3 bin 500 yıl önce Mısır topraklarında yayıldı! Uzmanlar asırlık soruyu yanıtladı

Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Yaklaşık 200’den fazla çeşidi olan kanser, vücudun herhangi bir noktasında yer alan hücrelerin kontrolsüz şekilde büyümesi sonucu ortaya çıkıyor. Kontrolsüz şekilde büyüyen hücrelerin bir araya gelmesiyle vücudun çeşitli doku ve organlarında tümörler oluşuyor. Bu tümörler iyi ve kötü huylu olarak ikiye ayrılıyor. Günümüzde kanser tedavileri için cerrahi operasyon, kemoterapi, radyoterapi, immünoterapi, kök hücre ve kemik iliği nakli, hormon tedavisi, antikor tedavisi gibi yöntemler kullanılıyor. Kovid-19 virüsüne karşı aşı geliştiren ve Türkiye’deki kamuoyunun Özlem Türeci ile Uğur Şahin’in çalışmaları sayesinde daha yakından tanıdığı BionTech firmasının kanser aşısına yönelik deneylere başlaması ise birçok kişinin aklına “Yoksa kanser insan eliyle ortaya çıkarılmış bir hastalık mı?” sorusunu getirdi. Peki bu iddia gerçekten doğru olabilir mi? Kanser hastalığı gerçekten de insan eliyle ortaya çıkan bir rahatsızlık mı? VM Medicalpark Mersin Hastanesi Tıbbi Onkoloji Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Erdinç Nayır ve Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Ve Etik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Atıcı, kansere dair merak edilen soruları Milliyet.com.tr’ye yanıtladı.

KANSER NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Doç. Dr. Elif Atıcı, kanser hastalıkları ile ilgili ilk bulguların, bilinenin aksine insandan önce hayvanlarda rastlandığına dikkat çekti. İlk bulgulara ait kayıtlarda geçen kanser türlerine değinen Doç. Dr. Atıcı, Paleopatolojik bulgular, tümörlerin hayvanlarda, insanlardan çok daha önce tarih öncesi çağlarda var olduğunu gösteriyor. Yine literatüre göre mumyalaşmış cesetlerin incelenmesi sonucu 50 milyon yıl öncesine ait kemik tümörü tespit edildi. Ancak yazılı bilgi olarak yaklaşık 3 bin 500 yıl öncesine ait Ebers Tıp Papirüsü’nde bir yumuşak doku tümörüne ait bilgi yer almakta ve muhtemelen deri, rahim, mide ve rektum kanserlerine de değinilmekte” dedi.

Kansere ilişkin veriye ilk rastlanan yerlere de değinen Doç. Dr. Atıcı, şunları söyledi:

“Kanserin tanımına uygun ilk bilgilerin Antik Çağ’da edinildiği literatürde ifade edilmektedir. Bu bağlamda Mısır papirüsleri, Babil çivi yazısı tabletleri ve eski Hint yazmaları tıp tarihçilerine kaynak oluşturur. Bu kayıtların yanı sıra Antik Yunan tıbbi kayıtlarında ve Anadolulu bir hekim olan Galen’in çalışmalarında birçok kanser olgusuna rastlanmakta. Ancak burada ifade edilen tümörlerin ne tür tümörler olduğuna karar vermek olanaksızdır diyebiliriz. Kanser teriminin kullanılması da Antik Çağ’a aittir. İlk defa Hipokrat tarafından organizmanın şifa bulmayan yeni yapılanmalar için kullanılmıştır.”

O BÖLGEYE ÖZELLİKLE DİKKAT ÇEKTİ

Çevresel faktörlerin kanser üzerine etkisini değerlendiren Doç. Dr. Erdinç Nayır ise “Vücutta kanser gelişmesine sebep olan genetik değişikliklerin en önemli nedeni çevresel faktörler. Bu çevresel faktörler DNA’mızda kanser yapıcı mutasyonlara sebep olmakta” diye konuştu.

Doç. Dr. Nayır, kanser oluşumuna sebep olabilecek şeyleri de sıraladı. Türkiye’deki bir bölge için özel olarak risk değerlendirmesi yapan Doç. Dr. Nayır’ın kanser oluşumunu tetikleyecek faktörlerle ilgili şunları söyledi:

“En önemli çevresel faktör tütün ve tütün ürünlerinin kullanımıdır. Diğer çevresel faktörler asbest maruziyeti, radon gazı, nikel gibi ağır metaller, benzen, aflatoksin, iyonize radyasyon, ultraviyole ışınlar (güneş ışığı) olarak sayılabilir. Tütün ve tütün ürünleri, akciğer kanseri başta olmak üzerine baş-boyun kanserleri, yemek borusu kanseri, rahim ağzı kanseri, karaciğer, pankreas ve bağırsak kanseri gibi birçok kansere neden olur. Asbest, inşaat yapımında, gemi, uçak ve otomobil sanayisinde, su boruları ve ısı izolasyonunda yaygın kullanılan bir madde. Özellikle inşaat alanlarında yüksek oranda bulunur ve akciğer kanserine, akciğer zarının kanserine neden olur. Yakın zamanda Hatay-Maraş bölgesinde görülen deprem nedeniyle asbeste bağlı kanser görülme riski ciddi anlamda artışta.”

ÇAYI ÇOK SICAK İÇİYORSANIZ DİKKAT!

Erkeklerde ve kadınlarda hangi tür kanserlerin sık görüldüğüne de değinen Doç. Dr. Erdinç Nayır, Türkiye’deki kanser vakalarının çok görüldüğü bölgelerde kansere sebebiyet veren ve sık yapılan hataları sıraladı.

Erkeklerde en sık görülen kanser türleri arasında ilk üç sırayı prostat kanseri, akciğer kanseri ve bağırsak kanserinin oluşturduğunu söyleyen Doç. Dr. Nayır, kadınlarda ise meme kanseri, akciğer kanseri ve bağırsak kanserinin ilk üçte olduğunu vurguladı.

“Hem kadınlarda hem de erkeklerde kansere bağlı ölümlerin en sık nedeni ise akciğer kanseridir. Sigaranın kadınlar tarafınca daha sık kullanılmasıyla sigaraya bağlı görülen kanserlerin kadınlarda görülme oranları artmakta. Bazı bölgelerde beslenme ve çevresel faktörlere bağlı olarak görülen kanserlerin sıklığı değişebilir. Sıcak çayın fazla tüketilmesi, ateşe yakın etlerin daha fazla tüketilmesine bağlı sindirim sistemi kanserleri özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesi’nde biraz fazla görülebiliyor. Çernobil’deki iyonize radyasyonun kalıntılarına bağlı Karadeniz bölgesinde tiroid kanseri, tiroid hastalıkları görülmekte. İç Anadolu bölgesinde toprağın yapısına ve asbest miktarının fazlalığına bağlı olarak akciğer kanseri ve akciğer zarı kanseri daha sık görülmekte. Akdeniz bölgesinde de güneşe maruziyetten dolayı cilt kanserleri biraz daha fazla görülebiliyor. Maraş-Hatay bölgesinde gerçekleşen deprem nedeniyle ilerleyen yıllarda bu bölgede akciğer kanseri ve akciğer zarı kanseri (mezotelyoma) görülme oranlarının artacağı ön görülmekte.” Doç. Dr. Erdinç Nayır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir