahne olan ancak filelerin havalanmadığı kritik karşılaşmaya dair görüşlerini paylaştı.

İşte Adana Demirspor – Galatasaray maçının ardından yapılan değerlendirmeler…

GALATASARAY İYİ SAVAŞIYOR / OSMAN ŞENHER

Adana Demirspor, Süper Lig’in en iyi takımlarından bir tanesi. Adana deplasmanından puan almak bütün takımlar için kolay değil, hatta çok zor. Galatasaray dün gece son vuruşlarda biraz şanslı olsaydı galibiyetle de sahadan ayrılabilirdi.
Sarı-kırmızılılar yeni kurulan bir takım. Evet, eksikleri var. Bu eksikler de oynaya oynaya, futbolcuların birbirini tanımasıyla giderilecek. Ama buna rağmen Torreira, Midtsjö, Mertens ve Mata, çok üst düzey oyuncular. Mata da Mertens de dün gece çok şanssızdı. Mata’nın gollük şutunu Svensson çizgiden kafayla çıkardı. Mertens ise çok pozisyona girdi, fakat bunları kaçırdı. Son olarak da vuruşu üst direkten döndü.

Ama Okan Buruk’un oynatmak istediği futbola baktığınız zaman, bütün takım koşuyor, rakibe baskı yapıyor, yardımlaşıyor ve çabuk oynamaya çalışıyorlar. Bu çok büyük bir gelişme. Gelecek haftayı Galatasaray ‘bay’ geçecek. Bir hafta aradan sonra çok daha iyi bir futbol izleyeceğiz.
Tabii Galatasaray’ı överken, aynı sözleri Adana Demirspor için de söylememiz gerekir. Başkan Murat Sancak harika bir takım kurmuş. Onlar da teknik direktör Montella ile bütünleşerek, çok etkili bir performans ortaya koyuyorlar. Dün gece Sacha Boey, Onyekuru’yu, Dubois de Yusuf Sarı’yı iyi marke etmeseydi Galatasaray bu zor deplasmandan puansız da dönebilirdi. Bunun yanında Adana Demirspor’un da girdiği gol pozisyonları var.

Belhanda ve Ndiaye orta sahada istediklerini yapamadılar. Midtsjö’nün baskısından kurtulamadılar. Bu yüzden de gol yollarında daha fazla etkili olamadı ev sahibi takım. Galatasaray’da Norveçli Midtsjö, atom karınca gibi. Devamlı rakibe baskı yapıyor, hem defansına hem forvetine yardım ediyor. Torreira ise defansın önünde sigorta gibi… Adana Demirspor ataklarını karşılayan ilk futbolcu oluyor.
Sonuçta bu kadar iyi bir Adana Demirspor’dan deplasmanda bir puan almak başarıdır. Her iki takıma da teşekkür etmek lazım. Bizlere futbolun bütün güzelliklerini gösterdiler. Harika bir maç seyrettik. Gol olmamasına rağmen sıkılmadık, heyecanlandık.

DEMİR’İ BÜKEMEDİ / ŞANSAL BÜYÜKA

Okan Hoca, akıllı ve düşünülmüş bir onbirle sahaya çıktı… Solda Van Aanholt‘u kesip, Dubois’i koydu, o kanadı Yusuf Sarı‘nın otobana çevirmesini engelledi…
Orta sahada; takımın topa en iyi hükmeden, ama dayanıklılık olarak biraz ‘çıtkırıldım” kalan Oliviera’yı kesti, rakip hücumları iki “acımasız adam“ Torreira ve Midtsjö ile durdurdu ve kontrol etti…
Galatasaray’ın düşünülmüş onbirle iyi başladığı bir maç oldu… Galatasaray ancak şunu yapmadı…  Adana Demirspor oyunu geriden kurmaya çalışırken, kaleci Ertaç başta, Samet, hatta Emre Akbaba bu paslaşmada büyük hatalar yaptılar…

Galatasaray önde yeteri kadar basabilse, yakaladığından çok daha fazla pozisyon bulurdu… Nitekim iki çok net pozisyonu da bir organizasyondan değil, hücuma çıkarken, Adanalı oyuncuların kaptırdığı toplardan geldi…
Ancaakk… Adana‘nın hücuma çıkarken kaptırdığı toplara rağmen kaleci Ertaç mükemmel kurtarışlar yaptı… Stoper Samet, yanındaki ikilisi Semih ile birlikte “sıra dışı“ oynadı… Bütün bunlara rağmen giren – çıkan kim varsa sahanın en iyi adamı uzak ara, Adana‘nın sağ beki Svensson’du…Aslında “akrabaların kapışması“ gibi bir maç izledik… Yani eski Galatasaraylılarla yeni Galatasaraylıların kapışması..

Özellikle Sacha Boey – Onyekuru kapışması müthiş oldu… Bir pozisyon dışında bu ikili mücadelelerden galip çıkan hep Sacha Boey’di… Öyle ki, maç bitmeden Onyekuru‘yu “çürüğe“ çıkartıp külübeye göndertti…Galatasaray‘ın sıkıştığı dakikalarda “klasik kahraman“ Muslera sahnediydi… Özellikle ilk yarıda önce havadan, sonra yerden mutlak iki golü önledi… İkinci yarıda zaten top gelmedi…İkinci yarı demişken; Galatasaray, Adana takımını resmen teslim aldı… Dakikalar ilerledikçe kendi yarı alanına hapsetti… Üstelik Adana takımı en yorgun dakikalarda, son 35 dakika bir eksik oynadı…

Eee, iyi oynuyorsun, baskılı oynuyorsun, ataklarda sürekliliğin var, o zaman niye kazanamadın diye sorarlar… Galatasaray‘ın  ağırlığını hissettiren oyun gücüne rağmen hızı da son derece yavaştı… Neredeyse yüreyerek hücuma çıktı… O zaman rakip savunma kalesinin önünde “Çin ordusu“ gibi kalabalıklaştı, adeta duvar ördü…

Galatasaray‘ın  mutlaka hızlı hücuma evrilmesi lazım… Ama iki ön kanat adamı Yunus ve Kerem ile “hızlı hücum“ sıkıntılı görünüyor… İkisi de driplingi seviyor, adam geçmeyi, kalabalıkları girmeyi seviyor… Kenarlara gidip tek orta atmıyorlar… Düşünün Gomis topla buluşamadan oyundan çıktı… Ayrıca hızlı hücum etmezsen, rakip savunmayı az adamla nasıl yakalayacaksın, boş alanları nasıl bulacaksın…

Buna rağmen uzatma bölümünde Yunus, Kerem, Seferoviç mutlak pozisyonları kaçırdılar… Hayrettir, Galatasaray kötü oynamadığı, hatta ikinci yarısını tek kale oynadığı, aşırı gol pozisyonu yakaladığı, son 35 dakikada bir fazla olduğu maçı iki puan yitirirek bitirdi…
Adana‘nın hocası Montella, sarı kartla oynamasına rağmen ikili mücadelelere riskli girmeye devam eden Stanbouli‘yi oyunda tutarak takımını resmen bir eksik bıraktı… Galatasaray‘da da Torreira‘nın yerde yatan Ndiaye’nin bileğine basması sarı karttan fazlası olabilirdi…
Puan kaybettiğine bakmayın, dün sahada ağırlığını çok fazla hissettiren bir Galatasaray vardı… Bu takım ciddi iş yapar… Adana Demir derseniz, tribünleriyle, sahadaki futboluyla Süper Lig’e süper renk katıyor…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir