Hatice Kaygısız, Burdur’un Kozluca Köyü’nde doğdu. Babası köyde inşaat ustasıydı. Kerpiç ve taş duvarları örüyordu. Çalışmayı çok seven Hatice de her fırsatta babasına yardım ediyordu. 4 kardeşinin ilgisini çekmeyen inşaat ustalığı, 12 yaşındaki Hatice için vazgeçilmez olmuştu. Belki de onun bu kadar marifetli oluşu, yaşı küçük olsa da onu ailenin gözünde bir anda büyütmüştü. 15 yaşında evlendirildi. Çocuk gelin Hatice’nin artık bir bebeği de vardı. Tabii bu evlilik fazla uzun sürmedi, bir yıl içinde bitti. Sonra Hatice ikinci evliliğini yaptı. Bir çocuğu daha oldu. Ne yazık ki bu evlilikte hüsranla sonuçlandı. Çocukluğunu yaşamayan Hatice, üçüncü evliliğini yaptığında ise 17 yaşındaydı. Sonunda mutluluğu yakalamıştı. İki çocuğu daha olmuştu. Eşi sıva ustasıydı, ona inşaatta harç karıp, duvar örerek yardım ediyordu. Her şey yolundaydı. Ancak Hatice’nin bu mutluluğu 10 yıl sürdü. Çünkü eşi vefat etti. Hatice artık 4 çocuğuna tek başına bakmak zorundaydı. 12 yaşında babasından öğrendiği inşaat ustalığı, artık onun ve çocuklarının yeni ekmek kapısıydı. Çalışma azmi ve disipliniyle göz dolduran Hatice usta, inşaatta bir gününü, “Sabah 07.30’da inşaata gidiyorum. Kendime ve ustalarıma harç karıyorum. Çayımı koyup, işimin başına geçiyorum. Bu sırada çayım demlenmiş oluyor. Çay molası veriyorum. Sonra öğlene kadar duvar örümü, harç karımı ve tuğla aktarım işlerini yapıyorum. Elimdeki harcın bitmesiyle birlikte akşama doğru benim de inşattaki işim bitiyor” diyerek anlattı.
“Pek çok kişi inşaat ustalığının erkek işi olduğunu söyledi. Beni bu konuda yadırgadılar. Kız kardeşim ve yeğenim bana çok destek oldu. Bir de Engin usta tabii. Bu işte ilerlemem konusunda bana hep yardımcı etti. Bir kadın inşaat işini yapamaz, inşaatta çalışamaz, çalıştırma diyenlere aldırış etmedi. Onları dinlemedi. Hatice, ‘İnşaat işlerini yapar, onun yaptığı işi hiçbir erkek yapmıyor’ dedi. Gerçekten de söylediklerinin hepsi doğru. Şu anda benim yaptığım işi hiçbir erkek yapamıyor. Bu işi bu kadar iyi yapmamın nedeni, 12 yaşında babamdan öğrenmem. Babam benim yol göstericimdi. 8 yıl önce vefat etti. Yaşasaydı birlikte çalışırdık. Benimle gurur duyardı. Babam, ‘Kızım, başkalarının dediklerine aldırış etme, çalış, bileğinin hakkıyla kazan’ derdi.”
‘TÜM MÜCADELEM ÇOCUKLARIM İÇİN’
Antalya’da çocuklarıyla birlikte yaşayan Hatice Kaygısız, milyonluk villaların duvarlarını bir kadın titizliğiyle örüyor. Duvarları örerken hayaller de kurduğunu anlatan Hatice, “Keşke benim de böyle bir villam olsa, çocuklarımla birlikte yaşarım diyorum. İnşaatta duvar örmekten harç yapımına kadar her türlü inşaat işini yapıyorum ancak hiç yorulmuyorum. Çünkü emek emek, seve seve yapıyorum. Bir günde 15-20 metre duvar örüyorum. Bunun için de 200 TL yevmiye alıyorum. Ben çocuklarım için çalışıyorum. Onlar benim hayatım. Tüm mücadelemi de çocuklarım için veriyorum” dedi.
“Çalıştığım villanın mimarları Nermin İncebacaklı ve Sebahat Çevik bana bir kadın olarak çok destek oldular. Ben de bütün bayanlara bu konuda öncü olmak istiyorum. Erkek işi diyenlere aldırış etmesinler. Kendilerine ve bileklerindeki güce güvendikleri sürece erkek ya da bayan işi diye bir durum söz konusu değil. Kadınlara bu konuda destek olabilirim. İnşaat ustalığı yapmak isteyen kadınlara işin kolaylıklarını ve nasıl yapabileceklerini öğretebilirim.”
EHLİYET DE ALACAK
Bugün 38 yaşında olan Hatice’nin 21, 20, 19, 18 yaşlarında dört çocuğu var. Bir de beş aylıkken bakımını üstlendiği bir çocuğa da altı yıldır annelik yapıyor. Öğretmen olan kızının atanmasını ise büyük bir heyecanla bekliyor. İlkokul mezunu olan ve iki yıl önce ortaokulu bitiren Hatice, ehliyet alacağı günü de iple çekiyor.
‘SADECE KADINLARA DEĞİL, HERKESE UMUT OLABİLİR’
Peki, Hatice Kaygısız’ı namıdiğer Hatice ustayı yaşadıkları karşısında motive eden güç ne? “Erkek işi yapıyorsun” diyenlere karşı nasıl dimdik durabildi? Verdiği mücadeleyle kadınlara örnek olduğunu söyleyebilir miyiz? Uzman Psikolog Nurdan Beşen Büyükak, “Öncelikle çok küçük yaşta evlendirilmesinin insan hakları ihlali ve çocuk istismarı olduğunu söylemek isterim. Yaşadığı bu travmanın pek çok sonucu olmuştur. Travmatik olaylardan sonra kişilerde psikolojik problemler meydana gelebileceği gibi kişisel olarak güçlenme de olabilir. Kişilerde yaşadığı zorluklardan sonra ‘Bunun üstesinden geldiysem her türlü zorluklarla baş edebilirim’ düşüncesi gelişebilir. Bireysel özellikler, kendine güven, sosyal ve psikolojik destek ve başa çıkma stratejileri geliştirilerek travma sonrası büyüme sağlanabilir. Hatice Hanım travma yaşayan kişilere bu anlamda bir umut olabilir. Genel bilinenin aksine ‘travma kişide mutlak olumsuz sonuçlara yol açar’ düşüncesi bir kenara bırakılabilir, gerekli psikolojik ve sosyal destek sağlanırsa kişi travma sonrası süreçten çok daha güçlü çıkabilir. Yaptığı mücadeleyle sadece kadınlara değil, her yaştan kişiye umut olduğunu söyleyebiliriz” dedi.