Mamak’ta bulunan Şah-ı Merdan Kültür Evleri Yaptırma ve Yaşatma Derneği, Sivas Divriği Gökçebel Derneği ile Ana Fatma Cemevi ve Çankaya ilçesinde bulunan Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Merkezi’ne 30 Temmuz 2022’de saldırı düzenlendi. Ahmet Ozan Karaca, girdiği cemevlerinde içeride oturanların üzerine sandalye fırlatıp, biri kesici aletle 2 kişiyi yaralayarak kaçtı. Polis, saldırgan Ahmet Ozan Karaca ile onunla bağlantılı olduğunu tespit edilen Baver G. ve Çağdaş Can B.’yi Eskişehir’de gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden Karaca tutuklanırken, diğer 2 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
‘CEZAİ EHLİYETİ TAM’
Savcılık olayla ilgili soruşturmasını tamamlayarak, iddianame düzenledi. İddianamede, şüpheli Karaca’nın akli dengesinin yerinde olup olmadığı yönünde rapor alınması için Ankara Şehir Hastanesi’nde 3 hafta gözlem altına alındığı ve ‘cezai ehliyetinin bulunmadığı’ yönünde görüş bildirildiği belirtildi. Soruşturma tamamlandıktan sonra 1’i tutuklu 3 sanığın yargılanmasına başlandı. 63’üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Ozan Karaca ile tutuksuz sanıklar Baver G. ve Çağdaş Can B. Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı. Taraf avukatları ve seyirciler de duruşma salonunda hazır bulundu.
Mahkeme başkanı, ilk duruşmada sanığın akıl sağlığının yerinde olup olmadığına ilişkin İstanbul Adli Tıp Kurumu’ndan (ATK) rapor talep edildiğini hatırlatarak, rapora göre cezai ehliyetinin tam olduğunu belirtti.
‘KENDİMİ MEHDİ SANIYORDUM’
Ardından savunma için söz verilen sanık Karaca, olaydan önce İstanbul’daki ailesinin yanından ayrılıp Eskişehir’deki arkadaşlarının yanına gittiğini belirtti. O dönem herkesten şüphelendiğini ifade eden Karaca, “Adımın Ahmet olması, yaşımın 24 olması gibi birçok şey mehdiyi işaret ediyordu. O dönem kendimi mehdi zannediyordum. Cemevleri hakkında kötü şeyler söyleniyordu. Allah tarafından bana görev verildi ve saldırdım. Ben tutuksuz yargılanmak istiyorum. Avukatlar bana istediklerini sorabilirler. ‘Mehdi’ kurgusu yaptığımı söylüyorlar. İnternetten araştırdığımda, hadis kitaplarından baktığımda ve 24 yaşında olduğum için adım da Ahmet olduğu için mehdi olduğuma inandım, kim olsa inanırdı. Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir gencim” dedi.
‘AHMET’İN BEYNİNİN YIKANDIĞINI DÜŞÜNDÜK’
Tutuksuz sanık Baver G. de, “Ahmet Ozan, uzun süre benim telefonumu engellemişti. Olaydan bir gün önce engeli kaldırıp, ‘Amcam beni öldürmeye çalışıyor, bana büyü yaptılar’ şeklinde mesaj attı. Eskişehir’e gelmek istediğini söyleyip evin konumunu istedi. Sonra sabaha karşı kaldığımız yere geldi. Daha sonra saldırıları gerçekleştirdiğini öğrendik. Biri ya da birilerinin Ozan’ın beyninin yıkadığını ve bu nedenle bu saldırıyı gerçekleştiğini düşündük. Başka bir şey bilmiyorum” ifadelerini kullandı.
AKIL SAĞLIĞI RAPORU ADLİ TIP ÜST KURULU’NA SORULACAK
Tutuksuz sanık Çağdaş Can B. de, suçlamalar kabul etmediğini, dosyanın asıl mağdurunun kendisi olduğunu söyleyerek, “Bir dersim vardı mezun olmak için. İzmir’e kesin dönüş yapmak üzereydim. Eskişehir’e giderken Baver de benimle geldi. Baver, evden çalıştığı için hangi şehirde olduğu pek fark etmiyordu. Baver ile 2-3 gün Eskişehir’de kaldık sonra KPSS için ben İzmir’e döndüm. Baver, Ozan’ın Eskişehir’e geleceğini söyledi; şaşırdım. Çünkü Ozan bizi her yerden engellemişti. Uzun süredir görüşmüyorduk. Eskişehir’e döndük, Ozan da geldi. Ama gece evden kaçmış. KPSS için İzmir’e gittim sonra beni gözaltına alıp Ankara’ya getirdiler” dedi.
Savunmaların ardından tutuklu sanık Ahmet Ozan Karaca hakkındaki akıl sağlı raporunun Adli Tıp Kurumu Üst Kurulu’ndan yeniden talep edilmesine karar verildi. Duruşma, 22 Mart’a ertelendi.