İki kardeşin en büyüğü olan ve İstanbul’da ailesiyle yaşayan Berat Öz (21), üniversite okumayı planlarken, 19 yaşında geçirdiği grip sonrası gelişen kalp yetmezliği nedeniyle, kendini kalp nakli bekleme listesinde buldu. Basit bir üst solunum enfeksiyonu sandığı hastalığı, bir süre sonra mide bulantısı, nefes darlığı, karın ağrısı, aşırı halsizlik gibi belirtilerle kötüleşti. Bir gece Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi aciline kaldırılan gence yapılan tetkikler sonucu, kalp fonksiyonlarının yüzde 15’e kadar düştüğü anlaşıldı. Acilen kalp nakli bekleme listesine alındı ve uygun organ çıkana kadar hayatta kalabilmesi için hemen yapay kalp cihazı (LVAD) takıldı. 1 yıl sonra bu cihazın da yetersiz geldiği bir anda fenalaşınca, bu kez yoğun bakıma kaldırıldı. Tam 24 gün, LVAD’a ek olarak ‘intraaortik balon’ adı verilen ikinci bir kalp pompasına bağlandı.
HELİKOPTER AMBULANSLA GELEN İKİNCİ HAYAT
Yoğun bakımdan çıksa da Berat Öz’ün sağlığına kavuşabilmesi için hala tek şansı, kalp nakliydi. Pandemi dönemine de denk gelmesiyle, organ bağışının neredeyse hiç olmadığı 2 yılı, umutsuzluk içinde geçiren Berat’a umut olan haber, geçtiğimiz 26 Ekim gecesi çalan telefonla geldi. Beylikdüzü’nde beyin kanaması sonucu yaşamını yitiren, kendisiyle aynı yaşta bir gencin kalbi, ona uygundu. Helikopterle Beylikdüzü’nden Kartal’daki Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne acilen getirilen kalp, Hastane Başhekimi ve Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaan Kırali ve ekibi tarafından gerçekleştirilen başarılı bir operasyonla Berat’a ikinci hayatını verdi.
İKİNCİ BİR KALP POMPASI TAKMAK ZORUNDA KALDILAR
Operasyonu gerçekleştiren ekipten Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Hakan Hançer, “Biz Berat’a 2020 Aralık ayında son dönem kalp yetmezliği teşhisi ile yapay kalp cihazı taktık. Aslında ani gelişen bir kalp yetmezliği tablosuydu. Bir viral üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası gelişmişti. Kalp fonksiyonları ilaçla düzelmeyince sol ventriküler destek cihazı (LVAD) yerleştirdik. Sonrasında da kalp nakli bekleme listesine aldık. Kalbindeki yetmezlik tablosu ilerlediği için 1 yıl sonra tekrar hastaneye yatırıldı. Yoğun bakıma alındı. İntraaortik balon pompası adını verdiğimiz ek bir cihazla 25 gün boyunca yoğun bakımda tedavi gördü. Sonrasında toparladı ama kesin tedavi yöntemi sadece kalp nakli ile olacaktı. 26 Ekim’de de uygun donör çıkmasıyla nakil ameliyatını başarıyla gerçekleştirdik” dedi.
“MAALESEF ORGAN BAĞIŞI SAYILARIMIZ O ANLAMDA ÇOK YETERSİZ”
Uzm. Dr. Hançer, “Berat’ın ilginç durumu, aniden gelişen bir kalp yetmezliği olmasıydı” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Viral bir üst solunum yolu enfeksiyonu sonrasında gelişen bir kalp yetmezliğiydi. Enfeksiyona bağlı miyokardit ve sonrası kardiyomiyopati, yani kalp yetmezliği gelişmişti. Normal, sağlıklı bir bireyde kalbin ejeksiyon fraksiyonu (EF) dediğimiz pompalama gücü yüzde 65 civarıdır. Berat gibi son dönem kalp yetmezliği hastalarında bu değer yüzde 15’e kadar düşer. Yani aslında 4 kat azalma var ortada. Bu da vücuda yetmiyor. Kalp normalde dakikada 4-5 litre kan pompalarken, birdenbire 1 litreye düşüyor. Bu da hastada ciddi tablolara yol açabiliyor. O nedenle ‘Basit bir üst solunum yolu enfeksiyonu, bir hafta şikayetim oldu sonra geçti. Şimdi de buna bağlı herhalde kırgınlığım, halsizliğim var’ deyip geçmemek lazım. Bu şikayetleri ihmal etmeyip, eğer genel vücut kondisyonunda nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi şikayetler varsa, yaştan bağımsız olarak, Berat’ın yaşı o cihazı taktığımızda 19’du şu an 21 yaşında, mutlaka bir kardiyoloji muayenesi, eko kardiyografik değerlendirme yapılması gerekiyor. Risk grubu olmayanlar, yaşı kaç olursa olsun yılda bir, bu muayeneleri yaptırmalı. Gönül ister ki sürekli kalp nakli yapalım ve bu hastaları şifaya kavuşturalım ama maalesef organ bağışı sayılarımız o anlamda çok yetersiz.”
“ORADA ÖLENLERİ GÖRÜNCE SİZİN DE UMUDUNUZ TÜKENİYOR”
Hiçbir sağlık sorunu yokken kendini aniden bir hastanede yeni bir kalp beklerken bulan Berat Öz ise, “Bir grip sonrası oluştu bu hastalık. Çalışamaz hale geldim, en ufak efor sarf edebilecek işleri dahi yapamıyordum. 2020 Kasım ayında teşhisim kondu, son evre kalp yetmezliği… Acilen kalp nakli olmam gerektiği söylendi. Ama pandemi dönemiydi, organ bağışı zaten çok yetersizdi. Çok kişi vefat ediyor nakil olamadan. Yapay kalp destek cihazı takmak zorunda kaldılar. Kalbim kendi işlevini göremiyordu. Cihaz takıldıktan sonra, pandemi dönemi de olduğu için, toplum içine girmemem konusunda doktorlarım uyarmıştı. Arkadaşlarımdan ayrı kaldım; iş hayatımı bıraktım, üniversiteye gidemedim. Bir süre sonra tekrar fenalaştım. Akciğerlerimde de sıvı birikmesi oldu. Yoğun bakıma yatırıldım. Yoğun bakımdayken başka bir kalp destek pompası daha taktılar bana. 20-25 gün hareketsiz yattım. Orada ölen kişileri görünce sizin de umudunuz tükeniyor. Ama organ bekleyen insanların umudunu yitirmemesi gerekiyor, çünkü beklenmedik bir anda uygun donör çıkabiliyor. Nitekim bana da öyle oldu. Gece 2’de Özlem Otçu hanım nakil koordinatörümüz, organ çıktığını söyleyince şaşırdık. Apar topar hastaneye geldik” diye konuştu.
“ORGANLARINI BAĞIŞLAYAN GENÇ DE BENİM EVLADIM”
Berat Öz’ün annesi Ayşe Öz ise oğlunun o yaşa kadar hiçbir sağlık sorunu olmadığını kaydederek, organlarını bağışlayan donörün ailesine de minnettarlığını dile getirdi ve şunları söyledi: “Bir anda şoke olduk, ağır bir grip de değildi geçirdiği. Şikayetleri ilerledi, mide bulantısı, karın ağrısı, ağır öksürüğü vardı. Bu şikayetlerle bir gece acile geldik hastaneye. Kalp nakli olması gerektiği söylendi. Bekleme süreci de çok zordu. Benim elimden hiçbir şey gelmiyor, kendisi üzülüyor. Ben de üzülüyorum. Yeni bir hayat bekliyorduk açıkçası. Ümidini kesmişti artık, ‘Anne bana çıkmayacak’ diye üzülürdü. Rabbim bir mucize yaşattı bize. Organlarını bağışlayan o genci de evladımın yerine koydum. Organ bağışı gerçekten çok önemli. Oğlum da ailem de hepimiz organlarımızı bağışladık. Hatta oğlum, ‘Anne bana uygun kalp çıkmazsa başka bir aileye bir can, bir nefes olsun diğer organlarım’ dedi. Bağışta bulunan aileye de çok teşekkür ediyorum. Rabbim onlara sabır versin, güç kuvvet versin.”