Yaklaşık 6 yıldır Almanya’da yaşayan Enes Kaycı, 12 yaşındayken Parkinson olduğunu öğrendi. İlk belirtileri sağ ayakta sürtünme ile başladı ve kasılma şikâyetleri ile devam etti. Üniversiteye hazırlanırken kasılmalarından dolayı sürekli strese giren ve bu durum nedeniyle fiziksel olarak da zorluk yaşayan Kaycı, mücadeleci ruhu ile üniversite sınavını kazandı. Hobi ve Dekorasyon Bölümünü kazanan Kaycı, sınavlarında yeri geldi kasılmalarından dolayı başarısız oldu yeri geldi çok çalışarak başarıya ulaştı. Parkinson’a bağlı hayatı derinden etkilenen Kaycı, bu yüzden toplum içine de girmek istemiyordu. Hayatının en zor anını çalışma hayatında yaşadığını söyleyen Enes Kaycı, denge problemleri yaşadığı için işe alınmasının doğru bulunmadığını, hep reddedildiğini ve bu durumun onu çok üzdüğünü dile getirdi.
Şimdilerde 33 yaşında olan genç Parkinson hastası beyin pili tedavisi ile hayata yeniden başlamak için Türkiye’de Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi (PARMER) Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ali Zırh tarafından 26 Ocak’ta lokal anestezi ile beyin pili ameliyatı oldu.
“PARMAĞIMI BURNUMA BİLE GÖTÜREMEZDİM”
Ameliyat sırasında konuşan Enes Kaycı, “Kendimi yeni doğmuş gibi hissediyorum. Hocamın beni en kötü durumdan alıp şu anki duruma getirmesi mucizevi bir olay. Yeni doğmuş gibi hissediyorum. Şu an bile ellerimi kımıldatıyorum. Önceden parmağımı burnuma bile götürüp getiremiyordum. Allah’a şükürler olsun. Evliyim ve 2 yaşında kızım var. Onunla istediğim gibi vakit geçiremedim. İş hayatımda zorluklar çektim. Üniversiteyi bitirirken çok zorluklar yaşadım. Bu yüzden psikolojim de çok bozuldu. Artık iş hayatımdaki dengeler de bozulunca tedavi olmam gerektiğinin fakına vardım” açıklamasını yaptı.
“AMELİYAT SIRASINDA HİÇBİR ACI HİSSETMEDİM”
Hemen ailesiyle doktor araştırmaya başladıklarını belirten Kaycı, “Ali hocayı bulduk. Uzun süre yaptıklarını takip ettik. Daha önce bu ameliyatı olan hastalara ulaştık. Nasıl olduklarını sorduk. Ben de en sonunda ameliyat olma kararı aldım. Ameliyat esnasında ise sadece 4 tane iğne battığını hissettim. Onun dışında ameliyat olurken hiçbir acı hissetmedim. Şu ana kadar rahatlıkla çalışamadım ama buradan çıktıktan sonra hemen çalışmaya başlayacağım. Ali hocama bunun için çok teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
“İLAÇ ALMADIĞI DÖNEMDE KIPIRDAYAMAYACAK KADAR KÖTÜYDÜ”
Doç. Dr. Ali Zırh, Kaycı’nın durumuna ilişkin yaptığı açıklamada, “Enes Bey, vücudunun sağ tarafında tutukluk ve ağırlıkla başlayan bulgularla hastalıkla karşılaşıyor. Tabii çok genç yaşta olduğu için uzun süre tanı konmasında da birtakım zorluklar yaşanıyor. On yıllık bir sürenin sonunda, vücut yarısında yani sol tarafında da bulguları ilerlemeye başlıyor. Bize geldiğinde ilaç almadığı dönemlerde, kıpırdayamayacak kadar ağır olduğu, sağ tarafında daha hâkim katılığının, tutukluluğunun, ağırlığının olduğu bir klinik tablosu vardı. Ancak çok yüksek doz ilaçla açılabiliyordu. Açıldığı zaman da şiddetli, istem dışı hareketler tarzında yan etkiler yaşıyordu. Biz hastamızı şu anda ameliyata aldık. Ameliyatta uyanık, konuşarak karşılıklı sohbet ederek beyin pili ameliyatımızı gerçekleştirdik. Lokal anestezi altında oluyor bu ameliyat. Şu anda beyin pili henüz takılı değil. Ve pili de çalışmıyor ama bizim elektrotlarımızın oradaki varlığı bile önemli ölçülerde klinik iyileşme sağlıyor” açıklamasını yaptı.
“HASTADA İLAÇ YAN ETKİSİ GÖRÜLMEYE BAŞLARSA BEYİN PİLİ AMELİYATI YAPIYORUZ”
Doç. Dr. Ali Zırh, “Bu ameliyatla biz, hastalığın saatini geri alıyoruz. Bağımsız yaşayamayan, başkalarının yardımıyla kalkıp yürüyebilen, yatakta dönebilen, beslenebilen bir hasta, ameliyat sonrasında yeniden sağlıklı günlerine yakın haline geliyor. Bu bir kür değil tabii. Hastalığı ortadan kaldırmıyoruz ama bulguları önemli ölçüde düzeltebiliyoruz. Hastalar yeniden bağımsız yaşamlarına dönebiliyorlar. Çoğu mesleğine, eski hayatına geri dönebiliyor. Enes de ameliyat sonrası bebeği ile daha mutlu bir hayata merhaba diyecek. Ülkemizde 160 bin civarında Parkinsonlu olduğunu zannediyoruz. Bunların yüzde 15’inin de genç yaşta olduğunu varsayarsak aslında önemli bir gruptur. Bu hastaların önemli bir kısmı, yaşları da genç olduğu için tıbbi tedaviyle izlenebiliyorlar. Ama aradan yıllar geçer, ilaçlar yetmez, ilaç yan etkileri ortaya çıkar artık gün boyu rahat edemez, sık açık kapalı dalgalanmaları yaşar, motor ya da psikolojik ilaç yan etkilerini yoğun yaşarlarsa o zaman da beyin pili ameliyatının zamanı gelmiş oluyor” dedi.
“GENÇ HASTAYA 25 YIL ÖMÜRLÜ PİL”
Doç. Dr. Zırh açıklamasının devamında şu ifadeleri kullandı:
Beyin pili pil olduğuna göre bir süre de batarya ömrünün bitmesi gerekiyor. 2 tip beyin pilimiz var. Bir dışarıdan şarj edilemeyen piller. Bunlar ortalama parkinson hastalığında verilen elektrik akımına bağlı olmakla 4-6 yıl ömrü olan ve bir süre sonra değiştirilmesi gereken piller. Son günlerde daha sık kullandığımız, dışarıdan şarj edilebilen piller var. Hasta cep telefonu şarj eder gibi dışarıdan bir cihazla pilini haftada 1 şarj edebiliyor. Bu pillerin firma iddiasına göre 25 seneden uzun ömrü var. Hastamıza da bunu takacağız.
DÖRT GÖZLE EŞİMİ BEKLİYORUM”
Ameliyathanenin dışında eşini bekleyen Rümeysa Kaycı ise “Bu döneme kadar çeşitli zorluklar yaşadık. Eşimin sürekli kasılmaları, dengesizliği, tutukluğu, donukluğu oluyordu. Ameliyatla ilgili hiçbir korkumuz yoktu. Çünkü doktora güvenimiz tamdı. Eşim yeni bir hayata başlayacağı için çok heyecanlı ve mutluyuz. Dört gözle onu bekliyoruz” dedi.