6222 teoride var ama pratikte yok!

Dünyada sporda şiddeti önlemek için yasa çıkaran tek ülkeyiz. Yıllarca bununla övündük. Gelin görün ki, son dönemlerde hem saha içinde hem dışında şiddetin en yoğun yaşandığı coğrafya olduk. Kimi zaman Avrupa medyasının gündemine oturduk, bazen yaşadıklarımızdan utanır hale geldik.

Bir zamanlar futbol kaynaklı şiddet olayları İngiliz hastalığı şeklinde yorumlanırdı. Çok geçmeden bu hastalığın bulaşıcı olduğunu gördük. Ve en çok etkilenen ülkelerden biri haline geldik.

İlk yasa 20 Ağustos 2004 tarihinde çıktı. Numarası 5149 idi. Aradan 20 yıl geçti. Ve bu süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisinde tüm siyasi partilerin katılımı ile tam 6 kez revizyona uğradı. Komisyonlarda tartışıldı, günün koşullarına uygun maddeler eklendi. 14 Nisan 2011 tarihinden beri de 6222 olarak anıyoruz kağıt üzerinde kalan yasayı.

Kağıt üzerinde diyorum ve soruyorum; futbol sahalarında yaşanan şiddet olayları engellenebildi mi? Tribün terörü azaldı mı? Yasada öngörülen yaptırımlar devreye girdi ve caydırıcı oldu mu? Evet diyen ya yalancıdır veya gözlerine perde inmiş, kulakları tıkanmıştır.

Yasa çok komplike. Pratik değil. Her düzenleme üst perdeden yapılmış. Amacına hizmet etmiyor. Takibi ve uygulaması sorunlu. Öngörülen cezalar gerçekten uzak. Sadece o gün için toplumu tatmin ihtiyaçlar gözetilmiş. Liyakat, akıl ve emekten uzaksanız, hedeften şaşar, suni tartışmalarının odağı olursunuz.
O cezaları kim verecek?

Son yıllarda gündemimiz kulüp başkanlarının nefret içeren söylem ve eylemleri, taraftarın neden olduğu olaylar, yaralanmaya yol açan şiddet girişimleri ile holiganizm değil mi? Alt liglerden gelen şike duyumları cabası!

6222 sayılı yasa hepsinin karşılığında ağır yaptırımlar öngörüyor. Ömür boyu hak mahrumiyeti, 5 yıla varan hapis ve para cezaları söz konusu. Peki yasa hükümleri uygulanıyor mu? Hayır.
Yasa; spor savcıları, spor polisi ve spor mahkemeleri eliyle şiddetin engellenmesini amaçlıyor. Teoride her şey mükemmel. Ama pratik öyle söylemiyor.

HANİ YAPTIRIMLAR

Uzağa gitmeyelim. Geçen sezon eski Ankaragücü kulübü başkanı Faruk Koca sahaya inerek FIFA kokartlı Halil umut Meler’i darp etti. Yanındaki koruma kılıklı üç kişi yere düşen hakemi defalarca tekmeledi. Sonuç; o başkan 15 gün tutuklu kaldı ve serbest bırakıldı. Fedaileri de öyle.

Altı ay önce Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşması. Bitiş düdüğü ile birlikte yüzü maskeli şahsın fitilini ateşlediği olayların faturası ne oldu? Altını çizelim; o kişi yurt dışından gelmiş ve başkasının passolig kartı ile stada girmişti. Gözaltına alınan 12 kişiden ikisi tutuklandı, bir hafta sonra hepsi şartlı salıverildi.

27 Kasım 2022. Göztepe-Altay maçında ucuz atlatılan facia. Yasa gereği stada sokulması yasak olan fişekle bir taraftar ağır yaralandı. Çıkan arbedeyi polis güçlükle önledi. 19 kişi tutuklandı, bir ay geçmeden hepsi aramıza karıştı.

17 Mart 2023’de UEFA Konferans Ligi’nde oynanan Sivasspor-Fiorentina maçında bir taraftar sahaya atladı ve İtalyan temsilcisinin oyuncusu Bianco’ya saldırarak burnunu kırdı. İki kişi tutuklandı, 15 gün sonra denetimli gözetim şartıyla serbest bırakıldı.

Bir kaç yıl önce üst düzey bir “federasyon” yöneticisinin İstanbul’da önemli bir stada onlarca kişiyi kaçak soktuğu görüntülendi ve kayıtlara geçti. Hakkında işlem dahi yapılmadı.

Gözler Göztepe-Fenerbahçe maçında başkan Ali Koç’un uğradığı saldırıda. Bu şahıs meczup olarak mı görülecek, yoksa yasa hükümlere uygulanarak bir daha spor alanlarına girmesi ve holiganlık yapması mı engellenecek?

Yasayı uygulamakla yükümlü olanlar; bu olay da mı oldu bittiye getirilecek?..

CESARET VE İRADE ŞART

Örnekleri çoğaltmak mümkün, lakin neye yarar? Her stada onlarca kamera yerleştirildi. 50 bin kişiyi gözleyen, her eylemini kayıt eden cihazlar mevcut. Statlarda gözetim odaları kuruldu. Suç üstü yapmak ve işi adalete sevk etmek çok kolaylaştı.

Lakin yasanın “kayıtsız şartsız” uygulanmasıyla ilgili ciddi sorunlar var. Statlara kesici, yanıcı ve yaralayıcı madde sokmak yasak. Ama her maçta hepsi var. Neden? Çünkü kapılarda üst araması yapmakla yükümlü kolluk güçleri görevini yapmıyor.

Tribündeki seyircilerin sahaya girmesini engellemek için özel güvenlik atandı. Maliyeti nedeniyle sayıları az ve bu tip olaylarda deneyimsizler. TFF’nin resmi kayıtları göre geçen sezon özel güvenlik yerine görevlendirilen polis sayısı 350 bin olmuş ve kulüplere maliyeti 120 milyon lirayı aşmış. Gelin çözün bu problemi.

Taraftar, kulüp başkanlarının ağzına bakıyor. Şiddeti körükleyen açıklamalar 6222’ye göre cezalandırılmalı. Bugün dek bir kulüp başkanı hakkında işlem yapılıp, ceza verildiğini duyan oldu mu? Sadece TFF yaptırım uyguluyor idi, yeni gelen federasyon başkanı bu söylemlerin artık cezalandırılmayacağını açıkladı!

İŞ BİRLİĞİ GEREK

Rakamlar TFF faaliyet raporundan. Hukuk müşavirliği geçen sezon kulüplerin (başkan, yönetici, teknik direktör, futbolcu, taraftar) talimatlara aykırı 2 bin 298 eylemi için işlem yapmış.

TFF, şiddet yasasını uygulamakla yükümlü bakanlık koordineli çalışsa, bu dosyaların en az yarısı yargıya intikal eder ve toplum nezdinde caydırıcı yaptırımlara dönüşebilirdi. Yargı yükü mü? Koyan düşünecek.

Şapkayı masaya bırakma vakti. Bir kulüp başkanına “yasa gereği” 5 yıl hapis cezası isteyecek savcı ve gereğini yerine getirecek hakim düşünebiliyor musunuz?

Hâlâ yeni bir yasa yapmayı planlıyorsanız; birilerinin gazını almak için değil, şiddeti önleyebilir gerçekçi yaptırımlar içeren bir metin üzerine kafa yorunuz lütfen!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir